‘Paket’ meselesi ve umut ışığı nerede?
CTP’nin yeni Genel Sekreteri Kutlay Erk’in dün BRT’de söylediklerinin altını çizmek gerek.
Uygulanan ekonomik programın sadece ‘mali açıkları kapatmak’ amacı taşıdığını, ‘Pazar faaliyetlerini artırıcı tedbirler içermediğini’ söylüyor Erk…
Bununla birlikte ‘yenisi ortaya konulmadan TC-KKTC protokolünün ortadan kalmasının da boşluk yaratacağının’ altını çiziyor.
Hükümet programında ekonomiyle ilgili farklı bir vizyon olmayışını da CTP içindeki iç sıkıntılara bağlıyor ve bu sıkıntılar nedeniyle herkesin kabulleneceği bir ekonomik program ortaya çıkarılamayacağını ifade ediyor.
Hükümetin yeni Genel Sekreteri’nin bu saptamaları önemlidir.
Bunu bir çeşit ‘özeleştiri’ olarak da okumak mümkündür, ama aynı zamanda ‘değişim’ sinyali olarak da…
**
CTP-DP koalisyon hükümetinin önünde başarılması gereken çok iş var.
Bunların başında ekonomik konularda açılımlar sağlanması geliyor.
Ama daha önemlisi de var: Halka umut vermek. İnsanları geleceğe ilişkin ümitli olabilecek mesajlar vermek, projeler üretmek…
‘Umut’ meselesi çok önemlidir ve çok açıktır ki bir önceki hükümet, hem TC ile ilişkilerdeki ‘boynu bükük’ tavrı ile, hem de UBP içi koltuk kavgası uğruna toplumu ateşe atmaktan kaçınmamış, halkın son umut kırıntılarını da tarumar etmişti.
Yeni hükümetin umut yaratması bu yüzden çok da kolay değildir.
Ama hayatın kendisi umuttur ve her doğan gün yeni umutlara gebedir.
**
Kutlay Erk’in ekonomik programla ilgili söyledikleri gerek CTP içindeki ‘kavga’ ortamının geride bırakılacağı, gerekse ‘büyük ortak’ sıfatıyla CTP’nin hükümete ağırlığını koyacağı ve toplumun siyasetle barışmasını sağlayacağı yönünde bir ‘umut ışığı’ olabilir mi?
Bunu zaman değil, süreç gösterecek.
Eğer Genel Sekreter’in tespitleri doğrultusunda CTP içindeki çekişmeler bir kenara bırakılabilir ve gerek Kıbrıs’ta çözüm çabalarına ve gerekse toplum sorunlarına konsantre olunabilirse, evet o ‘umut ışığı’ yanabilir.
Açıktır ki toplumun ister hükümette olsun, ister muhalefette olsun, CTP’den her zaman beklentisi vardır. Ve CTP’nin de bu beklentileri karşılama gibi bir görevi vardır.
**
Birincisi Derviş Eroğlu’nun imzasını taşıyan, sonuncusu ise İrsen Küçük tarafından imzalanan TC-KKTC ekonomik protokollerinin mantığı bellidir.
Bu protokollerin içerisinde kesinlikle uygulanması gereken önemli maddeler de vardır ve zaten buna kimsenin itirazı yoktur.
Ama açık ve nettir ki, sadece UBP kurultayı döneminde işe alınanlarla son 3-4 yıl elde edilen tasarruf dahi sıfırlanmıştır.
Eğer yalansa Büyükelçi Halil İbrahim Akça çıkıp yalanlayabilir.
Yok, yalanlayamıyorsa vazgeçsin bu paket sevdasından!
**
Akça paket sevdasından vaz geçer mi, geçmez mi emin değilim.
Ama önemli olan Akça’nın ne düşündüğü değil.
Önemli olan, bu ülkenin koşullarına göre yazılacak, başta hükümetin, ama genelde toplumun genelinin içine sinebilecek bir ‘ortak akıl paketi’ oluşturmak…
Bunu yapacak iç dinamiklerimiz vardır.
Birbirimizi yemekten bir vazgeçebilsek bunun başarılması çocuk oyuncağıdır.
Umalım ki Kutlay Erk’in söyledikleri bir ‘uyarıcı’ görevi yapsın.
Önce CTP’lilere…
Ve herkese…