​​​​​“KKTC” pasaportuyla eğer “muhalif” değilseniz sadece Türkiye’ye girebilirsiniz.
Başka?
“Dışişleri Bakanlığı” bir liste yayınlarsa öğrenebiliriz.

Dünyanın en güçlü pasaportu, Japonya’nın… Japon pasaportu sahibi bir kişi, dünyadaki 227 ülkenin 193'ünü önceden vize almadan ziyaret edebiliyor.

İngiliz danışmanlık şirketi Henry & Partners yıllık Pasaport Endeksini 10 Ocak'ta yayınladı. Endeks, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) verilerine dayanıyor.

En az sayıda ülkeyi ziyaret edebilen pasaport Afganistan’ın…
27 ülkeyi vizesiz gezebiliyorlar.

“KKTC” eğer uluslararası veriler içinde olsa öyle tahmin ediyorum ki Afganistan’ın da gerisinde kalacak.

Anladınız mı niçin “iki ayrı devlet, egemen eşitlik ve eşit statü” dedikleri tekerleme hayatın içinde hiçbir anlam ifade etmiyor.

İşte o nedenle Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kurucu ortaklığımız ve yurttaşlık hakkımız son derece önemli…

Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu 16’ncı sırada ve 177 ülkeye vizesiz giriş hakkı veriyor.
Türkiye Cumhuriyeti pasaportu ise 52. sırada ve 110 ülkeye vizesiz giriş imkanı veriyor.
 

İlk 10!

Hangi ülkelerin pasaportlarıyla vizesiz kaç ülke ziyaret edilebilir?

1. Japonya (193)
2. Singapur, Güney Kore (192)
3. Almanya, İspanya (190)
4. Finlandiya, İtalya, Lüksemburg (189)
5. Avusturya, Danimarka, Hollanda, İsveç (188)
6. Fransa, İrlanda, Portekiz, Birleşik Krallık (187)
7. Belçika, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, ABD, Çek Cumhuriyeti (186)
8. Avustralya, Kanada, Yunanistan, Malta (185)
9. Macaristan, Polonya (184)
10. Litvanya, Slovakya (183)

(Çok ilginç bir detay, Japon nüfusunun sadece % 20'si pasaport sahibi... Çünkü seyahat etmiyorlar ve bunun sebebi dil engelleri ve ücretli izin almayı zorlaştıran çalışma ortamı gösteriliyor. 125 milyon nüfusta, 24.4 milyon kişinin pasaportu var.)

“Kıbrıs’ta yaşayan Türk vatandaşlarına”

“Başbakan” olarak anılan isim bir anda ortadan kayboluyor.
O gün Meclis var.
Duvarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazıyor.
Başbakanı soruyorlar ses yok, seda yok.Anadolu Ajansı ertesi gün haber yapıyor, memleket öğreniyor: “KKTC hükümeti Ankara’da…”
Sonra TRT’den “ortak görüşme” haberi geliyor.
Derken, Türkiye Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Fuat Oktay alınan kararları açıklıyor.

Bir karar çok dikkatimi çekiyor.
Fuat Oktay diyor ki…
“Türkiye'deki sağlık sisteminden, Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımız gibi yararlanma hakkı getiriyoruz Kıbrıs'ta yaşayan Türk vatandaşlarına. Bu çerçevede iki ülke sigorta sistemleri entegre edilecektir.”

Anadolu Ajansı’ndan kopyaladım.
“Kıbrıs’ta yaşayan Türk vatandaşlarına” diyor.

Daha sonra Ünal Üstel’in açıklamasını okuyorum…  
“KKTC'de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımızın Türkiye'deki SGK tüm imkanlardan faydalanması konusunda da son derece çok önemli bir adım atmış durumdayız…”

Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, Türkiye’deki sağlık sisteminden yararlanma hakkı sağlayacaksa, bunun için “KKTC heyetine” ne ihtiyacı var?

Üstel tam da  “Türkiye’nin memuru” gibi bu meselede!
 

O röportajdan bende kalanlar!

Yeni Kıbrıslı Rum lider olarak seçilmesi ihtimali en yüksek isim Nikos Hristodulides’le yaptığım özel röportajdan şu izlenimleri edindim.

• Kendine fazlasıyla güveniyor ve karşısında uluslararası toplumla aynı dili konuşmayan bir zihniyet olduğu için rahat…
   
• Yeni bir ‘Birleşik Federal Kıbrıs’ devleti istemiyor, bakir doğuma inanmıyor, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını destekliyor, bu anlamda Anastasiadis’ten de katı…
   
• Maraş’ın yasal sahiplerine devrine karşılık Ercan Havaalanı’na direkt uçuş ve Mağusa Limanı’na doğrudan ticaretin başlaması önerisine sahip çıkmıyor. Böylesi açılımlara bile kapalı…
   
• “Kıbrıslı Türkleri saf dışı bırakmayız” dese de doğrudan Türkiye’yi muhatap alıyor ve çözümü Avrupa Birliği içerisinde görüyor. Avrupa Birliği Türkiye’yi memnun edecek, Türkiye de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni…
   
• “Çözümsüzlük” koşullarında “KKTC tanınacak” gibi bir duruma hiç ama hiç ihtimal vermiyor, Avrupa Birliği’ne olağanüstü güveniyor.
   
• Bebek yüzlü ve güleç bir muhafazakar olarak tanımlayacağım Nikos Hristodulides’in şu sözü haklı: “Kaygı verici olan tanınma değil yeşil hattın ötesinin ilhakıdır”

Fotoğraf: Burçin Aybars