1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Papaz Branson diklenmesinde yaralandık,  Osman Kavala diklenmesiyle kesin ölürüz!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Papaz Branson diklenmesinde yaralandık,  Osman Kavala diklenmesiyle kesin ölürüz!

A+A-

Kapitalizm nedir?
Siyaset bilimi dersinde değiliz...
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; en basit tanımla kapitalizm; “büyük sermayeden bazı kişi veya grupların; yoksul kesimleri milliyetçilik gibi aptallıklarla aldatıp, daha çok para kazanmak uğruna, örneğin tüm ülkenin geleceğini hiç hesaplamadan siyasi tavır almaya zorlamaktır.”

-*-*-

Bir örek verelim mi?
“Brexit”...
Bazı İngiliz sermaye grupları, AB içerisinde kalmayı, maddi çıkarlarına uygun bulmadılar...
Ve “ne yani bizi Brüksel mi yönetecek?” diye yaygara kopardılar...
Göçmen krizinden başlayıp, ülkede yaşanan her olumsuzluğu AB’ye bağladılar...
Bir yığın ipe sapa gelmez ve aşırı İngiliz muhafazakarını birleştirip, ülkeyi AB’den uzaklaştırdılar.

-*-*-

Şimdi İngiliz ekonomisi çok ciddi yara almamış olabilir.
Ancak bir kaç yıl içerisinde Brexit’in her türlü sonucunun “negatif” olma ihtimali yüksektir...

-*-*-

Haaa vahşi kapitalist sistemde; İngiltere’nin tavrının bir de “öteki yüzü” vardır ki; o yüzden veya o taraftan bakarsanız, “bravo be, AB’ye ezilmediler” falan da diyebilirsiniz...
Dediğim gibi; sonucu birlikte göreceğiz...
Ben İngiltere’nin yeniden AB’ye geri dönmeyi talep edeceği inancımı saklı tutuyorum...

-*-*-

Gelelim Türkiye’ye...
Türkiye de tabii ki güçlü bir ülkedir...
Ve AB üyesi değildir...
Ama ne kadar güçlü olsa da ve AB üyesi olmasa bile, bu birlik ile kavga etmesi halinde, bundan en ciddi zararı kendi halkı görecektir...

-*-*-

Papaz Andrew Craig Branson olayını hatırlayalım... 
2016’da başlayıp, 2019’da sonuçlanan bu olayda Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne kafa tutmasının sonucunun bugünkü döviz olayına kadar sonuçlarının olduğu apaçık ortadadır...

-*-*-

Sonuca gelmek istiyorum...
Türk adaleti ile ilgili olarak son bir kaç yıldır yaşanan iki hatta üç büyük sıkıntı var...
Sırasıyla, Osman Kavala’nın tutukluluk süresinin uzunluğu... 
Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk hali...
Ve hem Selahattin Demirtaş hem de yaklaşık 40 HDP’li vekilin dokunulmazlıklarının kaldırılması...

-*-*-

Meseleye, “Türk milliyetçiliği” gözlükleri ile bakarsanız, Demirtaş’ı da, Kavala’yı da, HDP’li vekilleri de “terörist” sınıfına koyabilirsiniz... 
Ama AB ya da Avrupa İnsan Hakları olaya bu gözlüklerle bakmıyor...

-*-*-

Peki, Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyor?
Şunu söylüyor: "... Bizim mahkemelerimizi tanımayanları biz tanımayız. Çok net söylüyorum. Bizim mahkemelerimizin bu konuda vermiş olduğu bir karar var. AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş bizi çok ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz. Bu saygıyı duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır"...

-*-*-

Bu, önemli bir diklenmedir...
Dayılanmadır...
Aynı diklenme ve dayılanma, Papaz Branson olayında da yaşanmıştı...
Akabinde neler olduğunu en iyi bilenlerden biri ben miyim?
Evet benim!
Çünkü Erdoğan’ın Donald Trump’a dayılanmasının ucu; benim Çangar Motors’a olan borcuma kadar uzanmıştı...

-*-*-

Şu anda da, AB’nin veya Avrupa Konseyi'nin yaptığı açıklamaların ucu, belki Erdoğan’a ve çevresinde birikmiş kişilere hiç dokunmaz ama, kesinlikle Türkiye’deki yoksul insana ve haliyle TL kullanan bizlere çok ciddi şekilde dokunacaktır... 
Avrupa Konseyi siyasi karar alma organı olan Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye'nin Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına hükmeden 2019 yılındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararını uygulamaması nedeniyle Türkiye hakkında ihlal sürecini başlatmış olması; çok ciddi sonuçları olabilecek bir süreçtir ve hamasi nutuklarla savunulamayacak kadar ciddidir...

-*-*-

Haaaa, Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılması, AB’nin müdahalesine gerek duyulmaksızın “yaşanması gereken” bir insan hakları, hukukun üstünlüğü meselesidir ki bu ayrı bir mesele...

-*-*-

İngiltere’de milliyetçiler, AB’nin benzer karar veya baskılarını, kendi maddi manevi çıkarları ve sözde “İngiliz onuru” uğruna Brexit ile yanıtladılar...
Evet, Türkiye AB üyesi değil ama aynı AB’ye karşı durma, aynı AB ile inatlaşma, restleşme gibi bir şansı var mı?
Kapitalizm diyor ki; güçlüysen yaşarsın...
Türkiye, Amerika’ya karşı o gücü sergileyememiş, Papazı bırakmıştı... 
Papazı bırakana kadar geçen sürede, kendi insanlarını mahvetmişti; bizi de aynı dalga yere sermişti...
Şimdi durum çok daha ciddidir...

-*-*-

Gelin bir de yorum yapalım...
Onurumuz mu diyorsunuz?
Kavala’nın ve Demirtaş’ın hukuk dışı ve insan hakları ihlaliyle tutuklu olmaları, onurunuza dokunmuyor mu?
İyi hafta sonları dilerim efendim.. 

 

Vay halimize, vay Türkiye’nin haline!

Regaip Kandili’ni yazılı mesajla kutladık mı?
Kutladık!
Her şehit haberi sonrası, başsağlığı mesajı yayınladık mı?
Yayınladık!
Recep Tayyip Erdoğan’ın idolümüz olduğunu dahi söyledik mi?
Söyledik!

-*-*-

Türkiye ile alakalı her sevinçte, her üzüntüde, mutlaka bir Tweet atıyor muyuz?
Atıyoruz!
Her sabah Torosları görüntüleyip, paylaşıyor muyuz?
Paylaşıyoruz!

-*-*-

Osman Kavala’nın tutukluluk süresi konusunda Avrupa’dan gelen mesajla ilgili bir açıklamamız var mı?
Yok!
HDP’li vekillerin ve Selahattin Demirtaş’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasının hak ihlali olduğu yönünde AHİM’nin verdiği kararı yorumladık mı?
Hayır, yorumlamadık!

-*-*-

Tamam; yukarıdakilerin hepsini anlarım...
Kimisi “Erdoğan’ın hoşuna giden” açıklamalardır; kimisi ise “hiç açıklama yapılmadığı için Erdoğan’dan yana pozisyon almak”tır!

-*-*-

Peki, Atatürk’e saldırı olayı ile ilgili neden üzüntü belirtmiyoruz?
Affedersiniz, ota moka bir Tweet mutlaka varken, provokasyon veya yobazilasyon hiç fark etmez; Samsun’da Atatürk heykeline saldırı kınanmalı mı kınanmamalı mı?

-*-*-

Cevap veriyorum:
1 – Eğer Erdoğan korkusundan bu konuda sessiz kalıyorsak, vay halimize!
2 – Eğer Türkiye’de Atatürk heykellerine bu tür saldırılar çoğalırsa, vay Türkiye’nin haline!

cna-td677554a994f436f9d8f950cdcfaac41.jpg

Boris Johnson dayanamayacak gibi... İngiltere'de Başbakan Boris Johnson'ın üzerindeki artan istifa baskısıyla beraber, Başbakanlık'taki üst düzey beş yetkili birkaç saat arayla görevlerinden ayrıldı. BBC’nin haberine göre İletişim Daire Başkanı Jack Doyle, Politika ve Strateji Direktörü Munira Mirza, Başbakan'ın Kabineden Sorumlu Danışmanı Dan Rosenfield ve Johnson'ın Özel Kalem Müdürü Martin Reynolds, Perşembe günü istifalarını sundu. İktidardaki Muhafazakar Parti'nin internet sitesine göre dün sabah da Johnson'ın politika ekibinde yer alan özel danışman Elena Narozanski görevinden ayrıldı. Başbakan Johnson bir süredir, mensubu olduğu partisi Muhafazakar Parti'nin bazı milletvekilleri tarafından, Covid-19 önlemleri esnasında kamu kuruluşlarında düzenlenen içkili partiler nedeniyle istifaya davet ediliyor.

Bu yazı toplam 2015 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar