BİR ALINTI: HP Lefkoşa İlçe Başkanı iken, pek çok TV kanalında kesinlikle hiçbir parti ile koalisyon kurmayacağız deyişim, kulaklarımda… Şimdi halk, bana bunun hesabını soruyor. Ben ayrıldım demekle bitmiyor tabii. Başta kendim olmak üzere tüm UBP seçmeninden ve halktan kamuoyu önünde özür diliyorum. (Eylem DELİCEIRMAK ERBİLEN)

BİR AÇIKLAMA:

“Özersay şimdi arazilerin kiralandığını bile duymayacak!”

Kudret Özersay’ın, ‘Biz görevimizin başındayız, gizli saklı alengirli işlerle işimiz olmaz bizim’ deyip Hükümet’in bozulacağına yönelik haberlere ‘dedikodu’ vurgusu yapması üzerinden neredeyse 15 gün geçmeden Hükümet’ten çekilme kararına, kamuoyunda olduğu gibi, ülkenin önde gelen siyasetçileri tarafından da ‘anlam verilemedi’.

Dün Genç TV’de Baykan Gürses Özdağ’ın konuğu olan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 4’lü koalisyon Hükümeti’nin son ana kadar ‘görevimizin başındayız, bir sorun yok’ denmesine karşın bir anda bir olayın patlak vermesiyle sonlanmasından duyduğu şaşkınlığı dile getirdi,Talat, “Hâlâ anlamakta zorlanıyorum” ifadelerini kullandı…

“AKEL’in Annan Planı’na ‘Hayır’ demesini çözemediğimiz gibi sanırım bu dönemi de çözemeyeceğiz” diyen Talat, Kudret Özersay’ın çok kısa bir süre önce ‘her şey yolunda’ açıklamalarına işaret etti.

2. Cumhurbaşkanı Talat’ın 2016’da, UBP-CTP Hükümeti döneminde yaşanan su krizi ve UBP’nin birden bire Hükümet’ten çekilmesine ilişkin hatırlatması ve HP’nin bir anda Hükümet’ten çekilmesi ile benzetmesi de oldukça dikkat çekiciydi…

“Ben sorardım da… TDP’ye de, CTP’ye de, Serdar Bey’e sorduğum oldu, ‘Nasıl gidiyor’ diye… Hiçbirinden de olumsuz bir şey almadım. Kudret Özersay’a sordum mu hatırlamıyorum ama en azından onun sosyal medyadan yaptığı açıklamalar her şeyin yolunda olduğu yönündeydi” diyen Talat, Serdar Denktaş’ın oğluna kiraladığı arazi bahane edildi, bunun çaresi de vardı, neydi, ‘Bu bizim açımızdan kabul edilemez’ derlerdi, iptal ederlerdi. Buna da zaten açık olduğunu söylemişti Serdar Denktaş” dedi, ‘Hükümet’ten çekilmenin daha önceden düşünülmüş olduğu’ izlenimini aktardı…

“Tüm bunlar bir mizansen hissi veriyor…”

2016’da yaşanan sürecin benzerliğine işaret eden Talat, aktörlerin değiştiğine değindi.

O dönem UBP-CTP Hükümeti döneminde yaşanan su krizini, ardından imzalanmayan protokolü anımsatan Mehmet Ali Talat, mali durumun sıkıntıya girmesiyle Türkiye ile görüşmeler başlatılmışken UBP kanadının Hükümet’ten çekildiğini de hatırlattı… Hem de bugün HP’nin yaptığı gibi UBP’nin de ‘sürpriz’ bir kararla çekildiğine işaret etti…

Talat, “Hükümet’in bozulmasında doğrudan olmasa da dolaylı olarak protokolün veya su anlaşmasının rolü var” derken ekliyor;
“Sık sık da Türkiye Dışişleri Bakanı’nın adaya gelmesi, Kudret Özersay’la görüşmesi… Görüştüklerinde hiç hükümet meselesi konuşulmasın mümkün mü?.. Mümkün değil, olamaz öyle bir şey. Üstüne üslük bir de protokolün bir türlü imzalanmaması … Türkiye’nin bırakın 2019, 2018 taahhütlerini bile yerine getirmemesi… Bütün bunlar bana bir mizansen hissi veriyor”.

Türkiye’den doğrudan müdahale etti mi?

‘Türkiye doğrudan bu hükümetin bozulmasına müdahale etti mi’ sorusuna cevap veremeyeceğini söyleyen Talat ekliyor, “Ama şunu söyleyebilirim, ‘İcraat yapamaz hale geldik’ diyor Kudret Özersay, niye, çünkü protokol yok, çünkü para yok. Para olmadığı için icraat yapılamıyor, doğru ama bunun sebebi ne? Bu hükümet mi? Bu hükümetteki 1-2 ortak mı? Bunları da bir şekilde ifade etmek lazım”.

“Türkiye’de artık her şey bir kararname ile yapılıyor” diyen Talat, Cumhurbaşkanı’nın bir tek talimati ile yapılabilecek protokol için söylenenlerin kendisine mantıklı gelmediğini de belirten Talat, ‘Eşyanın tabiatına uymuyor’ ifadesini de kullandı. “Her halükarda birileri bu rolü oynadı… 2016’da UBP oynadı, bu dönemde de HP oynadı” dedi.

“Özersay bu koalisyonda arazilerin kiralandığını bile duymayacak!”

‘Peki hedef ne’ sorusunu da yanıtlayan 2. Cumhurbaşkanı Talat’a göre UBP’nin tek başına iktidarı hedefleniyor…

UBP- HP Hükümeti kurulması, kurulsa bile yaşaması ihtimalini zayıf gördüğünü söyleyen Talat, bu koalisyonun zaten küçülmekte olan HP’yi sona götüreceği görüşünü de belirtiyor:

“UBP’nin tek başına iktidarı hedefleniyor, çünkü UBP- HP Hükümeti ihtimalini ben zayıf görüyorum, kurulmasını da ama yaşama ihtimalini hiç görmüyorum zaten. Kurulması ihtimalini de zayıf görüyorum çünkü kamuoyu bu konuda Halkın Partisi’nin tavırlarını anlayamadı. Şu anda UBP ile hükümet kurması, zaten küçülmekte olan bu partinin iyice küçülmesi, hatta yok olması anlamına gelecek. O nedenle ben bu ihtimali zayıf görüyorum.

UBP’den bir şeyler isteyecek, örneğin, yolsuzluk soruşturmalarının devamı veya bir ara dile getirildi soruşturması olan iki UBP’linin görev almaması, anında cevap geldi ‘konuşmayız bile’ dediler…

HP de Özgürgün ve Çaluda ile birlikte bir Hükümet’te görev alır mı, merakla bekleniyor. Kudret Bey %50-50 dedi, bana göre %75-25’dir… Kurulmama ihtimali daha ağır basıyor. Bu tabi kendi kişisel değerlendirmem.

Kurulsa da uzun ömürlü olmaz, bu koalisyonda öyle arazi kiralandıydı falan gibi şeyleri Sayın Özersay duymayacak bile, ondan sonra öğrendiğinde de daha önceki örneklerde yaşananların niçin yaşanmadığını izah edemeyecek. Çatışma ilk günden başlayacak ve bu iş bitecek ama olan bu ülkeye olacak. Şimdi bir erken seçime gitmek felakettir”.

BİR KULİS:

DÜN EVDE, BUGÜN PARTİDE!..

Hükümet arayışı çerçevesinde geçtiğimiz gün gerçekleştirilen ‘teamülen’ görüşmelerde UBP Genel Başkanı Ersin Tatar ve HP Genel Başkanı Kudret Özersay her fırsatta ‘ortada bir şey yok’ vurgusu yapsa da, aslında her şey ortada…

İkili dün ‘resmen’ bir görüşme yapmasa da günü boş geçirmedi, muhtemelen “Özersay’ın evinde olduğu” iddia edilen ‘Girne’de bir evde’, bir görüşme gerçekleştirdi. Pek tabii sözü edilen mekan Özersay'ın evi mi, kesin bir bilgi yok.  Ancak görüşme olduğu kesin.

Sadece iki Başkan’ın olduğu öğrenilen görüşmenin ardından bir süre sonra bugün iki partinin yeniden bir araya geleceği açıklaması düştü.

Görünen o ki ‘zor anlaştık’ izlenimi yaratılmaya çalışılan bu hükümetin kurulması pek de zor olmayacak…