Papaz her gün pilav yemez…
K-Pet Süper Lig’de beklentilerden farklı yerlerde iki ekibin mücadelesinde gülen taraf ligin hayal kırıklığı Cihangir oldu. “Beklentilerden farklı yerlerde” dedim, çünkü herkesin küme düşme adayı olarak gösterdiği Yeniboğaziçi maça çıkmadan namağlup, herkesin yukarıyı zorlar dediği Cihangir de maça tek bir galibiyeti bile olmadan çıktı. Tabi ki puan tablosuna bakıldığında Yeniboğaziçi favori olarak görünüyordu. Ancak karşılarında öyle bir Cihangir buldular ki, ne yapacaklarını şaşırdılar.
Cihangir takımını bu karşılaşmada çok beğendim. İşte herkesin beklediği; önde baskı yapan, savunmadan kontrollü çıkan, kanatlarını iyi kullanan ve dayanışma içerisinde olan Cihangir takımı bu. Karşılaşmada kazanmak için her şeyi yapan bir takım izledim. Haftalardır deyim yerindeyse “rezalet” bir futbol sergileyen takım, dün aldığı müthiş galibiyetle yeniden hayat buldu. Maçta kompakt ve bir arada oynayan bir ekip gördüm. Peki, Cihangir’in dün doğru yaptığı şeyler nelerdi? Birincisi maça galibiyet için çıkmaları oldu. Mehmet Ali Özgürgün’ün yaptığı en doğru hamle Ertan’ı savunmanın en gerisinde görevlendirmesiydi. Çünkü geçtiğimiz haftalarda savunmada oyun kurmakta zorlanan, topu bir türlü ikinci bölgeye taşıyamayan bir Cihangir takımı vardı. Ertan şimdilik bu işi çözdü gibi. Dün savunmada çok kritik hamlelerinin yanı sıra, soğukkanlı futboluyla takımının hücum ataklarını başlatan isim oldu. Tabi yanında oynayan Burak Emir’in de görevini eksiksiz yapması Cihangir takımını iyice rahatlattı. Bu iki oyuncuya bir de Hasan Yaşınses’in bitmek bilmeyen enerjisi, Özgür Tezkan’ın tecrübesi ve Chibozor’un bitiriciliği eklenince galibiyet de gelmiş oldu. Bir de genç Eser Yücel çalışkanlığıyla göz doldurdu. Umarım M.Ali Hoca genç oyuncuya şans vermeyi sürdürür. İşte herkesin beklediği, bildiği, özlediği Cihangir takımı bu takım. Ancak Cihangir’e bir de uyarı. Henüz her şey bitmiş değil. Bu takımın devre arasında genç ve dinamik transferlere ihtiyacı var.
Yeniboğaziçi ise beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. Haftalardır herkesin övgülerle bahsettiği takımı ben dün ilk kez izleme fırsatı buldum. İçimde bir heyecan da vardı. Bu takımın bu kadar övgü almasının sebebi neydi, merak ediyordum doğrusu. Ama öyle bir Yeniboğaziçi izledim ki, o geçen yılki küme düşmeden son saniyede kurtulan, mücadele gücü düşük, isteksiz takımı anımsadım. Dün futbol adına olumlu tek bir hareketleri yoktu. Savunmada inanılmaz boşluklar verdiler. Oysa bu takım maça çıkmadan 10 maçta 3 gol yemiş bir takım. Sizin bir maçta 4 gol yemeye hakkınız yok. Demek ki bu takım Ndoye olmadan oynayamıyormuş. Ben bunu anladım. Zira 30.dakikaya kadar en azından mücadele eden bir Yeniboğaziçi vardı. Ancak Ndoye oyundan çıkınca, Yeniboğaziçi de darmadağın bir görüntü verdi. İleride Mehmet Çil çok yalnız kaldı. Diallo gereksiz yere kaleyi gördüğü yerden şut çekti. Takım oyunu bunları gerektirmez. Takım oyunu; yardımlaşma, dayanışma, beceri ve futbol bilgisi ile olur. Ben bundan önceki maçlarda bunu yapan Yeniboğaziçi takımını dün sahada göremedim. Tabi ki her maçı kazanacaksınız diye bir şey yok. Futbolda mağlubiyet de var elbette. Ancak benim zoruma giden tek şey 10 haftada 3 gol yiyen takımın bir maçta 4 gol yemesi. Ben Bülent Aytaç’ın en yakın sürede bu galibiyeti unutturup tekrardan takımı ayağa kaldıracağını düşünüyorum. Bir de Ndoye’nin sakatlığı bana pek inandırıcı gelmedi doğrusu. Çünkü sakatlandığını iddia ettiği pozisyonda hiçbir şey yoktu. Umarım oyuncu ile ilgili maddi problemler yoktur. Çünkü bu maçta da anlaşıldı ki Ndoye yoksa Yeniboğaziçi de yok.
Karşılaşmanın hakemi Kerem Eran’ın verdiği bazı kararlar çok tartışılsa da başarılı hakem maçın sonucuna etki eden bir hata yapmadı. İlk yarıdaki Mustafa Tekpınar’ın Mete’ye yaptığı sert harekette kartını kullanmasını beklerdim.