‘PARTİSEL MEMURLAR’
Yeni iktidar döneminde, ya da eski dönemlerde kamuya istihdam edilip, çalıştığı daireye 'hiç gitmeyenler' olduğuna dair ciddi ihbarlar var.
Bundan yıllar yıllar önce, meşhur UBP kurultayı döneminde İrsen Küçük’e yakın olan kimi şahısların, kamuya istihdam edildiğini, ancak devlet dairesi yerine partiye gidip “seçim çalışması” yaptıklarını tespit ettiğimizi de gündeme getirmiştim.
Hatta bir daire müdürünün kendi dairesinde kayıtlı görünen, ancak oraya hiç uğramayan bir 'partili-istihdamı' Maliye Bakanlığı’na yazılı belge ile şikayet ettiğini de görmüştük.
Yine, kamuda çalıştığı söylenen, ancak UBP’de “seçim işlerinde” görev alanlar türemişti.
Yeni aynı dönemlerden geçiyoruz.
Yine UBP var iktidarda…
Ve kimi isimler istihdam edildikleri kurumlara, bakanlıklara, dairelere gelmiyorlar, ya da çok geç geliyorlar!
Yıllık izinde değiller!
Dış görevlendirmede de değil…
Devletin resmi evraklarında içinde bulunduğumuz günlerde “çalışır” durumda görünüyorlar.
Maaşlarını tıkır tıkır ödeniyorlar.
Ancak kendi dairelerinde yoklar!
Peki devletten maaş çeken bu kişiler ne yapıyor?
Kimileri iktidar partilerine çalışıyorlar.
Kimileri yine o partilere bağlı olan “başkanların” özel işleri ile ilgileniyorlar.
Kimi çok kıymetli partili-memurlarda eğer işe gelmişse, sağda solda pinekliyorlar!
Evet evet yanlış okumadınız, pinekliyorlar.
Hiçbir iş yapmayan, tamamen partisel güdülerle istihdam edilen bu tipler neden kamu kaynaklarını tüketsin ki?
Mecbur muyuz biz bu sülüklerin maaşlarını ödemeye?
Buna benzer bazı şikayetler ve ihbarlar belediyelerden de geliyor.
Yine aynı durumdaki bazı tiplerin kimi başkanların bizzat koruması ile işe gelmediği, kişisel işler çevirdiği hatta başkanların özel işlerini yürüttüğü söyleniyor.
Yani demem o ki, kokuşmuşluk sadece kamuda değil, onun bir uzantısı olan belediyelerde de aynı sorun var.
Peki ne olacak?
Böyle gelmiş, böyle gidecek mi?
Buna dur diyecek biri var mı?
Partili memurlara birileri müdahale edecek mi?
Dikkat, ‘uçan seçmen’ çıkabilir!
Yüksek Seçim Kurulu istatistikleri Kıbrıslı Türklerin yerel seçimlere ilgisinin genel seçimlerden 'daha az' olduğunu gösteriyor…
Yerel seçimlere katılım oranı % 60’larda seyrederken bu oran genel seçimlerde 80-90’lara çıkıyor.
Bunun çeşitli nedenleri olabilir.
Peki gerçek neden nedir?
Son dönemde dillendirilen en moda tespit 'seçmenlerin siyasetten bıkmış-usanmış-ümidini kesmiş' olmasıdır.
Kendi içinde geçerli bir yorum gibi görünüyor.
Ancak, seçim dönemlerini çok seven Kıbrıslı Türklerin her ne kadar homurdansa da, sandığa gidip oy verdiklerini düşünüyorum.
Böyle bir yorum yapılamaz mı?
Elbette yapılabilir, ancak hepimiz varsayımlar üzerine konuşuyoruz.
Ancak şöyle bir iddia var: UBP’nin hem bundan önceki hükümet dönemlerinde, hem de 2009’dan sonraki dönemde yurttaş yaptığı “yeni vatandaşlar” genel seçimlere ilgili!..
Yerel seçimlere oy vermek için rağbet etmeyen bu yeni yurttaşlar (yeni seçmenler) büyük ihtimalle Kıbrıs’ın kuzeyinde ikamet etmiyor!..
Yurt dışında yaşayan bu yeni model 'KKTC seçmenleri'nin genel seçimlerdeki katılımı yükselttiği düşünülüyor.
Daha çok kendisini vatandaş yapan UBP’ye oy veren bu seçmenlerin, yerel seçimlere olan ilgisizliği seçime katılımı etkilemiş olabilir.
YSK tek tek bütün seçmenlerin “ikamet adresleri” denetlemeli, orada yaşıyorlar mı diye bakmalı…
YSK yapmazsa bunu muhalefet yapmalı.
Eğer “uçan seçmenler” gerçek ise, önümüzdeki seçimde de bu realiteyi göz önünde bulundurmak gerekecek…
Çünkü, UBP durmadan yeni yurttaşlar yapmaya devam ediyor.
Ve seçim için zaman daralıyor.