1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Özgürlüğe kaçışın kolay adresi KKTC (şimdilik)
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Özgürlüğe kaçışın kolay adresi KKTC (şimdilik)

A+A-

Türkiye’de bir dönem hatırlayalım, türban yasağı vardı…
Üniversitede okumak isteyen genç kadınlar, eğer başları örtülüyse veya kapalıysa, okula alınmıyordu…
O dönemde, yüzlerce Türkiyeli genç kadın ve genç kız KKTC’deki üniversitelere, bir anlamda “zorunlu” olarak gelip okuyordu…

-*-*-

Türkiye’de türban yasağı kalktı!
Hatta şu anda “türbansız olma yasağı”nın geliyor olması durumu söz konusu!

-*-*-

Şu anda kadının dilediği gibi giyinmesi özgürlüğünü kısıtlayan; dilediği gibi yaşaması özgürlüğünü ise şiddetle engelleyen bir “yapı” hakim Türkiye’de!

-*-*-

Haksız mıyım?
Değilim tabii ki!

-*-*-

Ve günümüzde, özgürlüğünü doyasıya yaşamak isteyen bir yığın Türkiyeli genç kadın öğrenci de KKTC’yi tercih etmeye başladı…

-*-*-

Elimde bu konuda kanıt var mı?
Yok!
Ama, görünen köy kılavuz istemez durumu var…
Ve görüntü, izlenimler, bazı öğrencilerle sohbetler, bu “yargıya” varmamı sağlamıştır, bunu söyleyebilirim…

-*-*-

Haaa bu durum böyle devam eder mi?
Türkiye’nin kapanmaya hatta şeriata doğru gidişinin KKTC’ye göre daha hızlı olduğu ve daha yakın olacağı açıktır… 
Ama bir gün KKTC’nin de “kapkaranlığa” gömülmeyeceğinin garantisini, acaba garantörler verebilir mi? Bu da ayrı bir “soru” ve tabii ki “endişe”dir!


Yalan, propaganda ve abartılı milliyetçi 
söylemlerle nereye kadar?

Fuat Oktay, rütbe tenzili sonrası ilk kez KKTC’ye geldi ama rütbe tenzili öncesindeki gibi malumlarımızdan malum yağcılığı yine gördü!

-*-*-

Neyse, konu bu değil!
Konu, Fuat Oktay’ın, Numan Kurtulmuş’un, Ersin Tatar’ın, hatta protokol sırasını bozmak gibi olmasın ama Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’deki MGK’nın, KKTC’deki Tahsin abinin falan yaptığı hatta bugün emekli olacak Ergün Olgun’un söylediklerinin, “doğruyu, doğruları yansıtmadığı”dır!

-*-*-

Kıbrıs’ta egemen eşit ayrı devlet siyaseti hiç tutmamıştır!
Dünya’da tek bir devlet, hatta tek bir devlet yetkilisi, bu konuda “destek” belirtmemiştir…
Dostlarımız, kardeşlerimiz ve din kardeşlerimiz dahil!

-*-*-

Erdoğan, en az üç gününü, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile geçirmiş, konu gündeme gelmemiştir…
Hatta onlar sohbet ederken, Azerbaycan ile Kıbrıs Cumhuriyeti kadınları, resmi futbol maçı yapmıştır…

-*-*-

Erdoğan, Azerbaycan’dan Türkiye’ye dönerken, Kazakistan Devleti’nin KKTC’yi tanıyacağı anlamına gelen mesajlar verdiği sırada da, bu ülkenin Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vassilienko, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni resmen ziyaret etmiş, Cumhurbaşkanı Nikos Christodulides, Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos tarafından kabul edilmiş ve ülkesinin Kıbrıs ile 31 yıllık resmi ilişkisinin çok iyi olduğuna, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda da BM kararlarına saygılı olduklarına vurgu yapmıştır…

-*-*-

Ersin Tatar, Rusya’ya direkt uçak seferleri beklentisini dile getirdiği ve bu devletin, KKTC’de konsolosluk açacağını dillendirdiği esnada da; yine bu devletin Kıbrıs’taki Büyükelçisi Murat Zyazikov, “Kıbrıs siyasetimiz kesinlikle değişmedi” demiştir…
Konsolosluk da açılmamıştır…
Sadece, KKTC’deki Rus vatandaşlarına konsolosluk hizmeti vermek amacıyla bazı diplomatlar, KKTC’ye, iki otomobille gönderilmiştir!

-*-*-

Ve son bir iki şey daha ekleyelim…
Efendim MGK, BM Barış Gücü’ne, “KKTC ile resmi anlaşma yap” çağrısı yapmış…
Asla yapılmayacak…
Efendim, Pile yolunu inşa edecekmişiz!
Sınırlar dışına kesinlikle çıkılmayacak!
Taaa ki kabul edilebilir tavizler verilinceye kadar!

-*-*-

Ve bir meseleden daha bahsedelim; Amerika’nın Dışişleri Müsteşarı Victoria Nuland, bizim gofdorozlar gofdorozluk satıp, asla BM’den bir temsilci kabul etmeyeceklerinin çığlıklarını atarken, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Christodulidis’e, “temsilcinin ismini bile vermiş!”…
Bilmem anlatabildim mi?


Müzakereler başlayacak mı?

İngilizler bastırdı…
BM Barış Gücü – Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs üçgeninde bir yığın girişim yaptılar…
Neden?
Yiğitler - Pile yolu açılsın, yapılsın diye…
Nikos Christodulides, Kıbrıslı Türklere yönelik açılımlarını New York’ta açıklasın diye…
Ve BM Genel Sekreteri, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yeni bir temsilciyi atasın diye…

-*-*-

İngilizler bunlar için neden bastırdı?
En başta gelen “neden”, bu ülkenin Türkiye ile ekonomik ve askeri anlamda ilişkilerini iyi tutmaya çalışmasıdır…
Türkiye’nin NATO ile ilişkilerinin kopmasını istemiyorlar…

-*-*-

Ve İngilizler, Kıbrıs’ta mutlak anlamda bir kesin çözümden yana mı değil mi bilemem ve bunu anlamak kolay değil ama şu anda ilişkilerin gergin olmasını asla istemiyorlar… Bunu anlamak kolay!

-*-*-

Peki çabalar durdu mu?
Hayır durmadı!
Pile – Yiğtler Yolu’nun sadece Kıbrıslı Türklerin geçişine açılması için, Türk tarafının örneğin Erenköy’den veya başka yerden geçiş hakkı vermesi bekleniyor…
Eğer bu konuda anlaşma olursa, Christodulides, Kıbrıslı Türklerle ilgili bazı açılımları açıklayacak ve akabinde de yeni bir BM Temsilcimiz olacak!
Ve bunun tam adı nedir?
“Müzakereler başlayacak”tır!
İzliyoruz!

pancur.jpg

Dedim “pancur kesin Kıbrıslı!” Mimar bir arkadaşım, “Akdenizli, İtalyan, Yunan, hatta Fransız ve biraz İspanyol” dedi… Dedim, “yine de biz”…

Bu yazı toplam 4345 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar