Para ve onur
Yeni hükümetin yaşadığı ödeme sıkıntısı toplumda ciddi bir dalgalanmaya sebep oldu. Maliye Bakanı Zeren Mungan çok açık bir şekilde “Konu tamamen teknik nedenlere dayanıyor. Başka bir neden göremedim” dediyse ve bunda samimiyse de, sokaktaki vatandaş yine de bir ‘bit yeniği’ olduğu görüşünde…
Cumadan bu yana en fazla bu konu konuşuluyor. Herkes yorum yapıyor. Çoğunluk “Türkiye mesaj verdi” görüşünde…
Neyin mesajı?
“İrsen Küçük hükümetini devirmekle iyi yapmadınız” mesajı mı?
“Hükümete geleceksiniz ama bilin ki ekonomik protokole harfiyen uymazsanız para muslukları kısılır” mesajı mı?
Yoksa “Başka taleplerimiz de olacak ve bunlar yerine gelmezse aybaşlarında sıkıntı yaşarsınız” mesajı mı?
Zeren Mungan son günlerde yaşananları böyle yorumlamıyorsa da, toplumun konuya bu kadar hassas olmasının altını çizmekte fayda var.
“Türkiye mesaj verdi miydi, vermedi miydi” sorusu bir yana, toplum kendi mesajını verdi bile…
Herkes kendi payına düşen mesajı alsın.
**
Kıbrıslı Türklerin konu ‘para’ olunca ilkesiz, onursuz bir duruş sergilediğine inanılır. “Aybaşı maaşımı alayım da ne olursa olsun” dediği varsayılır.
Bir ay maaş ödeyemeyen hükümetin bir dakika bile ayakta duramayacağı anlayışı hakimdir.
Oysa cumadan beri kimse böyle söylemiyor!
Hem sendikacılar, hem bireyler başka türlü yaklaşıyorlar meseleye…
“Biz 30 Kıbrıs Lirası ile yaşadık” diyen de var, “Asgari ücretle geçiniriz” diyen de!
Herkes ‘onur’dan, ‘dik duruş’tan söz etmeye başladı.
Hükümete iletilen mesajlarda “Sakın eğilip bükülmeyin” deniliyor.
Bu duruş takdire şayandır.
Takdire şayan olan bu duruş, TC-KKTC ilişkilerinin geldiği nokta bakımından toplumsal nabzın nasıl attığının önemli bir göstergesidir.
Nabız almak isteyenlere ısrarla tavsiye ederim!
**
Gelinen bu konakta kendiliğinden bir ‘toplumsal uzlaşı’ ortaya çıkabilir mi?
Sanırım bu tartışmaların içerisinde sağa sola savrulmadan varılabilecek en önemli nokta budur.
Eskilerin dediği gibi “Bir müsibet bin nasihatten mevladır.”
“Kıbrıslı Türklerin kendi kendine yeter” hale gelebilmesi temel hedef olmalıdır.
Onurlu duruşun sürdürülebilirliği ancak ve ancak buna bağlıdır.
Zeren Mungan dün Kanal SİM’de bu konuda umutlu mesajlar verdi. İyi hazırlanmış bir planla, özellikle kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasıyla ve düzgün bir vergi politikasıyla ‘çıkış yolu’ bulabilmenin mümkün olduğunu anlattı Mungan…
‘Toplumsal mutabakat’lar önemlidir.
Galiba bu konuda o eşiğe gelindi.
28 Temmuz sonrasında oluşacak siyasi irade bu rüzgarı arkasına alarak gereğini yapmalıdır.
Hiçbir zaman ‘muhtaç’ olmamak ve her daim ‘onurlu’ durabilmek için!..