Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün TBMM’de 100 bin Kıbrıslıtürk’ün “Rum Pasaportu” aldığı yönünde bir konuşması olduğunu yine Türkiye’de Milliyet gazetesi öne çıkarmıştı. YENİDÜZEN ise bu haberin ardından Hüseyin Özgürgün’ün de “Rum pasaportu” olduğunu geçtiğimiz gün açıklamış, hangi bakanların da “Rum pasaportu” taşıdığını dün yayınlamıştı.

Bu gelişmenin ardından Milliyet bu kez YENİDÜZEN’den iktibas yaparak Özgürgün’ün de “Rum pasaportu” olduğunu açıkladı. Özgürgün, tecrübesizliğinin veya tedbirsizliğinin veya işgüzarlığının kurbanı oldu. İnsan kendinin de o pasaportu taşıdığını bile bile böyle bir hata yapar mı? Demek ki yapıyormuş.

Bu durumlar gelişirken şu konulara değinmek gerekiyor;

Birincisi “Rum pasaportu” denen belgenin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu olduğunu ve o Cumhuriyet’te işimize geldiğinde hatırladığımız Kıbrıslıtürklerin de o pasaportu almak gibi hakları olduğunu herkes bilir. Bunu tekrar anlatmanın gereği yok.

İkincisi bakanların veya devlet yetkililerinin de o pasaportu alması en doğal hakları… Ancak bu hakkı kullanırken bunu saklamak ve Özgürgün’ün yaptığı gibi “Rumlar gençlerimizi pasaportla kandırıyor” gibi bir yanlış ve eksik bilgiyi TBMM’de aktarması yine Özgürgün’ün gençliğine ve aslında şimdiye kadar tecrübe kazanması gerekirken tecrübesizliğine vermek gerekir! Soru şu; “Rumlar Özgürgün’ü de mi kandırdılar?” Kandırıldıysa eğer o pasaportu geri vermesi halinde de belki vicdan azabından kurtulur!

Ve Milliyet’in konuyu flaş haber olarak aktarışı;

“KKTC Dışişleri Bakanı şaşırttı, BU BİR ŞAKA OLMALI!

TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerine, “100 bine yakın Kıbrıslı Türklerin Rum pasaportu aldığını” açıklayan KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün de aynı pasaporta sahip olduğu ortaya çıktı.

KKTC’de yayın yapan Yenidüzen gazetesinin “Şikayet edene bak” manşetiyle verdiği habere göre Hüseyin Özgürgün, Rum pasaportunu eleştirirken kendinin de aynı pasaportu kullandığını TBMM’de söylemedi.

Özgürgün, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, 400 bine yakın nüfusu bulunan KKTC’de Rum pasaportu alanların sayısının 100 bine yakın olduğu belirtmişti. Özgürgün, endişesini, “Rumlar özellikle gençlerimizi, Kıbrıslı Türkleri pasaportla kandırıyor” sözleriyle anlatmıştı.”

Yanlış algıyı düzeltme:

Geçen günkü yazımda ‘yorulmuşuz demekle acele ettiğimi’ yazdıktan sonra siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların bir hareketliliğinin oluştuğunu, bu durumun yazının üstüne ‘tesadüfen’ olduğunu yazmıştım.  ‘Tesadüfen’ sözcüğünü özellikle kullanmıştım. Megalomanlık gibi bir huyumun olmadığını belirtmek istemiştim. Ancak yine de sanki böyle bir kişilik sergiliyormuşum veya böyle kötü huylarım! varmış gibi eleştiriler geldi yazıdan sonra… Buradan tekrar yazıyorum; İlgili yorumlarımın ardından, yine tekrarlıyorum, ilk çıkan konuyla ilgili yazıyla birlikte CTP-BG’nin de ‘Kıta sahanlığı sınırlandırma’ anlaşmasına ‘hayır’ diyeceği açıklanmıştı. Hatta yazının altına ‘not’ ekleyerek gazete baskıya girerken haberin geldiğini yazmıştım. Sendikalar meclis önünde eylemler yapıyordu yine o gün falan, filan… Bütün bunlar ‘Tesadüfen’ yazıyla birlikte gelişen olaylardı. Megalomanlık gibi bir huyumun olamayacağını, hatta çoğu zaman yazılarımda da görülebileceği gibi kendimle dalga geçen bir yapıya sahip olduğumu okuyucular veya tanıdıklar bileceklerdir. Bunun bilinmesine rağmen yine de bilmeyenler varsa belirtmek istedim.