Pasaport
Pasaport-Kimlik konusu 74’lerden beri arada bir gündeme gelen bir konu oldu, tartışıldı. Koşup tazeleyenler, yenisini alanların ‘hainlik’le suçlandıklarını da yaşadık. Söz konusu Pasaport ‘Rum Pasaportu’ muydu ? Kimilerine göre öyleydi. Hatta Türkiye basınına göre bile.
Şimdilerde, Anastasiadis ve yoldaşlarının aldığı saçma sapan bir karar yüzünden, konu yine gündemde. Güney’in kahramanları ile Kuzey’in kahramanları karşılıklı saldırı halinde.
Bir Anı
Birkaç yıl önceydi. Mersin’deydim. Bir akşam, bir arkadaş buluşması sırasında, söz dönüp dolaşmış Kıbrıs’a gelmişti. O günlerde ‘Pasaport’ konusu, bir nedenle, yine gündemdeydi. Etrafımdaki herkes sözünü söyler, ‘Pasaport’tan söz ederken “Rum Pasaportu….” diyordu. Müdahale etmek gereğini duymuş “Özür dilerim ama o sözünü ettiğiniz pasaport, Rum Pasaportu değil, Kıbrıslı Türklerin de ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaportudur” dedim. Ve devam ettim: “ Şu, Anayasası’nda, garantörlere ve Türkiye’ye müdahale hakkı veren, bu nedenle de dünyanın Türkiye’nin müdahalesine sesini çıkaramadığı ve de ‘İŞGAL’ diyemediği Kıbrıs Cumhuriyeti’dir sözünü etiğimiz. O pasaport da o Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaportudur.”
Bir pasaport anısı daha
Hangi yıl olduğunu hatırlayamadım. Ama ‘Referandum’ sürecinde, kapıların açılması sonrasıydı… Kıbrıslı Türkler akın akın Güney’e geçiyor, Kimlik Kartı-Doğum Belgesi olmayanlar bu belgeleri almaya, Pasaportu olanlar da tazelemeye koşuyorlardı. İşte tam bu sıralarda , zamanın gözde politikacılarından birinin de Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu aldığı haberi yayıldı etrafa. Adam, ülkenin milliyetçileri (!) tarafından neredeyse afaroz ediliyordu. Bir süre sonra konu kapanmış gibiydi sanki. Çünkü yeni pasaport alan veya süresini tazeleyenler arasında daha çoook sayıda ‘milliyetçi’ (!!!) vatandaşlarımız olduğu ortaya çıkmıştı.
Şimdiler
Konu yeniden gündeme geliverdi. Rum Yönetimi’nin şahane (!!!) kararı yüzünden… Neymiş ? Başta Tatar olmak üzere bilmem kaç sivri dilli Kıbrıslı Türk vatandaşın pasaportları iptal edileceklermiş…
Şimdi nereden çıktı bu ? diye sormayın sakın. Arada bir, aldıkları kararlar veya yaptıkları ile, Ada’nın kaderini değiştirenler yine devrede işte. Bölünmüşlüğü daha da pekiştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizim bölücülerin ekmeğine de bal sürüyorlar.
Sözün özü işte bu…
Ben olsaydım ?
Pasaportu iptal edilecekler arasından ben olsaydım ne yapardım ?
“Bu kadar zaman sakladık, gerektiğinde kullandık, siz bizi deşifre ettiniz, rezil ettiniz. Küstüm” derdim…
“Benim o pasaportla işim çoktan bitti. Kullanacağım kadar kullandım. Şimdi artık ihtiyacım yok. Ne istersen yap” derdim…
“Ben Osmanlı torunuyum. Bana Osmanlı pasaportu yeter de artar bile” derdim…
“Bu yetmez. Bizi vatandaşlıktan da atın… Ya Taksim Ya Ölüm” derdim.
Sokak Ağzı
“Başgan, geçen senelerde Avrupa’ya hem da İngiltera’ya giddiydi. Hangi pasapordnan giddiydi çog merag eddim.”
***
“Siz pasaportları yenilenmeyecek olanlar neden mahkeme için topu başkalarına attınız ki ? Neden sizler dava açmıyorsunuz ?”
***
“Gavur da akıllanmaz bir türlü. Nerden çıkardılar şimdi bu pasaport rezaletini ?”
***
“Bu kadar yıldır, bu beylerin çocukları hatta torunları Avrupalarda hangi pasaport ile okudular ve gezdiler ben çok merak ettim.”
***
“Biri, kabul edilmeyen devletin pasaportu kullanılmamalı demiş. Yüzde yüz katılırım. Mesela KKTC’nin pasaportu gibi.”
Anlayana
“Eğer bir millet, iktidardaki kişilerin, şereften, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlıklarını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet, bir gün vatanını da yitirecektir.” (Machiavelli)