Kıbrıs’ın bir bütün olarak 2004 yılında AB üyeliği kazanmasından sonra AB’nin getirdiği yeni çözümleri  (Yeşilhat tüzüğü, karşılıklı geçişler, Kıbrıslı Türkler’e eğitim konusunda, yerel yönetimler, güçlendirmek için yardım ve proje bazında iki-toplumlu projelere maddi destek gibi) dikkate alarak bir öngörüde bulunarak Kıbrıs sorununun “Parça Parça Çözüleceği) tezini savunmaya başlamıştım. Yenidüzen gazetesinde bu konuda yayınlanmış çok makalem vardır.

Makaleler yanısıra Kıbrıs uyuşmazlığı konusunda gittiğim uluslararası toplantılar dahil her toplantıda bu tezimi savundum. Benim için en değerli toplantı 2006 yılında dönemin etkin sivil toplum örgütü “Siyasal Bilimler Topluluğu”nun Saray Otelde benim, çözüm yanlısı bazı örgütlerin ve  şimdiki zamanda Prof.olmuş genç akademisyenlerin hazır bulunduğu toplantıda değerlendirilmesidir.

Zaman içinde “Parça Parça Çözüm” teorim bazı akademisyenler ve gruplar tarafından AB fonlarından yararlanılarak proje haline getirilmiş tezler yazılmıştır. Bu görüşe karşıt siyasi gruplar ve liderleri  “Bütünlüklü Çözüm” diye bir olanaksız, afaki,  çözümsüzlük (statüko) üzerine yoğunlaşmıştır.

                                                     *********  

Kıbrıslı liderler nihayet insiyatifi ele alıp Lefkoşa’da toplandı ve olağanüstü olmasa da ufak ufak karşılıklı bazı jest/çözümcükler üzerinde anlaşmaya vardı. Anlaştıkları konular umarız gerçekleşir, daha da yeni “parçalar” ilave edilir mi göreceğiz. İki toplumun telefon bağlantısı, geçmişte anlaşılıp da çözülmeyen konulardan olduğu için açıklamalara temkinli yaklaşmak gerek. Şunu da belirteyim ki Akıncı ve Anastasiyadis uzun zaman alsa da karşılıklı geçişler için Maraş ve Lefke’de iki kapı açmışlardır.

İki toplum liderinin son buluşmasının başbaşa, barışçıl, uyumlu ve çözüm odaklı geçmesinin bir diğer güzel yanı, 3.şahıs veya “hamilerin” olmadığı bir ortamda geçmesidir. Kıbrıs üzerinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ve BM’nin etki ve ağırlığı bu adada barışın sürmesi, toplumların iyi ilişkiler içerisinde yaşamasını “korumak ve kolaylaştırmak” için yapılmıştı. Kıbrıslıların  dışında adanın “sahibi” olunması, toprak elde etmesi, stratejik ve başka çıkarları için  güç politikasına kurban edilmesi için değildir..

Kıbrıslılar, kendi seçim ve oylarıyla Cumhurbaşkanlığına getirdiği kişilerin Kıbrıs sorununu çözmesini bekliyor. Umarız son gerçekleşen Akıncı Anastasiyadis toplantısı sık sık devam eder. Onların da kendi sorumluluklarını idrak edeceklerini, esas görevlerinin adaya ve toplumlararası ilişkilere çözüm getirmek olduğunu idrak etmelerini Kıbrıs toplumlarının yurttaşları olarak talep ediyoruz. Bu yöntemi takip ederlerse, gün gelir “Parça parça Çözümler” birleşir ve bir “Bütün parça” olur.