1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. PARADİGMA: İNSAN, HAYAL, KAZANÇ.
PARADİGMA: İNSAN, HAYAL, KAZANÇ.

PARADİGMA: İNSAN, HAYAL, KAZANÇ.

Birçoğumuzun kendi olabilmek gibi bir derdi yok; kendimi nasıl pazarlarım, insanları nasıl kullanırım, gibisinden dertleri var.

A+A-

Hüseyin Bahca

 

Çokyüzlülüğün, erdem sayıldığı günlerden geçiyoruz. Kindarız. Yorgun. Kırılgan. Ve cesareti kırık. Yüzleşmeye yüzümüz yok. Birçoğumuzun dilinde; temelsiz söylevler, içinden çıkılamaz çelişkiler. Birçoğumuzun kendi olabilmek gibi bir derdi yok; kendimi nasıl pazarlarım, insanları nasıl kullanırım, gibisinden dertleri var. Boşluğumuza gömdük yarınlara dair güzel günleri. Güzel günlere ulaşma çabamızda; sadece kazanma isteği var. Bu uğurda; günü kurtardıysak, her şey yolunda demektir bu zaman diliminde…

Herkes, herkesle iyi geçiniyor. Herkes, herkesi seviyor. Dünya birbirimizle daha iyi geçindikçe ve birbirimizi daha çok sevdikçe; çekilmez, lanet bir arenaya dönüşüyor. Adil dövüşenler azınlıkta. Birbiriyle iyi geçinenlerin sevgi gösterileri yapay. Bize böyle davranmayı gündelik yaşam dayatıyor. Maalesef bu dayatmayı kabulleniyoruz. Herkes, gündelik yaşam içerisinde bir kazanç derdinde. Kazanç, insanı mekanikleştiren bir kavram…

Hayaller kırılmak için varmış. Otuzuma yaklaşınca anladım. Hayaller başarmanın yarısı filan da değilmiş. Yarasaların zikzakları gibi; şuursuz birer belirtiymiş; yalnızlık, damarlarımızda tüm sıcaklığıyla dolaşımını sağlarken. İnsan ve hayal birleşimi; insan-evladının en büyük kırıklığı olmalı. Yola çıktıkların öğretir sana bunu. Öğrendikçe artar cehaletin. Büyürsün. Büyüdükçe bir bakarsın ki; yalnızlığın salkım-saçak, uluorta…

Her kavram, kendi içini doldurarak doğar dünyaya ilk başta. Keşfetmek, sorgulamak, deneyimlemek, okumak, izlemek, yaşamak ve üretmek; olmazsa olmazlarıdır kavramların. Sonrasındaysa; kavramların içi dolar; sen doldurursun kavramların içeriğini, olmazsa olmazlarıyla… Daha sonrasındaysa; olmazsa olmazın olur kavramlar. Kavramlar zihnindedir, yüreğindedir, ruhundadır. İnsan yürüdükçe bildiği yolda; kavramlar yolunu şekillendiren birer mihenk taşıdır. Gündelik yaşamını şekillendiren; insanı hiçlikten var-kalırlığa taşıyan. Kazanmak da bir kavram olduğu için; kendi kendini sunar insanlığa. İnsan, alır o kavramı, karakteriyle, emelleriyle doldurur. Ve başlar; bir insanın en iyi tanınabileceği süreç…

Karanlık, iç-dünyaya yolculuk yaptığımız bir zaman-makinesidir. Ruh-zihin-düş paradigmali sarar; içine kimseyi almadığımız, kişilerin karakterlerini kendimizce yarattığımız; saydam çemberlerimizi. Bu anlarda; kimse bilemez zamanın bize kattığı ızdırabı bizden başka. Bilmemek, evet, bilmemek de insana dair. İnsansınız, etten, kemikten ve duygudan. Denemek de, kazanmak da, kaybetmek de, yarı yolda bırakmak da, bırakılmak da; bizim dünyamıza ait. Kazanmak uğruna kişiliğimizi unutmak, başka dünyaları yakıp-yıkmak, başka dünyalarda kendimizi öldürmek de bize ait. Her şey, insana ait. İnsan, kendine ait olamadıkça yaşadığı çağ içerisinde; karşı gelemediği rüzgârlara yama olan bir aitlik... 

İnsan-evladı, karanlığın en cılız ışığında bakış okuduğun kitaplarınla. Ve kendinden utan; okuduklarını rüyalarına, ruhuna, gündelik yaşamına katmadıkça! Oksijen, rüzgâr, güneş, bulut, deniz, toprak ve söz hakkı, elinden asla alınamayacaklardır, bil bunu! Bil de yürü; karşı gelmek istediklerinin üstüne üstüne. Ama her halükarda; göğüs-kafesinde sakladığın mavi bulutları kimseye gösterme. Sıkıca gizle onları kimseciklerin göremeyeceği bir yerlerde. İnan, böyle daha güzel olacak dünya; kırılma payları azaldıkça.  

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2783 defa okunmuştur
Etiketler :
Adres Kıbrıs 366 Sayısı

Adres Kıbrıs 366 Sayısı