İki kez ‘aferin’ dedim, içimden!.
‘Doğrusu bu...’
İlki,  Lefkoşa Belediyesi’ne…
‘Özür diledi’…
Kimilerinin ‘tuhafına’ gitti.
Haklılar!..
Alışmadık çünkü.
***
‘Nisan yağmuru’ değildi bu kez.
Mayısta şaştı gökyüzü...
Lefkoşa şaşmadı...
Battı, çıktı, ‘belendi...’
Belediye hiçbir ‘gurur’ yapmadan, ‘özür’ diledi, açık yüreklilikle.
Siyasetçiler genelde ‘utanç’ sayar bunu...
Oysa ki ‘özür’ bir saygıdır.
Ve ‘sorumluluk’ yükler omuzlara...
Önemliydi!
Bu şehir ‘çöp’e gömüldü, baştan aşağı ‘koktu’, tam da ‘soyuldu’ kasası...
Bırakınız ‘özrü’, bir de ‘üstünden’ çıktı ‘kabahatin’ asıl sahipleri...
Şehrin altyapısı böylesine ‘zavallı’ kalmışsa, şimdiki yönetimin neredeyse hiç suçu yoktu...
‘Özür’ onlara kaldı.
***
Bir diğer ‘aferin’, genç vekil Zeki Çeler’e…
“Özel sektörde sendikalaşma”nın önünü açacak yasa önerisini Meclis’e taşıdı.
Şimdi göreceğiz bakalım, kim, ne kadar samimi!..
Bu ‘sömürü düzeni’nden beslenenler kim, kimler karşı?
***
‘Yasa’ tek başına yetmez, biliyorum!.
Eğer bir ‘kültür’ oluşmaz, ‘çalışanlar’ uyanmaz,  etkin ve sonuç verici denetim olmaz, ‘ödül’ kadar ‘ceza’ da gündeme girmezse...
Pek çok işletme “yalancı” sendikalar kurar, çalışanını üye yazar, ‘statüko’yu sürdürür aynen...
Evet, yasa yetmez…
Ama bir başlangıçtır.
***
Şimdi yeni bir ‘cesur adım’ daha bekliyorum Meclis’ten!..
“Mesai saatleri”ne dair.
Bu “kölelik” düzeni bitmelidir.
“Mesai” kavramı sadece “kamu kurumları”nda vardır…
Gerisi, insan değildir sanki…
“Serbest piyasa” ve “rekabet” kelimelerinin altına gizlenen ‘sömürü’ye karşı, bu ezberi bozmanın zamanıdır...
Üretim de performans da önemlidir...
Ama ‘insanlığın’ tek amacı gece gündüz ‘çalışmak’ değildir...
‘Yaşamak’ da hakkıdır herkesin.
‘Şarabını içmek için üzüm gibi ezilmeden...’