Özgürgün, AP Raporu’nu eleştirdi:“Haksız ve taraflı”
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nun 18 Nisan’da kabul ettiği Türkiye 2012 İlerleme Raporu’nda yer alan Kıbrıs’la ilgili ifadeleri “haksız ve taraflı” olarak niteledi.
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nun 18 Nisan’da kabul ettiği Türkiye 2012 İlerleme Raporu’nda yer alan Kıbrıs’la ilgili ifadeleri “haksız ve taraflı” olarak niteledi.
Özgürgün konuyla ilgili yazılı açıklamasında, “Avrupa Birliği dönem başkanlığını neredeyse her alanda başarısızlıkla tamamlamış olmasına rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin damgasını taşıyan ve gerçeklerle bağdaşmayan söz konusu ifadeler, AB’nin şampiyon olduğunu iddia ettiği değerlerle örtüşmemektedir” ifadelerine yer verdi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk tarafına ezbere dayalı haksız eleştiriler yöneltildiğini kaydeden Özgürgün, Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirme ve tespitlerin Kıbrıs Rum tarafının tezleriyle örtüştüğünü, bunun da Avrupa Birliği’nin bu konudaki taraflı tutumunu bir kez daha ortaya koyduğunu iddia etti.
“Konuya tek taraflı yaklaşılıyor”
Özgürgün, kararın Kıbrıs’a ilişkin paragraflarında konuya taraflı yaklaşıldığını anlatarak, Kıbrıs konusunun Ada’daki iki eşit taraf arasındaki bir sorun olduğunun göz ardı edildiğini ve Güney Kıbrıs Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye arasında bir mesele olduğunu varsayan ifadelerin kabul edilmez olduğunu kaydetti.
Dışişleri Bakanı Özgürgün açıklamasına şöyle devam etti:
“Türkiye’nin, sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB dönem başkanlığı süresince dönem başkanlığıyla ilişki kurmaktan imtina etmesini kaçırılan bir fırsat addeden gerçekdışı ifadeler, AB’nin Ada’daki 50 yıllık siyasi sorunun esasını teşkil eden GKRY’nin tüm Kıbrıs’ın meşru hükümeti olmadığı ve Türk tarafınca tanınmadığı gerçeklerini görmezden geldiğini ve Kıbrıs sorununun özünü hala daha anlayamadığını ortaya koymaktadır.”
Raporda; Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin görüşlerin ifade edildiği bir paragrafta, Türkiye’ye Ada’dan asker çekmeye başlaması ve Maraş’ı Birleşmiş Milletler’e devretmesi; Kıbrıs Rum tarafına ise Gazimağusa limanını AB denetiminde ticarete açması yönünde çağrı yapıldığına işaret eden Özgürgün, bunu Kıbrıs Türk halkının Ada’daki varlığı ve haklarını yok varsayan kabul edilemez bir yaklaşım olarak tanımladı.
Özgürgün, bu yaklaşımın, çözüm arayışlarına olumlu katkı koyacağı iddiasında bulunan AB’nin, Ada’nın gerçekleri karşısında ne kadar şuursuz olduğunun açık bir göstergesi olduğunu kaydetti.
“AB’nin acizliği”
Gazimağusa Limanı’nın Kıbrıslı Türk makamların yönetimi altında yıllardır faaliyette olan yasal bir liman olduğunu da dile getiren Özgürgün, “AB üyesi ülkelerle doğrudan ticaretin önünün açılması için Kuzey Kıbrıs üzerinde herhangi bir kontrol ve yetkisi olmayan Rum tarafının Gazimağusa limanını açmasını önermek, Rum engeli karşısında doğrudan ticaret tüzüğüne alternatif aramaya başladığı sinyallerini veren AB’ın acizliğini bir kez daha ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
Özgürgün, bu tür yaklaşımların Kıbrıs Türk halkının ekonomik gelişimini Kıbrıs Rum inisiyatifine bırakacağını ve çözüme katkı değil engel teşkil edeceğini ekledi. TAK