“PARA KOPARACAĞIN BİR TÜRKİYE YOK ARTIK…”
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Haziran ayından beri ekonomik krizi yönetmek için olağanüstü çaba harcadıklarını ve her bakanlığın kendi üzerine düşen konularda çalışmalar yaptığını vurguladı.
Hurşide Baybora
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Haziran ayından beri ekonomik krizi yönetmek için olağanüstü çaba harcadıklarını ve her bakanlığın kendi üzerine düşen konularda çalışmalar yaptığını vurguladı.
Türkiye’den para istenmediği konusunda birçok eleştirilerin olduğunu dile getiren Denktaş, Türkiye’deki sistemin de değiştiğini, Kıbrıs işleri ile ilgili teknik heyetin ise daha yeni belirlendiğini söyleyerek, Türkiye’nin artık para koparma yeri değil strateji ve plan yapma yeri olduğunun da bilinmesi gerektiğini kaydetti.
Mali bütçeyi, Savunma bütçesi dahil bugüne kadar kendi imkanları ile yürütmeye çalıştıklarını dile getiren Denktaş, büyük ihalelerde bazı ödemelerin yapılamadığını küçük ihalelerin ise bir kısmının kendileri tarafından karşıladığını, döviz ve TL borçlularına ilişkin olarak bir geçiş süreci sağladıklarını ve halkın rahatlaması için yeniden yapılandırma yaptıklarını kaydetti.
Faizler ve döviz kurlarındaki değişikliğin kendi ellerinde olan bir durum olmadığını söyleyen Denktaş, bu değişiklilerde ancak bir iki puanlık oynama yapılabileceğini fakat bunun da vatandaşa çok büyük bir rahatlık getirmeyeceğini dile getirerek, öte yandan devlet gelirlerine kayıp olarak yansıdığını belirtti.
“FİF SIFIRLANDI…”
Fiyat İstikrar Fonu’nun(FİF)sıfırlanmış durumda olduğunu bu nedende dolayı da mazota da müdahale edemediklerini dile getiren Denktaş, bu koşullarda vatandaşa imkanları doğrultusunda ellerinden geleni de yansıtmaya çalışacaklarını kaydetti.
“BÜTÇE GEÇ GEÇTİ….PROTOKOL GEÇ İMZALANDI….AKSAMALAR YAŞANDI”
2018 yılın bütçesinin geç geçmiş olmasından kaynaklanan sorunlara döviz krizinin de eklenmesinden dolayı Türkiye’de imzalanan protokolün geciktiğini ve Mayıs ayında imzalandığını söyleyen Denktaş, Mayıs ayından hem ülkede hem de Türkiye’de seçim yasaklarının başlamasının arkasından döviz krizi ve onun arkasından da Türkiye’deki sistem değişikliğine gidilmesinden dolayı birçok aksama yaşandığını belirtti.
“MAAŞLARDA VE 13. MAAŞTA SIKINTI YOK”
Tüm bu olumsuzluklara rağmen ödemelerde sıkıntı yaşamadıklarına dikkat çeken Denktaş, “bunun takdir edilmesi gerekir ama muhalefet elbette olmayanları sergileyerek ama nasıl olacağını hiç söylemeyerek puan toplamaya çalışıyor. Bu da doğal karşıladığımız bir yaklaşımdır” dedi.
TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Denktaş, maaşların ve 13. maaşın ödenmesinde herhangi bir sıkıntıyla karşılaşılmayacağını da vurguladı.
“BÜTÇE AÇIĞI BÜYÜYECEK”
Denktaş, bütçe açığının bu yıl büyüyeceğini dile getirerek “75 milyon bütçe açığı var. Bunu aslında kendi imkanlarımızla 71 milyona düşürmüştük ama öngörülmeyen %40’lık bir hayat pahalılığı elbette açığı büyütecek” dedi.
“YÜZDE 40’LIK HAYAT PAHALILIĞININ PRATİKTE KARŞILANMASI MÜMKÜN DEĞİL…”
Yüzde 40 hayat pahalılığın pratikte karşılanabilmesinin mümkün olamayacağını söyleyen Denktaş, bunun var olan bütçenin 6.7’lere çıkması demek olduğunu, gelirlerin yüzde 22-24 arası bir seviyede yükselmiş olmasına rağmen bu büyüklüğe yaklaşılmasının mümkün olmayacağını kaydetti.
“SENDİKALAR İÇERİNDEN BİRİNİ SEÇSİNLER MALİYE BAKANI YAPAYIM…”
Sendikaların eylemlerinin sorulması üzerinde Denktaş, Sendikalar ile yaptığı görüşmelerde, sendikacıların kendi içerinden birini bulmaları halinde DP kontenjanından Maliye Bakanı yapmayı önerdiğini söyleyen Denktaş, “kimse böyle bir yükü omuzuna almak istemez. Bu yük bizim sırtımızda. Sendikal eylem bir haktır yapabilirler ama ne için eylem yaptıklarını bir daha düşünmeleri gerekir. Bu dönem sürekli çağrı yapıyoruz. Herkesin elini taşın altına koymalı. Birlikte biraz küçülüp yeniden büyümenin yollarını açmalıyız diye ama maalesef çağrımız bazı yerlere ulaşamadı” şeklinde konuştu.
“BİZ GELSEK TÜRKİYE’DEN PARA KOPARIRIZ ZİHNİYETİ HALEN ETKİN…”
“Biz gelsek Türkiye’den para koparırız diyen zihniyet halen etkin durumda. Bizim IMF’miz olmadığına göre Sadece Türkiyemiz varama bunu söylerken Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu göz ardı etmemeliyiz” ifadelerini kullanan Denktaş, kendilerinin üzerlerine düşeni yapması halinde Türkiye’nin zaten her zaman eksikleri giderme açısından yardımcı olduğunu ve yine olacağını söyledi.
“RUMLARIN HARCAMALARI EKONOMİMİZDE OLUMLU AKIŞ YARATIYOR…”
Rum tarafında yaşayanların dövizin yükselmesiyle kuzeye geçerek harcama yapmalarının olumlu yönde arttığını dile getiren Denktaş, restoranlar, marketler ve bir takım hizmet sektörlerinin bu durumdan faydalandığını kaydetti.
Denktaş, Fiyat İstikrar Fonu’nun sıfırlanması nedeniyle kamu maliyesinin bu akıştan çok
bir geliri olmadığını ancak piyasada olumlu hareketlendirme yaşandığını kaydetti.
Esnaf ve iş adamlarına büyük sorumluluk düştüğünü dile getiren Denktaş, “hazır bu akış varken bir kuruş daha kazanalım, artıralım fiyatları yönündeki yaklaşıma fırsat vermemek lazım. Bunu ilk kapılar açıldığında yaşadık. 5 TL’ye içilen kahveyi 5 Euro’ya sattılar. Fakat gerekli önlemler alınınca uygulama kesildi” dedi.
Güneydeki geçişlerin rahatlaması için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Denktaş, geçişlerin rahatlaması için ek personel aldıklarını, 3’üncü bir yol açtıklarını buna rağmen sıkıntının devam ettiğini söyledi.
“ESAS DENETÇİ VATANDAŞ OLMALI…”
Market fiyatlarındaki değişiklikleriyle ilgili gerekli denetimlerin yapıldığını da değinen Denktaş, bu çerçevede Başbakanlıkta hazırlanan bir genelge olduğunu ama esas denetçinin vatandaşın kendisi olması gerektiğini vurguladı.
Vatandaşın, marketlerdeki fiyat farkını fark ettiği anda markete protestosunu yapması gerektiğini dile getiren Denktaş, marketten hiçbir şey almayarak çıkması halinde işyerinin müşteri kaybetmesinden dolayı da bir otokontrol olacağını söyledi.
“25 MADDELİK ÖNLEMLER PAKETİ YÜRÜRLÜKTE…”
Hükümetin hazırladığı 25 maddelik önlemler paketinin yürürlükte olduğunu dile getiren Denktaş, Maliye Bakanlığı olarak kiracılara uygulanan döviz sabitlenmesi konusunda pratikte çok fazla mesafe alınamadığını bu nedenden dolayı da daha pratik bir yöntem çalıştıklarını en kısa sürede yasa tasarısını sonuçlanacağını söyledi.
“BEYAN SUNMA KİRACIYA VERİLECEK…”
Kiracılarla ilgili Yasal düzenlemeyi Meclise sevk ederek 1 Ocak tarihinden itibaren yürürlüğe geçirmesini sağlayacakları söyleyen Denktaş, yasal düzenlemeyle beyan sunma yükümlülüğünü mal sahibine değil kiracıya vereceklerini, kontratı kiracının getireceğini ve yatırılan rakam ile kiracının sunduğu rakamın aynı olması halinde kiracının ödediği kiranın bir kısmını geri iade edileceğini kaydetti.
Mal sahibinin yanlış beyanda bulunması halinde de resen, stopaj vergilendirmesine gidileceğini söyleyen Denktaş, uygulamanın geniş bir kesimi kayıt altına alacağını hem de ev kiralayanların rahatlayacağını belitti.
“KDV YASASI HAZIR”
KDV ile ilgili tasarının bittiğini, yerel bankalarla mutabakata varıldığını fakat şube bankalarının cevabının beklediklerini dile getiren Denktaş, işlemlerin tamamlanmasının ardından tasarıyı Meclis’e göndereceklerini ve yasa tasarısını 1 Ocak tarihinde itibaren de devreye gireceğini söyledi.
Denktaş, kredi kartı veya banka kartı ile alışveriş yapanlara vergi iadesi yapılacak bütün hazırlıkların bittiğini şube banklarından gelen cevap doğrultusunda uygulamanın başlatılacağını kaydetti.
“KAMU REFORMU YASASI ÇALIŞILIYOR”
Kamu reformu konusunda geçmişte yapılan çalışmaların olduğunu bu taslak üzerinden dört partinin çalıştığını dile getiren Denktaş, yasayı alt komitelerin çalıştığını, rötuşlar yapıldıktan sonra yasanın hazır olacağını söyledi.
“BİR TEK DOĞA KOLEJİ VERGİSİNİ ÖDÜYOR”
Özel ilk ve orta okulların vergilerini ödememeleri konusundaki sıkıntıların sorulmasına karşın Denktaş, okulların bir kısmının zarar belirttiğini söyleyerek bir tek Doğa Koleji’nin vergi ödediğini söyledi.
Yasalardaki boşlukları tamamlayarak yasada iyileştirmenin yapılacağını bu sebepten dolayı da herkesin vergisini ödemek durumunda olacağını dile getiren Denktaş,“sürekli zarar beyanını kabul etmemiz mümkün değildir. Alınan rakamlar ödenen maaşlar ortadadır. Zarar ediyorsa niye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Üniversitelerde belli öğrenci sayısını geçmiş olanlardan ve belli bir yılı doldurmuş olanlardan, büyük turistik tesislerden teşvik kapsamında muafiyetlerin yeniden ele alınıp düzenleneceğini ve gelir ve kurumlar vergisine tabi olunacağını söyleyen Denktaş, “yeni yatırımlara teşvikler ortadan kalkmayacak ama teşvik süreli olacak. İla nihai olmayacak. Gelişene kadar teşvik geliştikten sonra vergi ödemesini bekliyoruz. Bu konuda ciddiyim ve uygulama hayata geçecektir” dedi.
“EK MESAİ KESİNTİLERİ YILSONUNA KADAR DEVAM EDECEK”
Ek mesai kesintilerinin yılsonuna kadar devam edeceğini, yılsonundan itibaren rotasyon sistemini hayata geçirmeye çalıştıklarını dile getiren Denktaş, önce Gümrük Dairesi’nden çalışmaya başladıklarını söyledi.
“2 BİN YENİ İSTİHDAM OLANAĞI AÇILACAK”
“Gerekli personeli istihdam ederek rotasyona geçilerek ek mesai çalışmayı ortadan kaldırılacağız diyen Denktaş, vardiya usulünü hayata geçirmek suretiyle yaklaşık 2 bin yeni istihdam olanağı açabileceklerini vurguladı.
Denktaş, Gümrük, Sağlık ve Poliste çalışanların yüzde 75 oranında ek mesai aldığını dile getirerek, uygulamaya Gümrük’te Dairesi’nden başlanıldığını, başarılı olunması halinde de diğer dairelere de vardiya usulünün uygulanabileceğini kaydetti.
“BÖYLE BİR EKONOMİK KRİZ İLK DEFA YAŞANIYOR”
Geçmiş yıllarda ekonomik krizlerin olduğunu fakat böyle bir krizin ilk defa yaşandığına dikkat çeken Denktaş, daha önceki krizlerin Türkiye’de oturmuş bir sistem olmasından dolayı daha erken atlatıldığını söyleyerek, bu krizin Türkiye’nin de içinde bulunduğu ekonomik kriz olması nedeniyle çok farklı bir dönem yaşanmakta olduğunu kaydetti.
“Herşeyden önce krizin altından kendi kendimize kalkmamız gerekiyor” diyen Denktaş, bunu başarabilmenin özgüvenimizi toplumsal olarak de artıracağını ve bu nedenle şuanda çok daha büyük bir sorumlulukları olduğunu belirtti.
“ÇİFT HANELİ ENFLASYON DÖNEMİNE GEÇİLDİ”
Özellikle uzun süren tek haneli enflasyon sürecinden bir anda patlayarak çift haneli enflasyon dönemine geçişin kendilerini de şaşırttığını kaydeden Denktaş, Hükümet olarak şaşkınlığı çok kısa sürede atlattıklarını ve süratle ne yapılması gerektiği konusunda önlemler aldıklarını söyledi.
Türkiye’nin öngörülerini merak ettiklerini, o öngörüler doğrultusunda kendilerinin de hazırlık yapması gerekeceğini söyleyen Denktaş, bu yılın zorlu bir yıl olacağını söyleyerek, “ümitsiz değilim bu dönemi, bir takım işadamları, bir takım çevreler fırsat olarak kullanmaya çalışmaktadır. Biz de hükümet olarak bu krizi fırsata dönüştürebilir miyiz? Bir takım dönüşümleri sağlayabilir miyiz?Krizin bitmesiyle daha verimli bir yapıyı hayata geçirebilir miyiz? bunların üzerine kafa yormamız gerekir” dedi.
“STATÜKOYA SAHİP ÇIKAN SENDİKALAR VAR”
“Statükoya sahip çıkan sendikalar ile karşı karşıyayız hiçbirşeyin değişmesini istemeyen sivil toplum örgütleri ve sendikalar var” diyen Denktaş, bu yapının sürdürülebilir bir yapı olmadığını, artık sürdürülebilir daha verimli emeğin karşılığının daha temiz alınabildiği ama komünist ülkelerdeki gibi devletin her kesime maaş nitelikli veya sosyal yardım nitelikli ödeme yaptığı bir dönemin sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Geleceği çok daha iyi kurgulayabilen sadece bugünü değil yarını da düşünebilen bir mantığın yerleştirilebilmesinin gerektiğini dile getiren Denktaş, bunun kolay olmadığını zor olduğunu fakat bu dörtlü koalisyonun bunu başarabilme açısından da avantaj olduğunu kaydetti.
“DÖRT PARTİ BAŞKANI İLE UYUMLUYUZ”
Dört parti başkanı ile uyumlu çalıştıklarını söyleyen Denktaş, hükümet değişikliği olduğunda dövizin veya borsanın normal seyrine girmeyeceğini söyleyerek, bir hükümet değişikliğinde ilk yapılacak şeyin bürokratların değişmesi olduğunu, bununda zaman kaybı ve hiçbir kararın da alınamaması demek olduğunu vurguladı.
“PARA KOPARACAĞIN BİR TÜRKİYE YOK ARTIK…”
“Biz gideriz Türkiye’den daha iyi para koparırız” diyenlere cevap olarak da, para koparacağın bir Türkiye’nin artık olmadığını, konuşacağın ve plan yapacağın bir Türkiye’nin olduğunu dile getiren Denktaş, bunun anlaşılması halinde ülke olarak kendi ayakları üzerinde doğrulmak için iyi bir başlangıç adımı olacağını söyledi.
“UBP’YE ÇAĞRI…”
UBP’ye çağrı yapan Denktaş, “Bunu anlayın arık Türkiye arık para koparma yeri değildir. Birlikte oturup strateji uygulama ve o plana göre birlikte hareket etme yeridir” ifadelerini kullandı.
Hükümetin bozularak yeni hükümet kurulmasını doğru bulmadığını ifade eden Denktaş, “hele bütçe dönemi yeni hükümetin oluşması demek bütçenin gecikmesi demek. Bir yıla daha bütçesiz giriş sağlanacak. Bütün bunları düşünmeden hareket etmek, talepte bulunmak; ki kapımızın önünde eylem yapan bazı kesimlerin dürtülerek oraya taşındığı çok kesindi. İçeriğini biliyoruz çünkü. Hükümet olarak bu tür oyunlara prim vermeyeceğiz. Kararlı duruyoruz durmaya da devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.
“BEN DENEYİMLERİMİ AKTARIYORUM, YENİ ARAYIŞLARA DA SAYGILIYIM”
Hükümet ile ilgi kararlar alınacağı durumlarda kendi tecrübelerini diğer hükümet yetkililerle paylaştığını dile getiren Denktaş, “tecrübelerimi aktarıyorum arkadaşlarda sağolsun kabul ederler etmezler yeni bir yol deneyelim derler, ben de onlara saygı gösteriyorum” dedi.
Denktaş ayrıca yıllar önce babası ile ilgili yaşadığı bir anıyı paylaştı.
“Görüyorum bazen duvara toslayacağız ama bunu babamla yaşamıştım, bir konuda uyardı beni. Başını duvara vuracaksın ve ağrıyacak diye. Ağrımaz dedim. Bana oğlum ben bu yoldan geçtim benim başım vurgu ve ağrıdı. Ben de baba benim başım daha serttir belki ağrımaz dedim. Vur o zaman da gör dedi. Dolayısıyla o tavsiyeye uymadım vurdum ve çok fena acımıştı” ifadelerini kullanan Denktaş, bu örneği vererek hükümete buna rağmen bu şansı vermek zorunda olduğunu, yeni denenecek yolları birlikte tartışarak yaptıklarını kaydetti.
“DEVLETİ KÜÇÜMSÜYORSAN NEMALANMANDAN VAZGEÇECEKSİN”
Bazı kesimlerin ekonomik krizi fırsata çevirerek “çözüm olsun da kurtulalım” yaklaşımının son derece yanlış olduğuna dikkat çeken Denktaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Artık bazı şeylerde tedbir almamız lazım. Her gün devletle alay eden devlete saldıran ama devletten nemalanan kesimlere yönelik bir şey düşünmek lazım. Devleti bu kadar küçümsüyorsan o zaman devletten nemalanmandan vazgeçmen gerekir. Veya devlet seni nemalandırmaktan vazgeçmeli. Bunu gerçekten ciddi ciddi ele almak durumundayız. Bugün bir gazetenin sahibinin işçi partisinin etkinliğinde ortaya koyduğu görüşleri insanın okuyup sinirlenmemesi, lanet etmemesi, elinde değil. Dolayısıyla bu konularda bazı önlemler almak zorundayız. Bu Serdar Denktaş olarak benim düşüncemdir”.
“GÜNEY’DE IMF NASIL ÖNLEMLER ALDI HATIRLANMASI GEREKİR..”
“Güney çok kısa süre önce çok büyük bir ekonomik kriz geçirdi ve IMF ile nasıl önlemler alındığını insanların hatırlaması gerekir” diyen Denktaş, Güney’in Euro kullandığını, yaşam seviyelerinin yüksek olduğunu, tüm dünyayla irtibatlarının olduğun ve turizm açısından sıkıntıları olmamasına rağmen krizin çok yüksek derecede yaşandığını ve çok acımasız tedbirler alındığını söyledi.
IMF’nin baskısıyla alınan tedbirlerin Güney’de yarattığı sıkıntıların hatırlanması gerektiğine vurgu yapan Denktaş, “Biz şükretmeliyiz ki bizim kapısını çaldığımı yer IMF değil Türkiye’dir. Ve bize çok daha yumuşak şekilde yaklaşmaktadır. Bunun değerini anlamayanlar var” dedi.
“BU KRİZİ TÜRKİYE İLE BİRLİKTE AŞACAĞIZ”
Krizin, Türk lirasını kullanmaktan doğan zarar olduğu söylemini eleştiren Denktaş, “evet Türk lirası kullanmaktan doğan zarardır ama Türk lirası kullanmaktan bir süre hep beraber nemalandık. İyiyken alkışlayıp sıkıntılı dönemde üstüne basıp zıplamak herhalde doğru bir yaklaşım olmaz. Bu sıkıntılı dönem de geçecektir. Rahat bir döneme de geçeceğiz bu süreyi Türkiye ile birlikte aşacağız. Kendi içimizde birbirimize sarılacağız” şeklinde konuştu.
“SAĞLIK EĞİTİM BAKANLIKLARI NE TALEP EDERSE KARŞILARIZ”
Sağlık Bakanlığı’ndaki kemoterapi ilaçlarının kısıtlı olmasının sorulması üzerine Denktaş, sorunun maddi değil, ihale yasasında yaşanan süreçten kaynaklandığını söyledi.
Denktaş, özellikle Sağlık Bakanlığı’nın istediği her şeyi maddi olarak karşıladıklarını söyledi.
Sağlık ve Eğitim Bakanlıklarının bugüne kadar ne talep ettilerse Maliye Bakanlığı olarak karşıladıklarını dile getiren Denktaş, bu bakanlıklarda yaşanan sorunların ihale yasasından kaynaklanan bürokratik sorunlar olduğunu kaydetti.
“3. DÜNYA ÜLKELERİ RUM TARAFINA ÇÖZÜMÜ İHTİYACI HİSSETTİRMİYOR”
Üçüncü dünya ülkelerinin Rum tarafına çözümü ihtiyaç hissettirmediğini dile getiren Denktaş, “çözüm istemeyen taraf olarak eskiden Denktaş olduğu söylemleri artık bitti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığını makamında şuan Mustafa Akıncı olduğunu, Mehmet Ali Talat ve Derviş Eroğlu’nun da bu makamlardan geçtiğini ve halen çözüm olmadığını söyleyen Denktaş, çözüm olacak da bizi kurtaracak düşüncesinin sadece halkı birbirine düşürme olduğunu kaydetti.
Denktaş, Euro ya geçelim diyen ekonomistlerinde olduğunu ve buna hayret ettiğini söyleyerek, “Euro’ya geçmek için Brüksel’in izninin olması gerekir, Güney Euro ya geçmek için yedi yıl harcadı” ifadelerini kullanarak, bunu teknik olarak mümkün olamayacağını söyledi.
İçinde bulunulan kriz döneminde özellikle kamu kesiminin daha anlayışlı olması gerektiğini dile getiren Denktaş, herkesin borcu olduğunu ve yaşam standardı olduğunu fakat bunlardan biraz feragat edilmesi gerektiğini söyleyerek “çünkü memur kesiminin dışında çok daha zorda olan kesimler var. Onları da düşünmek gerekir” dedi.
“Sabırlı davranmak zorundayız, harcamalarımızı herkes kendi boyutunda daha planlı yapmak zorunda, devlet kendi içerisinde daha planlı ve kısıtlı olmak zorunda” diyen Denktaş, her insanın hayatında iyi ve kötü zamanlar olabileceğini bu nedenle de kötü denilen günde de şükredebilmeyi bilmemiz gerektiğini kaydetti.
“SON YILLARIN EN ÖNEMLİ SORUNU SEVGİSİZLİKTİR”
Denktaş, bu sürecin geçeceğini bu dönemdeki kayıpların telafisi için gerekli yolların bulunacağını bütün meselenin dayanışma, birbirimize sarılma ve en önemlisi birbirimizi sevmek olduğunu söyleyerek, son yılarda en önemli sorunun sevgisizlik olduğunu vurguladı.