Türk Lirası’nı izliyor musunuz?
İzlemeye ne gerek var zaten!
Onu her an hissediyoruz.
Cüzdanda her an bir kıpırdanma.
Bir erime.
Bir eksilme.
Bir azalma.
Oturduğu yerde inceliyor cüzdan.
Buhar oluyor sürekli.
Hokus pokus.
Yok ediyor hepimizi!

*  *  *

Yok, hepimizi değil.
Yüzde 80-85’imizi…
Geriye kalan 15-20’lik kesim tamam!
Onlarda da sürekli bir kıpırdanma var.
Ama tersine!
Cüzdan sürekli şişiyor.
Kalınlaşıyor.
Büyüyor.
Bizden buharlaşanlar onların kasaya yağıyor.
Yağmur gibi, kar gibi…
Biriktikçe birikiyor.
Dolarlar… Sterlinler… Eurolar…

*  *  *

Memlekette epey ‘döviz zengini’ var.
Öyle böyle değil.
Milyonlarca sterlin.
Milyonlarca dolar.
Milyonlarca Euro.
Bir kişinin.
Bir ailenin.
Nasıl mı olur?
Bilmem.
‘Bir bilen’e sormak lazım.
Kime sorsak acaba?
Başbakan’a sorulabilir mesela…
Çatalköy’de 950 bin sterlinlik villası varmış.
Bellapais’te 450 bin sterlinlik villası varmış.
Gönyeli’de 200 bin Sterlinlik evi varmış.
Girne’de bir başka penthouseu varmış.
Öyle iddialar var.
Lefke’de de evi var, ama onu saymıyoruz.

*  *  *

‘Başbakan’ın özel hayatı’ falan değil bu…
‘Özel’ kısmı kendini ilgilendirir. Bir de eşini, nişanlısını, ailesini…
Başka kimseyi!
Lakin bu ülkenin Başbakanı, bu kadar yüksek meblağlara tekabül eden bir mal varlığının ‘kaynağını’ izah etmek zorundadır.
‘Mal beyanı’ hem yasal, hem de etik zorunluluktur.
Ama…
‘Koçan’ bazında değil!
‘Bankadaki son bakiye’ bazında da değil
Yakın zamanlardaki bütün ‘para hareketleri’ni ve yakınlarının ‘alışverişlerini’ de kapsamalıdır yapılacak beyan.
Muhalefet Başbakan’dan ve elbette diğer bütün bakanlardan ‘detaylı mal beyanı’ talep etmeli ve bunu zorlamalı.
Aslında zorlamaya gerek kalmadan, Başbakan’ın bunu
kendiliğinden yapması lazım.
‘Değirmenin suyu’nu izah etmeli.
Etmez –ya da edemezse- ne mi olacak?
UBP’lilerin deyimiyle ‘ikinci bir İrsen Küçük vakası’ yaşanabilir.
Vatandaş TL cinsinden erirken, Başbakan’ın gökten yağar gibi milyonlarla ifade edilen Sterlinler harcadığının iddia edilmesi bile toplum vicdanında çok derin izler bıraktı bile…