Ulusal Birliği Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP Genel Başkanlığı’na aday olan milletvekillerinin, aday olma şekilleri ve amaçlarının, parti içi demokrasiye katkı değil, partinin bütünlüğüne darbe ve parti içi kaosa davetiye olduğunu savundu. Özgürgün, “Bazı milletvekillerinin hırsları mantıklarının önüne geçti.. Parti, bölünme sürecine sürüklenmeye çalışılıyor” dedi.

Diğer adayların birlikte hareket ettiklerini ve amaçlarının “partiye genel başkan olmaktan öte, kendisini genel başkan yapmamak” olduğunu iddia eden Özgürgün, “Ben koltuk sevdalısı değilim. Benim bütün niyetim partimizi toparlamaktır.. Bakanlık koltuğu benim için gerekmez. Diğer arkadaşlar görsünler ki bu işin bakanlıkla ilgisi yoktur. Kavga ile bu iş olmaz” ifadesini kullandı.

Hüseyin Özgürgün, halkın beklentilerine yanıt verecek geniş tabanlı bir hükümetin mutlaka başarılı olacağına inanç belirtti.

UBP Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre bir televizyon programına konuk olan Özgürgün, UBP’nin kurumsallaşması, çağdaş bir yapı anlayışıyla ileriye taşınması, değişen ve gelişen yeni koşullar gereği çağdaş bir vizyona sahip olması adına yeni bir tüzük hazırladıklarını söyledi.

“Tüzük yapısal bir devrim niteliğindedir”

Tüzüğün, partide bir anlamda yapısal devrim niteliğinde olduğunu vurgulayan Özgürgün, “Bu tüzük değişikliğinden sonra takriben 8 bin üye ile 31 Ekim tarihinde kurultayımızı gerçekleştiriyoruz. 8 bin kişinin oy kullanacağı bir kurultaydan bahsediyoruz. Bundan sonra partide tabanın sesi hakim olacak, tabanın istediği olacak” ifadelerini kullandı.

“Hükümete girme kararı oybirliğiyle alındı”

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, UBP’nin hükümete girme kararının oybirliğiyle alınan bir karar olduğunu belirtti. Özgürgün, “Hükümete girdikten sonra olaylar başladı. Her ne halse aniden Özgürgün’ün anti-demokratik bir Başkan olduğunu fark eden bu arkadaşlar medya turlarına çıktı. Kaldı ki buraya kadar her karar oybirliği ile alınıyordu. O süreçten sonra karşımıza bu tablo çıktı. Ben böyle bir tabloya üzülüyorum. Hiçbir UBP’linin de bu tablodan memnun olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

Özgürgün, “Genel Başkanlığa aday olanların oluş niyetleri ve şu anki tavırlarında gördüğüm, parti bölünme sürecine sürüklenmeye çalışılıyor. Bunu geçmiş tecrübelerime ve yaşadıklarıma göre sezinliyorum” dedi.

“UBP seçimlerde birinci parti olmazsa istifa ederim”

İlk genel seçimde Ulusal Birlik Partisi’ni birinci parti olarak iktidar yapamadığı takdirde görevi bırakacağını belirten Özgürgün, sözlerine şöyle devam etti:
“Partimi ilk genel seçimlerde iktidar yapamazsam, çekilirim. Genel başkan olarak partimi milletvekili genel seçimlerine götürmek hakkım değil mi? Buna partililerim değil de kişiler mi karar verecek? Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır? Adayların birlikte hareket ettikleri kesindir. Kendi ifadeleridir, amaçları, Partiye Genel Başkan olmaktan öte, Özgürgün’ü Genel Başkan yaptırmamaktır. Yeni bir senaryoda rol almışlardır. Partililer bu oyunu görmüşler. Yakın tarihte yaşatılanların benzeri yapılmaya çalışılıyor”.

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, kendisinin bir strateji uygulamadığını söyledi. Özgürgün, “Eğer bir strateji uygulamış olsaydım şimdi Başbakan Yardımcısı olurdum” ifadesini kullandı.

Özgürgün, şöyle devam etti: “Ben koltuk sevdalısı değilim. Benim bütün niyetim partimizi toparlamaktır. Bunun için de hükümet dışında kalmam gerektiğini düşündüm. Ama bu aday arkadaşlar bunu bile göremediler. Hırslarına yenik düştüler. Ben birlik ve beraberliğin sağlanacağını düşünüyorum. Geç kalınmış değildir.

Çözülemeyecek, halledilemeyecek bir şey yoktur. Aslında paylaşılamayacak bir şey yoktur. Partimiz, kırk yıllık Siyasi yaşamında halkımızın takdirini kazanırken, zaferlere sadece bir arada olmakla yetinmeyip bir olmayı da başarabildiğimiz için ulaştık. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarınlarda da böyle olacaktır. Çünkü biz birlikte güçlüyüz. Bilinmelidir ki kişi olarak benim siyasi kariyer derdim yoktur. Bakanlık koltuğu benim için gerekmez. Diğer arkadaşlar görsünler ki bu işin bakanlıkla ilgisi yoktur. Kavga ile bu iş olmaz”

(TAK)