Paşaköy’de yeni kazılar…
KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Kayıplar Komitesi kazı ekipleri, Paşaköy’de (Aşşa) iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün gömülü olduğu söylenen bir alanda yeni bir kazı başlattı.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Paşaköy’deki (Aşşa) bu kazı, bazı efgalipto ağaçlarının altında sürdürülüyor.
1963 “kaybı” bu iki Kıbrıslıtürk’le ilgili olarak daha önce Musullita’da (Kurudere) olası bir gömü yeri, Kıbrıslırum Üye Ofisi tarafından gösterilmiş, burada sözkonusu kuyu kazısına başlanmış ancak asbest kalıntıları bulununca kazıya ara verilmişti… Geçtiğimiz günlerde bu kuyu yeni sistemle kazılarak herhangi bir ize rastlanmadan kazı tamamlanmıştı. Kazı yapılmış olan kuyunun bir kilometre kadar kuzeyinde olan bu yeni kazı yerinde, iki Kıbrıslıtürk “kayıp” için kazılar sürdürülüyor.
Lapta bölgesinde “Celebrity yanı” olarak bilinen ve iki “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanların bulunmuş olduğu kazı da iki makine ileü, iki takım birlikte bölgede bulunan toprakları kontrol etmeye devam ediyorlar. Yine Lapta limon bahçesi diye bilinen bölgede de bir “kayıp” Kıbrıslırum’dan geride kalanlar bulunmuştu, bu bölgede de blok trençleme yapılmaya devam ediliyor ve arkeologlarımız, çıkan tüm toprağı kontrol ediyorlar.
Alsancak’ta ise (Karava) bir grup Kıbrıslırum “kaybın” dere yatağı yakınlarında olduğu bilgisiyle başlatılmış olan kazı sürdürülüyor.
Gönyeli’de daha önce aşırı yağışların neden olduğu su birikintileri nedeniyle beklemeye alınmış olan bir kazı da şimdi dere yatağı içerisinde sürdürülüyor.
Hamit Mandrez’de ise hapishane arkasında bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın gömülü olduğu söylenen bir toplu mezar için kazılar devam ediyor.
Kıbrıs’ın güneyinde Strovulos bölgesinde, bazı “kayıp” Kıbrıslıtürklerin gömü yerini bulmak için sıra kuyulardaki kazılar da devam ediyor.
Kaymaklı’da BM Ara Bölgesi’nde bazı Kıbrıslırum okurlarımızın göstermiş olduğu alanda da kazı sürdürülüyor. Buraya da 1964 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’in gömülmüş olduğu yönünde okurlarımızın vermiş olduğu bilgiler ve görgü tanıklığı bulunuyor.
Tüm kazı ekiplerindeki arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.
BİR FOTOĞRAFIN ANLATTIKLARI…
“Fotoğraftaki kişinin büyük dedem olabileceğini keşfettim…”
Arkadaşımız Besim Baysal, bir Kıbrıslırum arkadaşımız olan Sotiris Savva’nın oluşturduğu eski Kıbrıs’a ait fotoğrafları yayımladığı grupta gördüğü bir fotoğraftan etkilenerek, bunun büyük dedesi olabileceğini keşfettiğini yazıyor. Besim Baysal, sosyal medya sayfasında şöyle diyor:
“14 Ağustos 2019 tarihinde Sotiris Savvas isimli Tirmenli (Tripimeni) bir Kıbrıslı Rum arkadaş facebook’ta bir fotoğraf paylaştı. Paylaştığı sayfa (page) “ΜΝΗΜΕΣ ΚΑΤΕΧΟΜΕΝΩΝ - ΛΑΙΚΗ ΠΑΡΑΔΟΣΗ ΚΑΙ ΙΣΤΟΡΙΑ ΤΗΣ ΚΥΠΡΟΥ” sayfasıydı. Türkçe’ye naçizane “ANILARDAN SÜZÜLEN - GELENEKLERİ VE TARİHİ İLE KIBRIS” diye çeviriyorum. Bu fotoğrafın üst kısmında fotoğrafın 1928 yılında Mağusa köylerinden Mandres’e (şimdiki Ağıllar) yakın Ayios Iakovos (Aynakofo) köyünde (şimdiki Altınova) çekildiği ve fotoğrafta ise dönemin kumarcılarının bulunduğu yazıyordu. Gerçekten de fotoğrafa iyice bakınca Gonga veya Ispastıra benzeri bir kağıt oyunu oynadıkları görülecektir. Köyde elektrik olmadığı tavana asılı duran fanozlu lambadan anlaşılmaktadır. Ancak fotoğraf belli ki gündüz çekilmiştir. Arkada bir taş fırın olduğu ve önünde de mekanın sahibi olduğunu tahmin ettiğim kişi vardır. Onun önünde oyunu takip eden çocuk yaşlarda bir genç ayakta duruyor. Arkadaki oturan iki kişi yaşça büyüktürler ve başlarında peşkirli fesleri bulunmaktadır. Belli belirsiz görülen beyaz sarık köyün hocasının da ayni karede olduğunu göstermektedir. O tarihlerde Mandres sadece Kıbrıslı Rumların yaşadığı bir köy iken hemen yanında bulunan Aynakofo da sadece Kıbrıslı Türklerin yaşadığı bir köydü. 1931’de yapılan sayıma göre Aynakofo’da 210 kişi yaşamaktaydı bu sayı 1960’ta 365 kişiye yükselmişti. Bugüne gelecek olursak köyde nüfus 250’lere kadar düşmüştür.
Aynakofo’nun dedemin doğduğu köy olması itibarıyla fotoğrafı telefonuma hemen kaydettim. Daha sonra fotoğrafı babama göstermek için yeniden incelediğim zaman ortadaki ve kafası masaya hafif eğik duran kişinin büyük dedem olabileceği üzerinde durdum. Böylece konuyu bir süre babamla istişare ettik. Babamın arşivinde bulanan fotoğraflarını çıkartarak büyük dedemin ailesiyle 1920’lerin sonunda Türkiye’ye gitmeyi düşündükleri için çektirdiği fotoğraf ile fecebooktaki fotoğrafı karşılaştırdık. Artık emin olduk ki fotoğraftaki masada ortada oturan kişi büyük dedem Mehmet Kamil (Bullici)’ydi. Hatta fotoğrafta büyük dedemin solunda bulunan kişi de büyük dedemin kardeşi Salih amca olması kuvvetle muhtemeldir. Dikkatli bakılırsa göz renginin farklı olduğu görülecektir.
1924 doğumlu olan dedemin ailesiyle 4 yaşında iken Lefkoşa’ya geldikleri göz önüne alınırsa iki fotoğrafın da ayni dönemde çekilmiş olduğunu düşünüyorum. (1928)
İkinci fotoğrafta solda büyük dedem Mehmet Kamil yanında sağda eşi Hacer nenem (Lapotozluydu) bulunuyor. Ortalarında ise dedem Besim Mehmet (Baysal) bulunmaktadır. Hacer nenemi görmek, tanışmak nasip olmadı ancak o beni bebekken görmek için ilerlemiş yaşına rağmen apartmanın üçüncü katındaki evimize kadar geliyormuş. 1979’da aramızdan ayrıldı. Gayet net aklımda kalan büyük dedem Mehmet Kamil (Bullici dedem) Bandabuliya’nın karşısında Bedesten’in önünde palaz ve bulli (tavuk) satıyordu. Bayramlarda Baf Kapısı’ndaki evine ziyarete gidiyorduk. O’nu ise 1987 yılında 87 yaşında uğurladık. Işıklar içinde uyusunlar. Aynakofo doğumlu dedem Besim Mehmet (Baysal) Küçük Kaymaklı’daki evinde yaşamaktadır. Bu yıl 95 yaşında olacak. O’na da uzun ömürler diliyorum.”