Patolojik Boyutta Kıskançlık
Patolojik Boyutta Kıskançlık
Uzm. Klinik Psikolog Güncel Masaroğulları
Kıskançlık çok doğal ve dozunda olduğu sürece yapıcı bir duygudur. “Bu güne kadar hiç kimseyi veya hiçbir şeyi kıskanmadım” demek mantıksız ve inandırıcı olmayan bir söylemdir. Etrafınızda birinin böyle bir ifadede bulunduğunu duyduğunuzda ona inanmamanız aslında kıskanma duygusunun ne kadar doğal ve de olması gereken dir duygu olduğunun göstergesidir. Sağlıklı bir kıskançlık kişileri motive etmeye ve rekabet gücünü artırmaya yarar. Sizden daha başarılı birini kıskanmanız gayet doğal bir duygudur ve bu duyguyu daha çok çalışıp daha başarılı olmak için kullanıyorsanız sağlıklı bir kıskançlığınız var demektir. Fakat kıskançlığın bir de patolojik boyutu vardır. Bu tür bir kıskançlık tamamen yıkıcı özelliğe sahiptir.
PATOLOJİK KISKANÇLIK
Patolojik boyutta kıskançlık sergileyen kişilerde kaybetme korkusu mevcuttur. Korkularına karşı mantıksız düşünceler ve davranışlar geliştirirler. Saplantı boyutunda olan bu düşünce ve davranışlar irade dışı gelişen, kişinin benliğine aykırı ve ısrarcı bir şekilde tekrarlayan mantıksız düşünce ve imgelerdir. Kişi irade dışı olan bu saplantıları bilinçli olarak zihninden uzaklaştıramamaktadır.
Partnerinizin patolojik bir kıskançlık sergilediğini nasıl anlayabilirsiniz?
Ne yazık ki bazı kişiler ve de özellikle kadınlar partnerlerinin kendilerini kıskanmalarını aşırı sevgi olarak tanımlayabiliyorlar. Fakat bir süre sonra sevgi olarak algılanan kıskançlık rahatsız edici boyutlara ulaşıyor. Eğer partneriniz rahatsız edici boyutta kıskançlıklar sergiliyorsa sağlıksız bir kıskançlıkla karşı karşıyasınız demektir. Patolojik kıskançlık sergileyen kişi genellikle takıntılı şekilde partnerinin kendisini aldattığına inanır. Bu kişiler aldatılıp aldatılmadığnı anlamak için partnerinin eşyalarını karıştırmaya, telefonlarını kurcalamaya, takip etmeye, belli bir mesafe uzaklıkta kendini belli etmeden oturup partnerini gözetlemeye başlayabilirler. Hatta eve gizli kamera koyarak eşinin davranışlarını inceleyenler dahi bulunmaktadır. Özellikle erkekler aldatılma ihtimalini ortadan kaldırmak için eşinin evden dışarıya çıkmasını, pencereden dışarıya bakmasını engellemeye çalışırlar. Eşlerinin arkadaş çevresine ve de kıyafetlerine müdahale etmeye başlarlar. Buna ek olarak eşlerine tuzak kurarak aldatılıp aldatılmadıklarını anlamaya çalışabilirler. Örneğin sahte bir profil açarak eşlerini eklerler ve kabul edip etmeyeceklerini denerler. Her ne kadar da bütün bulgular partnerlerinin kendilerini aldatmadığı yönünde olsa da patolojik boyutta kıskançlık sergileyen kişiler buna inanmamaktadırlar. Bu duruma kısa süreliğine inansalar dahi aynı düşünceler tekrar ortaya çıkmaktadır.
PATOLOJİK KISKANÇLIK CİNAYETLERİ
Patolojik kıskançlık sergileyen bir kişi ile ilişki yürütmek çok zordur, bu yüzden genellikle böyle ilişkiler ayrılıkla veya boşanmayla son bulmaktadır. Ne yazık ki bu kişiler ayrıldıktan sonra da eski sevgililerini veya eşlerini takip etmeye ve kıskanmaya devam etmektedirler. “Cinnet getirdi, partnerini veya eski eşini öldürdü” diye birçok haberle karşı karşıya kalıyoruz. Aslında bu cinayetlerin çoğu patolojik kıskançlık sergileyen kişilerin işlediği cinayetlerdir. Bu yüzden patolojik kıskanç olan kişilerin tedavi olmaları şarttır. Aksi takdirde bu durum cok ciddi boyutlara ulaşabilmektedir.