PARSEL PARSEL
Parsel parsel böldüler bu ülkeyi.
Yağmaladılar…
Üleştiler…
Ve sonra “iktidar” dediler bunun adına.
* * *
“Birkaç arsam vardı, sattım” diyenlerin sayısı az değildir.
Çünkü yeryüzünün çok da görmediği bir “yağma
Parsel parsel böldüler bu ülkeyi.
Yağmaladılar…
Üleştiler…
Ve sonra “iktidar” dediler bunun adına.
* * *
“Birkaç arsam vardı, sattım” diyenlerin sayısı az değildir.
Çünkü yeryüzünün çok da görmediği bir “yağma” düzenidir bu.
Pek çokları sessizdir, suskundur, tepkisizdir.
Öyle olmak zorundadır çünkü, çoklarının elleri kirlidir.
* * *
Yıllar yılı “iskan” oyunları üzerinden, “al gülüm ver gülüm”ler yaşandı, coğrafyamın kuzey yarısında.
Savaşın yaralarına,”avanta” ile pansuman yaptılar…
Toprakla sardılar, acıların üstünü…
Siz “vatan”la uyutulurken, “bayrak”la uyuşturulur, “devlet”le kandırılırken, bölüştüler onlar, hem de nasıl “arsızca”, uçsuz bucaksız bir “ganimet”i…
Ucundan koklattıkça, sustu çoğunluk!..
“Al biraz da sana” dedikçe, omuzlara aldı.
* * *
Masa başında “paylaşılan” nice hak edilmemiş zenginliğin, paraya çevrilme zamanı şimdi.
Hiç içleri sızlamadan…
Ve belki hiç vicdan azabı duymadan, başkalarına ait onca hayali, umudu, emeği “iç” ediyor birileri…
Ama dedim ya, çokları “kirli..”
Kim kime ses edecek, kim kimi ayıplayacak ki?
* * *
Bölünmenin sırrı budur işte…
Barış karşıtlığının…
İçi boş, cebi dolu milliyetçiliğin...
Öylesine bir “yalan zenginlik” yarattılar ki “Kıbrıs sorunu” üzerinden, asla izin vermezlerdi bu “sahte cennetin” yıkılmasına…
Şimdi bol sıfırlı banka hesapları var, nice ganimet zengininin…
Nereden geldiği, nerenin eşdeğeri olduğu pek de bilinmeden bağı, bahçesi, arsası, tarlası dönüm dönüm…
“Reis”ten çok farksız değil, “cumhur”un kendisi…
Göz göre göre…
Ve bile bile izledik bu “yağma”yı!..
Onlar yağmaladıkça, kutsadık, “ucundan” bir nefes almak için.
Şimdi…
Hep birlikte nefessiz kaldık…
* * *
Parsel parsel böldüler bu ülkeyi.
Yağmaladılar…
Şimdi “iktidar” adları…