Pan-Kıbrıslı, Çok-toplumlu Bir Partinin Zamanı Gelmedi mi?
Günbegün değişimi getirecek radikal fikirler üzerinde ciddi şekilde düşünmek ve bu fikirler ışığında hareket etmenin belki de tam zamanıdır.
Yiorgos Kakouris
[email protected]
Çev.: Seda Argün
[email protected]
Çok toplumlu bir siyasi parti neye benzer?
Bu soruyu sormak ve bu fikrin derinliklerine girmek iki toplumun bölünme ve askeri gerginlik ile sürekli husumetin yaşandığı bir gelecek yoluna girmiş gibi göründüğü genel kanının aksine, bir duruş olarak görülebilir.
Öte yandan, geleneksel politikaları adım adım bir kenara atarak siyasi elitlerin kendi çıkarları temelinde ortak bir paydaya ulaşmasını beklemek yerine günbegün değişimi getirecek radikal fikirler üzerinde ciddi şekilde düşünmek ve bu fikirler ışığında hareket etmenin belki de tam zamanıdır.
Çok toplumlu bir parti, mevcut durumun aksine Kıbrıs’ı tek bir ülke olarak gördüğünü ve burada faaliyet gösterdiğini açıkça ortaya koyarak tüm seçimlere katılabilir. İdeal dünyada, çok-toplumlu siyasi parti Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılma girişimiyle kariyerine başlayabilir; daha sonra belediye meclisleri için sonra da Kıbrıs Cumhuriyeti parlamentosu ve Kıbrıs Türk meclisi seçimlerinde adaylığını koyabilir ve hatta gelecekte bir gün toplumların lideri olma iradesini göstetebilir. Belki de, dönüşümlü başkanlık taahhüdünü ortaya koyan bir Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk ile Cumhuriyetin başkanlığına ortak çıkabilir.
Böyle bir siyasi parti bugün gelinen noktadan çok farklı bir noktada ise siyaset arenasında kendisini nasıl idare edebilir?
- Kapsamlı bir gündem
Parti programı belirli politikalar ve çözümlerin savunuculuğunu yaparak Kıbrıs Sorununun ötesine geçip siyasetin tüm alanlarını kapsamalıdır. Eğer mümkün ise, bu çözümlerin her iki tarafta da aynı zamanda dillendirilmesi gerekmektedir.
Yeniden birleşme ve toplumlar arasındaki ilişkilerden bahsetmek yeterli değildir; ekonomi, eğitim, yenilikler, iklim değişikliği, tarım ve dış politika alanlarında özel ve eyleme geçirilebilir öneriler olmalıdır. Vatandaş aynı düşüncede olsun ya da olmasın parti programının geleceğe yönelik belirli bir vizyonu olduğunu hissetmelidir.
- İlerici bir güç
Böyle bir parti katı bir hiyerarşi değil, üyelerine dönük ve doğrudan demokrasinin ilkelerine göre çalışan aslında kendi özünde ilerici bir parti olmalıdır. Toplumsal konular ve insan hakları konularında ileriye dönük olmalıdır. Çevrenin korunmasına yönelik çalışmalı ve imar uğruna çevrenin feda edilmemesini garanti altına almalıdır. Ekonominin vatandaşlar için hem fırsat hem de koruma sunması adına nasıl çalışabileceğini ve çalışması gerektiğini gündeme getirmelidir.
Tüm vatandaşların kendi kimliklerini sürdürmeleri, korumaları ve kimlikleri içerisinde yaşamlarını devam ettirmeleri için güvenli bir alan sağlarken Kıbrıs vatandaşlığını etnik köken ve dinden ayrışmış, medeni ve laik bir vatandaşlık olarak görecektir. Daha da önemlisi, tüm Avrupalıları etkileyen konularda tutumunu takınarak Avrupa’nın geleceği içerisinde Kıbrıslıların daha büyük katılım sağlamasını savunarak AB politikaları bağlamında da çalışacaktır.
Konservatif çok-toplumlu veya federal bir sisteme karşı veya hatta bölünmeyi savunan başka siyasi seçenekler var mı? Büyük ihtimalle evet. Fakat buradaki argüman, gerçekçi beklentilerle birleşik bir Kıbrıs yaratmak için gerekli olarak farklı kimlikler ve yaklaşımları bir araya getirme eyleminin, kaçınılmaz şekilde sonucu kademeli bir sonuca iteceğidir.
- Yozlaşmış bir diğer parti olmayacak
Çok toplumlu bir siyasi parti tamamen yeni bir çapraz toplumlu yolsuzluk türü olarak ortaya çıkmamalı ve bireylerin kendi hırslarına yönelmelerini engellemelidir. Kıbrıs’taki siyaset yolsuzluk havuzu içerisinde hayatına devam ettiğinden dolayı bu, belki de partinin en zor görevi haline gelecektir, fakat uzun vadede geçmişte yapılan hatalardan kaçınmak için çok güçlü çabalar göstermek fazlasıyla önem arz etmektedir.
Bu korku teoride değil – para ve etki sahibi olanlar etik yolları göz ardı ederken ortak çıkarlar bulacak ve birbirleriyle çalışabilecektir; kontrol edilmedikleri zaman ise daha geniş nüfusun ihtiyaçlarını hemen unutacaklardır. İşte bu yüzden çok-toplumlu bir siyasi partinin mali durumunun tamamen şeffaf olması ve hatta mümkün mertebe büyük bağışçılardan ve etkileşimsel ilişkilerden kaçınması gerekmektedir.
- Sadece idealler değil, harekete geçiş
Bu parti, iki toplumlu idealist girişimler yolunda sadece “barış amacıyla” olmamalıdır. Bunun yerine özellikle ekonominin iki tarafının bütünleşmesine yardımcı olacak, iletişim fırsatlarını artıracak ve açık bir şekilde bugüne kadar müzakerelerde mutabık kalınmış hususlar temelinde federal bir çözümü destekleyecek tedbirlerin alınmasını savunmalıdır.
Bir adım ötesini de düşünecek olursak, bu siyasi parti, ortak bir milli marşın kullanılması gibi ileriye yönelik hazırlık olacak güçlü sembolik ve uygulama odaklı hareketlerin savunuculuğunu da yapmalıdır.
- Sadece görüşünü değiştirenler için değil
“Kardeş partilerin” her iki tarafın siyasi sistemleri içerisinde kendi çerçeveleri doğrultusunda faaliyet göstermesi gerekmektedir. Partinin sadece statükoyu sonlandıracak çözüme ihtiyaç duyma konusunda halihazırda ikna olmuş Kıbrıslıların sorun ve endişelerine odaklanması yetmez; Kıbrıslılara bir bütün olarak yaklaşmalıdır.
Gelecek korkusu taşıyan, diğer toplumdan korkan yahut yetki paylaşımı veya ortak yönetilen bir Kıbrıs devletinin geri dönmesi konusunda geçerli anlaşmazlıkları olan ortalama vatandaşları da belirlemeli ve onlara karşılık vermelidir. Her iki taraf olarak yaşadığımız sorunların (yanlış yönetim, yolsuzluk, çevrenin bozulması, fırsat eksikliği, askerileştirme ve güvenlik eksikliği) bölünme ile daha kötü hale geldiğinin altını çizmelidir.
Ulaşılacak bir çözümün tüm sıkıntılara sihirli bir çözüm olmayacağını açıkça belirtmelidir. Yine de bu büyük sorunların adanın her iki toplumunda koordineli bir çaba içerisinde mantıklı politikalar ile çözülmesi daha doğru olacaktır.
-Soyutluktan gerçekliğe
Tabii ki alt üst edici etkisi ile statükonun dönüştürülmesini, askeri ve siyasi etki ile Türkiye’nin işgalinin ortadan kalkmasını, Kıbrıslı Rum elitlerinin güç tekeli ile milliyetçi ideallerin ve Kilise’nin siyaset üzerindeki etkisinin kırılmasını bir anda beklemek aptalca olacaktır.
Burada önerilen ise ortak siyasi eylemleri hayata geçirmek ve dillerdeki federasyon konuşmalarını belirli eylem ve önerilere çevirecek soyut yeniden birleşme fikrini yaşayan ve nefes alan bir örgütlenmeye çevirmektir. Önerilen politikalar her iki toplumda da hemen ve aynı anda uygulanmayabilir fakat seçmenlerin ilk kez Kıbrıs’ın tümüne uygulanacak aynı politikaları seçmek adına seçim sandığına gitme seçeneği olacaktır.
Ortak bir noktada durmak ve ortak stratejilere ulaşmak zor fakat mümkün. Kıbrıslılar genelde bir pişmanlık havası içerisinde, eğer yalnız bırakılırlarsa bir çıkış yolu bulabileceklerini söyler. Mağduriyet rahatlığından vazgeçip bu çözümleri bulmanın zamanı artık gelmedi mi? Bu da tüm dünyaya fakat özellikle de Kıbrıslıların kendisine bu adada kendilerinin seçmediği hükümetlerin himayesine ihtiyaçları olmadığını ve Türkiye veya Yunanistan tarafından yapılan dış müdahalelere hoşgörü gösterildiği zamanların sona erdiğini kanıtlayacaktır.