Son seçim sandıklarını geliniz ‘yeniden’ sayalım...
Bir hayal kuralım...
‘Boş’ değil!..
Elbette ‘empati’ için!.

***

Demokrat Parti, seçimlerden birinci parti çıkmış...
Lefkoşa’da..
Girne’de...
Mağusa’da..
Güzelyurt’ta...
İskele’de...
Tümünde!..
Ve CTP de üçüncü...

***

Serdar Denktaş’ı hayal edelim, samimiyetle...
Bu ‘zafer’ karşısındaki duruşunu!..
(Zorlanıyorum...)
Neyse...
Ve masaya oturuyor, CTP’yle, ‘koalisyon’ için!..
Sizce ne yapardı?
Meclis başkanlığını ‘dönüşüm’lü önerir, Maliye ya da İçişleri’nden birini de ortağına verir miydi?
Ve hatta, ‘buyurunuz 4 bakanlık sizin’ mi derdi?
“Hassasiyet” böyle mi olurdu sizce !

***

Bu satırları yazarken, CTP Parti Meclisi’nin nasıl bir karar ürettiğini, henüz bilmiyorum.
Ama öyle görünüyor ki, DP’deki ‘kendimizi yedirmeyiz’ kompleksi ve “seçimi biz kazandık” yanılsaması, UBP’ye itiyor CTP’yi...
Oysa UBP...
Henüz ‘hazmedilir’ noktada değil.
Eğer kurultayını yapsa, yenilense, bir ‘zihniyet değişimi’ yaşasa ve toplum da bunu onaylasa, “neden olmasın” derdim...
Oysa, şimdi değil...
Sol değerleri benimseyen bu satırların yazarı ‘hükümet’i “mutlak” görmüyor...
Çünkü biliyorum ki, sadece bir ‘araç’, yaşamı ‘aydınlatmak’ adına...
Üstelik de bugüne kadar ‘hayal kırıklıkları’ biriktirdiğimiz bir araç...
‘Toplumsal irade’ diye anılan ‘çoğunluk’ önemlidir ama her zaman illa ki ‘haklı’ değildir...
‘Seçim sonuçları’ da bir yana...
Vicdanların sesi der ki, eğer bir hükümet, en başında ‘yıkılmak’ üzere kurulacaksa...
Ve ‘dönüştürmeyecekse’ yaşamı...
Çok daha iyidir...
‘Onurlu’ bir muhalefet...
Bu ‘yalancı’ düzeni değiştirmek olmalıdır hedef, ‘mutlak hükümet’ten önce...