Pandemi… Gerçekler…
Ne Akdeniz’de ne de Karadeniz’deki gerginlik… Ne Filistin, ne Suriye… Hatta ve hatta ne BM ne AB… Ne Kıbrıs çözüm görüşmeleri ne de Türkiye’de olup bitenler… İnsanların gündeminde birinci sıradaki konu Pandemi… Diğerleri birer ayrıntı (!!!)….
***
İlk günden beri hiç panik yapmadım. Sadece tedbirliyim. Bana soranlara da aynı şeyi söylüyorum. “Panik yapmayın ama tedbiri de elden bırakmayın…”
Mümkün olduğunca evden çok fazla çıkmamaya çalışıyorum. Çoğunlukla odamda, bilgisayarımın önündeyim. Arta kalan zamanlarda kitap okuyorum, TV önündeyim.
Pandemi’nin iki önemli etkisi oldu günlük yaşamımda. Birincisi, olup bitenleri izledikçe, bol bol geçmişi düşünmek, ikincisi de ‘yazmak’….
***
İlk ‘kitap’ denemem böyle başladı. 50’li yıllardan başlayarak hatırladıklarımı yazdım. Ama, yazdıkça düşündüm. Bazen, yüzümdeki acı tebessümle bazen kahrolarak. Nedeni mi ?
Çünkü, bazı şeyleri yazmaktan çekindiğimi farkettim. Nedenini çok düşündüm… Tüm yaşıtlarım gibi ben de korku dönemlerinde yaşamıştım. EOKA korkusu, TMT korkusu derken, Aralık 1963, baskılar altından geçen 10 yıl, ve sonra savaş….
***
Gerçek tarih hem fısıltılarda kaldı. Gerçekleri yazanların sayısı çok az. Çünkü benim kuşağımdaki herkes, benim gibi baskıların insanıydı.
Ve en acısı, bizden sonraki kuşakların yalanlar ve abartılarla dolu Resmi Tarih ve belki fısıltılarla duydukları, öğrendikleriyle büyümüş olmaları.
***
Merakla bekliyorum. Kıbrıs’tan da bir Sedat Peker çıkar mı ? Hiç söylenmeyen, konuşulmayanları ve de gerçekleri sıralamaya başlar mı diye…
Benim bildiklerimin çoğu sadece fısıltılardan öğrendiklerim. Olup bitenleri bizzat yaşayanlardan tıs yok hala. Siparişle yazılmış Resmi Tarih kitaplarına mahkum edilmiş gençlerimizin, ülkesinde olup bitenleri (gerçekleri) bilme hakkı yok mu ?
EOKA VE ENOSIS manyaklığını özel bir yere oturtarak ve hesaplaşmasını Rumlara bırakarak, bizim kendi içimizde olup bitenlerin hesaplaşması olmayacak mı ?
Elbet bir gün, bizim de, bir Sedat Peker’imiz çıkar ve konuşmaya başlar umudu içindeyim hala.
Sokak Ağzı
“İlgili Bakanımız açıkladı. Teknecikdeki sekiz jeneratörden üçü arızalaymış. Çok şaşırmadık. On bakanımızdan da üçü arızalı. On müsteşarımızdan en az üçü de arızalı. Hatta on müdürümüzden üçü de arızalı değil mi ?”
***
“Uçan ototmobil denemeleri başladı. Bundan sonra trafik kazaları hava olacak. Yolda yürürken başımıza, havada çarpışan arabaların parçaları düşecek.”
***
“Yakında, süpermen gibi, Uçan Trafik polisleri de görmeye başlayacağız kafamızın üstünde.”
***
“RTE en kalabalık AKP grubu ile geliyormuş. Bizimki kara kara düşünüyormuş. O antika sarayda nasıl misafir edeceğini.”
***
“Erhürman, BM ile uzlaşmadan Maraş açılırsa yeni sorunlar çıkacak demiş. Erhürman bir şeyi unutmuş: Bir Türk Dünyaya Bedeldir.”
***
“Tatar, Anavatan’a en sık gidip gelen Başkan ünvanını kaptı bile. Danışmadan, sormadan bir adım bile atmaz kendisi. Anasını kızdırmak istemiyor besbelli.”
***
“BM, 21 Temmuz’da Kıbrıs konusunda toplanacakmış. Yok da…. Hem 20 Temmuz Bayramı ve de Kurban Bayramı’nda yapılır mı bu ?”
***
“Aha teg umudumuz olan Tarkan’ı da gaybeddig. Kim gurtaracag şimdi Gıbrısı ?”
Anlayana
“Siyaset cambazlığına giren bir adam, iradesine dikkat etmelidir çünkü siyaset karakteri bozar.” (Otto von Bismarck)