1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Paralar cepten denize…
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Paralar cepten denize…

A+A-

Uzun süre susuzluk çekmiştik geçtiğimiz yıl…

Türkiye’den gelen suyu taşıyan borular kopmuş ve aylarca su gelememiş, Geçitköy Barajındaki su bitmiş, toprak da kurumuştu…

Ardından boruyu tamir etmişti Türkiye’den görevlendiren şirket ki bu şirket yine boruyu döşeyen şirketti.

Ama sanki de bizi susuzluktan kurtarmış gibi BRT ekranlarından da canlı yayınlanan programla Erdoğan’ın komutlarıyla yeniden açılış yapmışlardı.

Son zamanlarda alışkanlık olduğu üzere, Erdoğan Ankara’da ekrandan komutlar veriyor, başka yerlerde olduğu gibi burada da barajda şirket yetkilileri ve o zaman Doğal Kaynaklardan da sorumlu bakan olan Dursun Oğuz hazırolda durup komutları bekliyorlardı.

Oysa ki boruyu döşeyen şirket, susuz bıraktığı için özür dilemesi gerekirken bir kahraman gibi açılış yapmıştı yine…

Neyse, bu hatırlatmadan sonra şunu söylemek istiyorum; Elektrikte olduğu gibi suda da alım garantisi var. Yani suyu kullanalım veya kullanmayalım Türkiye’den gelen suyun parasını ödüyoruz.

Elektrikte de AKSA’ya ödüyoruz ya!.. Şimdi de sözleşmeyi uzatmak için, yani kullanmadığımız elektriğin parasını AKSA’nın almasına devam etmesi için uğraşıyoruz ya!..

Su için de aynı durum var. Suyun bir kısmını kullanmadığımızı nasıl anlıyoruz? Tabii bunun (tutulursa eğer) hesapları var ama bir de çıplak gözle gelen suyun hepsini kullanmadığımızı, suyun geldiği yerden tekrar denize boşaltılmasından anlıyoruz.

Şimdilerde Geçitköy barajı ağzına kadar dolu. Bu yüzden de barajın taşmaması için fazla su sürekli Karşıyaka sahilinde, suyu taşıyan borunun KKTC’ye ulaştığı yerde denize geri gönderiliyor.

Biz denize boşaltılan suyun parasını ödüyoruz ama…

Suyun denize boşaltıldığı yerde önce ince bir su yolu vardı… Son zamanlarda su yolu genişletildi ve suyun akış hızı çoğaltıldı. Artık daha fazla su boşa gidiyor.

Su denize giderken demek ki cepteki paralar da denize akıp gidiyor…

foto1-012.jpg


Bir çare!..

Alsancak-Lapta yolunun yenilenmesi işi uzadı da uzadı.

Müteahhitlerimizin sadece seyretmek zorunda kaldığı, artık karayollarımızın yapımını da üstlenen, istediğine işi veren, istediği yeri asfaltlayan, yenileyen TC, son açıkladığı güzergâhlar içinde Alsancak-Lapta yolunu saymamıştı.

Bunu soruşturmuştum ve atanmış hükümetin söz konusu yolu kendi öz kaynaklarıyla bitireceğini söylemesi nedeniyle TC’nin bu projeye dahil etmediğini öğrenmiştim.

Projede ters taraftan yenilenme yapılacağı görülüyor ki oraya harcanacak parayla yarım kalmış yolun bitebileceği görülebilirdi.

Tekrar yazıyorum çünkü dün sözkonusu yoldan işe gelmek için bir saati aşkın süre harcadım.

Lapta Oteller Bölgesi’nden Girne’ye doğru Alsancak çıkışına kadar kilometrelerce trafik sıkışıklığı yaşandı. Her zaman için aynı sorun yaşanıyor ama dünkü daha da uzun bir kuyruk oluşturdu.

Kilometrelerce sonra sıkışıklığın bittiği yerde yolda cam kırıklarının varlığından bir trafik kazası olduğunu çıkardım ama sorun, dediğim gibi belki birkaç yüz metre daha az bir sıkışıklıkla her gün yaşanıyor.

Şimdilerde Alsancak Belediyesi’nin bölge insanı Çağatay Özbirim’in şirketi Blue Way, Kıbrıs Developments’le birlikte yaptığı, daha doğrusu şirketin üstlendiği ve Alsancak üzerinden geçecek yol ile sözkonusu yoldaki sıkışıklığın azalması beklentisi var.

Umarım erken zamanda yol biter ve bölge insanının her günkü çilesi de sonlanmış olur.

foto2-017.jpg

Bu yazı toplam 1078 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar