1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. Parça Parça Çözüm
Fatma Azgın

Fatma Azgın

Parça Parça Çözüm

A+A-

Bu kavram ya da öngörü sayılacak görüşlerimi, 2005’ten beri bu gazetede yayınlanan makalelerimde dile getiriyorum.
2006’da, dönemin etkin sivil toplum örgütü “Siyasal Bilimler Topluluğu” bu konuyu Saray Otel’de, bir grup akademisyenin bulunduğu seminerde tartışmaya açmıştı.
2004’ten sonra Kıbrıs için neden parça parça çözüm öngördüğümü, gelişen yeni koşullara ve gerçeklere dayanarak izah etmeye çalışmıştım..( SBT’nun o zamanki başkanı Dr.Yücel Vural’ın bu konu ile ilgili şu sıralar bir akademik araştırma yaptığını öğrendim)

Kıbrıs’ın iki tarafında hakim olan siyasi elitler, bu kavrama o dönemde olduğu gibi şimdi de şiddetle karşıdırlar. Sanıyorum işlerine-politikalarına öyle geliyor.
2004’ten sonra gelen AB varlığının yarattığı enerjiyle oluşan yeni Kıbrıs’tan hala daha habersiz görünmeyi tercih ediyorlar.

Halbuki 2004 öncesi ve sonrasının basit bir karşılaştırmasını yapsalar Kıbrıs’ta ne denli büyük değişiklikler olduğunu bunların da “parça çözüm” olarak sayılabileceğini farkedeceklerdir.
Kıbrıs’a çözüm bulma konusunda çalışan en üstten daha alt kademeye kadar sıralanan siyasetçiler, bürokratlar, siyasi partiler hiç bir yaratıcılığı ve gerçekliği olmayan  “Kapsamlı bir çözüm” ezberini sürdürmektedirler.
Dr.Yücel Vural’a göre bu cümle,  her iki tarafta da bir ideoloji haline getirilmiştir.

2004 yılında, Kıbrıs’ın bir bütün olarak AB’ye girmesiyle oluşan yeni koşullarda eski paradigmanın öngördüğü “bütünlüklü çözüm” formülü tedavülden düşmüştür.
AB felsefesini bilenler ve gerçeği söylemekten çekinmeyenler, AB’nin toplumlara değil, yurttaşlara dayalı bir sistemle yönetildiğini bilirler.
Bu nedenle 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  Kıbrıslıtürkler’e toplumsal kimlik olarak yönetimde sağladığı ayrıcalıklar veya haklar AB’ye girişle bir daha geri dönülemiyecek bir anıya dönüşmüştür.
Buna rağmen, Kıbrıs AB’ye girmeden, Kıbrıs Cumhuriyeti dönemindeki iki topluma dayalı devlet sistemi, Annan planı ile ikame edilmeye ve Kıbrıs için bir özel hukuk sağlanmaya çalışılmıştır.
Bu olanak da yitirildikten sonra,  Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönemediğimiz gibi 10 yıl önceki Annan planına dönmek olası görünmüyor..

2004’ten beri Kıbrıs’ta yeni paradigmayı oluşturan “parça çözümler”i anımsayalım: İki toplumu ayıran sınırlarda açılan geçiş noktalarıyla sağlanan serbest dolaşım, Yeşil hat tüzüğü ile oluşan ticari ilişkiler, AB mali yardım programı, Kıbrıslıtürkler’in Kıbrıs vatandaşlığı yoluyla elde ettiği AB kimlik kartı ve pasaport alma imkanı ile AB üyesi ülkelerde serbest çalışma ve dolaşım hakkı, ülkenin herhangi bir deniz veya hava limanına inen turistler için serbest  dolaşım, konaklama...

Önümüzdeki Pazar günü gerçekleşecek AP parlamento seçimi cılız da olsa parça çözüm olma adımı sayılabilir. Kıbrıslıtürk seçmenler ve adaylar  bu sefer başarılı olamayabilirler ancak ileride, ortak siyasi yapılanmalar oluşur ve oy kullanma oranı artarsa  AP’de yerlerini alabilirler. Belki de bizim taraftaki siyasi partilerin bazıları aday gösterebilir ve tabanını oy vermeye teşvik edebilir.

Maraş’ın açılması, GYÖ mi, “bütünlüklü çözüm” ün parçası mı olacak sorusuna gelince.. Maraş, çok sürmez, parça çözüm kapsamında açılabilir.
Son günlerde, Kıbrıs civarındaki gaz yataklarından Türkler’in de yararlanması için ara bir anlaşma sağlanabileceğinden söz ediliyor. Yeni parça çözümlere hazır olalım!!
Kıbrıs’ın 50 yıllık çözümsüzlük serüveni, bu uzun sürede zamana uygun yeni koşulların oluşmasını engelleyemedi.
Bu koşulları yok sayarak miyadı geçmiş paradigmaya uygun çözüm üretmek imkansızdır.  Bu durumda, “bütünlüklü çözüm”e ulaşamıyorsak, “parça parça çözüm” için çaba harcamak evladır. Çünkü ada halkının sosyo- ekonomik yaşam düzeyini yükseltmek, bu zamana uymayan  her türlü politikanın üzerindedir.

Bu yazı toplam 3938 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar