1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Paramita’da kazılara devam…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Paramita’da kazılara devam…

A+A-

KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…


Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde, “kayıp” Kıbrıslılar’ın gömü yerlerini aramakta olduğu kazılara devam ediliyor.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Kıbrıs’ın güneyinde Paramita’daki kazılar devam ediyor.

TERAS ÜZERİNDE TRENÇLEME…

Palodya yakınlarındaki Paramita’da teras üzerinde trençleme yapılmaya devam ediliyor ve bu alanda 1974’te EOKA-B’cilerin Dohni’den alarak “kayıp” ettikleri bir Kıbrıslıtürk’ün gömü yeri aranıyor. Sözkonusu Kıbrıslıtürk, birinci otobüste bulunmaktaydı. Dohni’den iki ayrı otobüsle toplam 84 Kıbrıslıtürk alınarak EOKA-B tarafından iki ayrı noktada infaz edilerek farklı yerlere gömülmüşlerdi.

SOĞUKKANLILIKLA KURŞUNA DİZİLMİŞLERDİ…

Birinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler, Palodya askeri kampına götürülerek burada soğukkanlılıkla kurşuna dizilmişler ancak Dohnili Suat Kafadar, yaralı vaziyette bu alandan kaçarak saklanmayı başarmış ve hayatta kalarak olup bitenleri anlatmayı başarmıştı.

Suat Kafadar’la röportajımız yıllar önce bu sayfalarda “Ölümün Kıyısından Dönenler” yazı dizimizde yer almıştı.

SUAT KAFADAR’IN BİR AKRABASI AĞIR YARALIYDI…

Suat Kafadar’ın ifadesine göre, bir yakını da ağır yaralanmıştı ve Suat Kafadar kamptan kaçarken, ağır yaralı yakınını yanında götürememişti.

Suat Kafadar’ın yaralı olarak bu alandan kaçarak kurtulması ve Muttayaga’ya (Mutluyaka) giderek durumu bildirmesi üzerine Birleşmiş Milletler görevlileri Palodya askeri kampına giderek araştırma yapmak istemiş ancak kampın askeri yetkilileri “Şu anda tatbikattayız, yarın geliniz” diyerek BM yetkililerinin kampa girişini engellemişti.

TOPLU MEZAR BOŞALTILARAK YERASA’YA TAŞINMIŞTI…

Bunun nedeni buradaki toplu mezarı boşaltarak yerini değiştirmek ve EOKA-B’nin öldürmüş olduğu birinci otobüsteki Kıbrıslıtürkler’i ortadan kaybetmekti.

Nitekim o akşam bir operasyon yapılarak birinci otobüsteki Kıbrıslıtürkler’in naaşları, gömüldükleri toplu mezardan çıkarılarak Yerasa’da bir madene götürülerek yeniden bu kez bir başka toplu mezara gömülmüşlerdi.

İKİNCİ KEZ TOPLU MEZAR BOŞALTILMIŞTI…

Bir süre sonra Yerasa maden ocağında genişletme faaliyetleri çerçevesinde, birinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’in naaşları bir kez daha bulundukları yerden çıkarılarak, madenin altında bir noktaya tekrar gömülmüşlerdi…

Yıllar sonra Kayıplar Komitesi bu alanda kazı yürüterek, birinci otobüste bulunanlardan geride kalanlara ulaşmıştı – bir kişi hariç… O, bu gömü yerinden çıkarılmamıştı. Niyazi Musa adlı bu “kayıp” Kıbrıslıtürk, Suat Kafadar’ın ifadesine göre kesinlikle birinci otobüste idi.

SUAT KAFADAR: “BEN KAÇTIĞIMDA, NİYAZİ MUSA AĞIR YARALI AMA HAYATTAYDI…”

Suat Kafadar’la geçtiğimiz hafta Paramiti’de kazı başlatılması üzerine telefonda konuştuk ve bize kendisi Palodya askeri kampından kaçarken Niyazi Musa’nın ağır yaralı ama hayatta olduğunu tekrardan teyit etti. Bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün bölgede bir zeytin ağacının altına tek başına gömülmüş olduğu yönünde söylentiler de mevcuttu. Birinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’in kalıntıları yürütülen kazılarda Yerasa’da bulunduktan sonra Kayıplar Komitesi tarafından DNA testleriyle kimliklendirilmiş ve defnedilmek üzere “kayıp” yakınlarına verilmiş, törenle defnedilmişlerdi. Bu amaçla Taşkent Şehitliği inşa edilmiş ancak bazı “kayıp” yakınları bu şehitlik yerine Mağusa’daki şehitliğe defin yapmayı tercih etmişlerdi.

KAZI ALANI, İNFAZ YERİNE YAKIN…

Kayıplar Komitesi’nin Paramita’da başlattığı kazı, Palodya askeri kampının bulunduğu yere yakın sayılabilecek bir yer… Kazının, EOKA-B’cilerin Kıbrıslıtürkler’i infaz ettikleri noktaya yakın bir yerde yürütüldüğü de belirtiliyor.

İKİNCİ OTOBÜSTEKİLER ÖLDÜRÜLEREK PAREKLİŞA’YA GÖMÜLMÜŞTÜ…

Dohni’den alınarak ikinci otobüsle Pareklişa madeninin bulunduğu bölgeye götürülen diğer Kıbrıslıtürkler ise EOKA-B tarafından infaz edildikten sonra burada bir toplu mezara gömülmüşlerdi…

Pareklişa madeninde de yıllar sonra Kayıplar Komitesi kazı yürütmüş ve ikinci otobüste bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanları bulmuştu.  Kayıplar Komitesi DNA testleriyle kimlik tespiti yaptıktan sonra defnedilmek üzere ikinci otobüste bulunan bu “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanları, ailelerine teslim etmiş ve Taşkent’teki şehitlikte defnedilmişlerdi.

YÜKSEL HAMZA HALA “KAYIP”…

Bu defin töreni çok acıydı ve bir başka trajediyi daha içinde barındırmaktaydı: Dohni’den EOKA-B’cilerin alıp “kayıp” etmiş olduğu iki kardeşten yalnızca birinden geride kalanlar bulunabilmiş, diğer kardeş hala “kayıp” idi…  Bu “kayıp” kişi ise 19 yaşındaki Yüksel Hamza idi… Yüksel Hamza ve kardeşi Ahmet Hamza’nın ikinci otobüsle Pareklişa madenine götürülmüş olduğu tahmin ediliyor – nitekim “kayıp” Ahmet Hamza’dan geride kalanlar Kayıplar Komitesi kazılarında bulunduğu halde, “kayıp” Yüksel Hamza’dan geride kalanlar bulunamadı… 

KAZILARDA AĞIR BİR MAKİNE YERİNDEN OYNATILAMAMIŞTI…

Geçtiğimiz hafta da bu sayfalarda belirtmiş olduğumuz gibi, bu konuda Yıldan Sedef Gülakdeniz’le geniş röportajımız bu sayfalarda yayımlanmıştı… “Kayıp” Yüksel Hamza’nın Pareklişa madeninde gömülü olup olmadığı bilinmiyor. Ancak Pareklişa’daki toplu mezarın da maden faaliyetleri nedeniyle bir miktar yerinden oynatılması ve kayması, Kayıplar Komitesi kazı yaparken bu bölgede bulunan ağır bir makinenin yerinden kaldırılamamış olması, çeşitli soru işaretleri yaratıyor. Sözkonusu “kayıp” Kıbrıslıtürk yani Yüksel Hamza,  hala Pareklişa’da mı gömülüdür ve ağır makineler kaldırılamadığı için, onların altında bir yerde mi yatıyor? Yoksa başka, bilinmeyen bir yere mi defnedilmiş? Bu soruların yanıtını Kayıplar Komitesi’nin araştırarak bulması ve sevdiklerinden bir haber bekleyen ailesini aydınlatması gerekiyor.

DİĞER KAZILAR… 

Kayıplar Komitesi’nin diğer kazıları da devam ediyor. Lapta’da “Celebrity yanı” olarak bilinen bölgede iki “kayıp”tan geride kalanlar bulunmuştu ve bu bölgedeki topraklar, iki makine ile arkeologlar tarafından kontrol edilmeye devam ediyor. Lapta’da bir “kayıp”tan geride kalanların bulunduğu “Limon tarlası” tabir edilen bölgede de trençleme yapılıyor ve arkeologlar çıkan toprakları kontrol ediyorlar.

Alsancak’ta yani Karava’da bir grup “kayıp” Kıbrıslırum’un bir dereyatağında gömülü olduğu bilgisiyle başlatılmış olan kazı da sürdürülüyor.  Hamit Mandrez’de ise hapishane arkasında bir bölgede bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın gömülmüş olduğu bir toplu mezarın aranmakta olduğu kazılar devam ediyor.

Kutsovendi’de (Güngör) ve Eksomedoş’ta (Düzova) iki yeni kazı daha devam ediyor. 

Kutsovendi’de Kıbrıslırum bir “kayıp” şahsın gömü yerinin arandığı kazı, bir tarla içerisinde devam ederken, Düzova’da da (Eksomedoş) eskiden sığınak olarak kullanılan bir alan içerisinde bazı Kıbrıslırum “kayıplar”ın gömülü olduğu bilgisiyle kazı yapıldı ancak bir şey bulunamadı ve kazı kapatıldı. Eksomedoş’ta (Düzova) yeni bir kuyu kazısı başlatıldı.

Kayıplar Komitesi kazı ekiplerinde yer alan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara, “Çok kolay gelsin” diyoruz.

 

sevgul-kayip-duyuru-005.jpg

 

 

 

Bu yazı toplam 1400 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar