1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Özyiğit: “Okulların nasıl ve hangi şartlarda açılacağı bilinmiyor”
Özyiğit: “Okulların nasıl ve hangi şartlarda açılacağı bilinmiyor”

Özyiğit: “Okulların nasıl ve hangi şartlarda açılacağı bilinmiyor”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, hükümetin, eğitim için de gerekli hazırlıkları ve planlamaları yapmakta yetersiz kaldığını savundu.

A+A-

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, hükümetin, eğitim için de gerekli hazırlıkları ve planlamaları yapmakta yetersiz kaldığını savundu.

Yazılı açıklama yapan Özyiğit, okulların nasıl ve hangi şartlarda açılacağının bilinmediğini, geçtiğimiz yıl yaşanan eğitim kayıplarının nasıl giderileceğine dair planlama yapılmadığını savunarak, “bu yıl da gerekenlerin yapılmaması nedeniyle yaşanacak kayıpların sorumlusunun yöneticiler olacağını” belirtti.

Pandemi döneminde müfredatla ilgili düzenleme yapılmamasının eksiklik olduğunu kaydeden Özyiğit, şöyle devam etti:

“Gerekli hazırlıklar halen tamamlanmadı, olası senaryolara göre hazırlık yapılmadı, müfredatla ilgili de düzenleme yapılmadı, okullardaki altyapı şartları iyileştirilmedi ve okullar bu şartlarda açılacak. Kimse okulların kapalı kalmasını istemez. Yüz yüze eğitimin yerini de hiçbir şey tutamaz. Ama hükümetin yapısına, bakanlığın çalışmalarına ve kongre hesaplaşmalarına bakıldığında okullar açılacak ama bu plansızlık ile bir süre sonra maalesef kapanma ile karşı karşıya kalınabilir.”

TDP’den yapılan açıklamaya göre, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, TDP Eğitim Komitesi üyeleri Mehmet Burhan, Ahmet Karahan ve Doğa Yalçın’dan oluşan heyetle birlikte Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasını (KTÖS) ziyaret etti.

Görüşmelerde, pandemi sürecinde eğitimde yaşanan sorunlar ve kayıplar ile yeni eğitim yılına yönelik çalışmalar ile Eğitim Bakanlığı’nın icraatları değerlendirildi.

 

“Güvensizlik ortamı var”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu’nu eleştiren Özyiğit, yönetilmesi zaten zor olan sürecin “isteksizce ve kendi alanının dışında bakanlık görevine atanan Amcaoğlu tarafından yürütüldüğünü, bakanın bakanlığı içine sindiremediğini iddia etti.

İlgili kesimlerin, okullardaki salgın yönetiminin doğru yapılacağına dair “güven hissetmediğini” savunan Özyiğit, bu güvensizliğin aşılabilmesi için tek yol olan şeffaflık ve eğitimin paydaşlarıyla koordinasyon içinde bulunma yoluna başvurulmadığını ileri sürdü.

Geçtiğimiz yılın Mart ayından itibaren tüm yaşamsal alanlarda olduğu gibi eğitimin tüm kademelerinde olağanüstü koşullar ile karşılaşıldığını söyleyen Özyiğit, şunları kaydetti:

“2020-2021 Eğitim Yılı, o dönemki yönetimin yanlış kararları ve plansızlığı yüzünden çocuklarımızın eğitiminde büyük kayıplar yaşanmıştır. Hükümet tıpkı geçtiğimiz dönem olduğu gibi, eğitim yılı boyunca olası her senaryoya karşı gerekli hazırlıkları ve planlamaları yapmakta yetersiz ve ciddiyetsiz davranmıştır. Bugün bile halen okulların nasıl ve hangi şartlarda açılacağını net olarak belirleyememiştir. Okul müdürlüklerine geçtiğimiz gün gönderilen protokollerin yetersiz bir çalışma olduğu ortadadır. Bununla birlikte müfredat ve altyapılar ile ilgili de çok ciddi düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu iyileştirilmeler yapılmadan, sınıflarda gerekli seyreltilme ve havalandırma koşulları sağlanmadan yüz yüze eğitime başlamak, hem eğitimi hem de sağlığı tehlikeye atmaktır.”

 

“Bu gidişle okullar açılıp yeniden kapanacak”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, yüz yüze eğitimin yerini hiçbir alternatifin tutamayacağını söyleyerek, Bakanlığın yüz yüze eğitimle ilgili kapsamlı bir programının olmadığını iddia etti.

Özyiğit, “Öğrencinin evinden okula ve yine okuldan evine kadar olan süreçle ilgili detaylı çalışmalar yapıldı mı? İlk ve orta eğitimdeki 30-35 kişilik sınıflarla ilgili tedbir alındı mı? Sınıflarda havalandırma uygulaması nasıl olacak? Tuvalet, kantin sırası ile ilgili hangi düzenlemeler yapıldı? Sınıf içi ve oyun alanlarında gerekli düzenlemeler yapıldı mı? Ailelere bilgilendirici eğitimler veya kitapçıklar ulaştırıldı mı?” diye sordu.

Kötü senaryoların yaşanmamasını arzu ettiklerini belirten Özyiğit, “Fakat görünen o ki bu salgın bir süre daha hayatımızda var olmaya devam edecek ve bu plansızlıkla başlanacak bir yüz yüze eğitim, Eğitim Bakanlığı’nın kontrolünden çıkarak kaosa dönecektir. Okul idareleri sistemin yürütülmesi konusunda ciddi zorluklar yaşayacak ve günün sonunda hiç istenmese de zorunlu bir şekilde yüz yüze eğitimi terk etmek zorunda kalabileceklerdir” dedi.

 

“Bakanlık bildiğini okuyor”

KTOEÖS, KTÖS ve Tabipler Birliği’nin ortak çalışması ile çok kapsamlı “Covid-19 Pandemisi’nde Sürdürülebilir Yüz Yüze Eğitim Kılavuzu“ hazırlandığını anımsatan Özyiğit, bakanlığın bunu dikkate almak yerine “kendi bildiğini okumaya’ devam ettiğini savundu.

Özyiğit, pandemi koşullarının sürdüğü, üstelik geçen yıl ciddi eğitim kayıplarının yaşandığı ortadayken, yaşananlardan dersler çıkararak kapsamlı ve bütünlüklü bir çalışma yapılması gerekirken, bunun olmadığını ileri sürdü.

Yeni eğitim yılı başında okullarda kapsamlı bir sağlık taraması yapılması ve bunun belirli periyotlarla yıl içinde yapılması önerisine Bakanlığın olumsuz yaklaşmasına bir anlam veremediklerini söyleyen Özyiğit, “Bu çalışmalar çok önceden tamamlanarak olası her senaryoya karşı hazırlıklı olunmalıydı. Ancak okulların açılmasına kısa süre kala halen net bir durumun olmaması hem çocuklarımız, hem de ülkemiz açısından üzüntü vericidir” dedi.

2019-2020 ve 2020-2021 yılında sosyal, duygusal ve akademik açıdan kayıpların yaşandığını belirten Özyiğit, bu kayıpların nasıl telafi edileceğini sordu.

Yaşanan kayıpların telafisi bir yana Bakanlığın bu tutumu ile bu yılı da kaybetme tehlikesi olduğunu iddia eden Özyiğit, “Bakanlığın bir yılın daha eğitim kayıpları ile geçirilmesi lüksünün olmadığının farkına varması” gerektiğini kaydetti.

 

“Öğrenci -eğitimci-aile üçgeni belirginleşmeli”

TDP Başkanı Özyiğit, çocukların sağlığı ve aldıkları eğitime yönelik sürekli takip ve denetleme mekanizmaları kurulması gerektiğini, bu amaçla ailenin eğitim faaliyetlerine daha fazla müdahil olmasını sağlamak adına öğrenci, eğitimci ve ebeveynler arasında aktif birimler oluşturulmasının teşvik edilmesine ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Bu yaklaşımın öğrencinin salgın dönemi yaşadığı sorunların daha hızlı tespit edilmesinde de fayda sağlayacağını belirten Özyiğit, aileler için eğitim modülleri ile bakanlığın oluşturacağı kurumsal platformda daha sık gerçekleşecek veli toplantıları gibi uygulamaların da devreye sokulması gerektiğini söyledi.

 

“Her yaşa aynı uygulama büyük hata olacaktır”

Bakanlığın tüm örgün eğitim kurumlarında eğitime başlanması ve uygulanmasıyla ilgili tek bir planı uygulamasının da “hatalı olacağını” savunan Özyiğit şunları kaydetti:

“Eğitim alanında her yaşın ve her kademenin yapısı, gereksinimleri, hassasiyetleri, pedagojik yaklaşımları farklıdır. Uygulamalar tekrardan gözden geçirilmeli ve her öğrenciye aynı yaklaşım terkedilip yaşa ve kademeye göre farklı modeller oluşturulmalıdır. Sağlık Bakanlığı ile mesai artırılıp, özellikle küçük yaşlardaki çocuklara yönelik önlemlerin onların ne sağlığını, ne de psikolojisini olumsuz etkilemeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.”

Hükümetin, yükseköğrenim ile üniversite öncesi eğitime aynı yaklaşımla baktığını ileri süren Özyiğit, “ilerde telafisi zor kaoslar yaratmayı kaçınılmaz hale getirdiğini” iddia etti.

Bu haber toplam 1194 defa okunmuştur