1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “PCR yeterli değil, ELISA antikor testleri de birlikte yapılmalı”
“PCR yeterli değil, ELISA antikor testleri de birlikte yapılmalı”

“PCR yeterli değil, ELISA antikor testleri de birlikte yapılmalı”

Tıp Laboratuvar Uzmanları Derneği eski Başkanı ve şimdiki yönetim kurulu üyesi Oyper Cam uyardı

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

KKTC Tıp Laboratuvar Uzmanları Derneği eski başkanı ve şimdiki Yönetim Kurulu üyesi Oyper Cam, çifte PCR uygulamasının yeterli olmadığını mutlaka ELISA antikor testinin de yapılması gerektiğini vurguladı.

Cam, tüm bu testlerle birlikte karantina uygulamasının da devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Kişinin virüsü kapması halinde genellikle 14 gün olmakla birlikte, seyrek olarak da 24 güne kadar bulaştırıcı olabildiğine dair tespitlerin olduğunu kaydeden Cam, böylesi bir risk varken karantinasız ve antikor testsiz insanların toplum içine karışmasının risk içerdiğini belirtti.

Cam, ELISA antikor testlerinin yapılabilmesi için gerekirse işgücü olarak özel laboratuvarlardan da destek istenebileceğini kaydetti.

“Bulaş mutlaka olacaktır” diye belirten Cam, K.T. Tabipleri Birliği’nin uyarılarını Sağlık Bakanlığı’nın mutlaka dinlemesi gerektiğini vurguladı. 

“Ülkemize gelen kişilerin PCR testlerinin ilki, kendi ülkelerinde yaptırılıyor. Peki ne kadar güvenilirdir?  Sağlık Bakanlığı onayı var mıdır? Bizde takip daha kolay ama özellikle büyük ülkelerde bunun takibi ve denetlenebilirliği çok zordur. Bunun takibini yapmak mümkün değildir.”

 

  • YENİDÜZEN: PCR testleri ile ilgili herkeste bir soru işareti var. Çifte PCR uygulaması yapılacağı  açıklandı. Sadece PCR yeterli mi? İzlenmesi gereken yöntem sizce nedir?
  • OYPER CAM: İlave ELISA antikor testleri yapılarak güvenirliliği daha da arttırmak gerek. Bu yapılırsa % 90’nın üzerine çıkmaktan söz edebiliriz ama sadece PCR yapılırsa, vaka yakalama yüzdesi 65 - 70‘lerde kalır. Antikor testi dediğimiz şudur: Antikorlar, bir şekilde vücudumuza giren bakteri ve virüsler gibi yabancı maddelerin proteinlerini(antijenler) tanıyarak yok etmek için bağışıklık sistemimiz tarafından üretilen proteinlerdir. Antikorlar, antijenleri bağışıklık hücreleri tarafından imha için doğrudan hedefler ve yok eder. Elbette antijenlere karşı antikorların gelişmesi için bir süre gerekir ve bu yaklaşık 1 – 2 haftadır. SARS-CoV-2’ye karşı oluşan ilk antikor IgM’dir. Dolaysıyla, PCR ile birlikte bakılmasını önerdiğimiz formu budur (ELISA antikor testi). Semptomlar başladıktan sonra 4 – 11. günlerde % 50 – 70 oranında pozitif sonuçlar alındığı bilinmektedir. Bu testlerin bir de IgG olanı var ki, o da (semptomlar başladıktan 11 – 24. günlerden sonra oluşmaya başlar) bağışıklık gelişip gelişmediğini gösterir.

 

“Uçuştan72 saat önce alınan numune negatif çıktı. Kıbrıs’a geldiğinde o pozitifleşebilir çünkü artık PCR’ın yakalayabileceği düzeye gelmiştir. PCR testinin yapılma zamanı 1 haftayı aşarsa yine yanlış negatif çıkabilir ama onun bulaştırıcılığı 14 gün hatta daha fazla devam edecektir. Bu nedenle virüsü  yakalama yüzdesini arttırmak için PCR ile birlikte ELISA antikor (IgM) testi de  yapılmalıdır. Yöntem olarak da, zaman olarak da, maliyet olarak da yapılabilirdir.”

 

Ülkemize gelen kişilerin PCR testlerinin ilki, kendi ülkelerinde yaptırılıyor. Peki ne kadar güvenilirdir?  Sağlık Bakanlığı onayı var mıdır? Bizde takip daha kolay ama özellikle büyük ülkelerde bunun takibi ve denetlenebilirliği çok zordur. Bunun takibini yapmak mümkün değildir. Öte yandan, diyelim ki ülkemize gelen bir kişi Türkiye’de PCR testi yaptırdı ve negatif çıktı. Belki yeni bulaştı, haliyle sonuç pozitif çıkmadı. PCR’ın ne yazık ki böyle de bir dezavantajı var. Test, virüs alındıktan ancak belli bir süre sonra pozitif çıkar. Çok erken dönemde alınan numunelerin sonucu negatif bulunabilir. Bu da yanlış negatiftir. Kıbrıs’a geldiğinde süre geçtiği için pozitif çıkmış olabilir ya da numune alma, transport hataları nedeniyle de yanlış negatif sonuç çıkabilir.  Onun için Kıbrıs’ta yeniden yapılan test pozitif olabilir.
PCR’ın bir başka dezavantajı daha var; kişi virüsü aldığı 7 ila 8nci günden itibaren PCR testi negatifleşmeye, IgM antikor testi de pozitifleşmeye başlar. Ancak bulaştırıcılığı halen devam etmektedir. Biz 7’nci gün ona Kıbrıs'ta PCR testi yaptığımızda sonucu negatif çıkabilir ve ne yazık ki bulaştırıcılığı devam edebilir. İşte bu yüzden mutlaka karantina ve PCR  ile ELISA antikor testi birlikte yapılmalıdır.

“Güvenilirliği arttırmak için hem PCR, hem de ELISA antikor testleri birlikte uygulanmalıdır. Devlet yetişemezse ki yetişebilir, bunları özel laboratuvarlar da yapabilir. Nasıl ki çalışma izinleri için özelden hizmet alınıyor, bu konuda da bizden destek ve hizmet alınabilir.”

 

  • YENİDÜZEN: 72 saat öncesinden yapılan PCR testleri aslında çok da bir şey ifade etmiyor mu?
  • Oyper CAM: 72 saat demek, 3 gün… Orada negatif çıktı. Kıbrıs’a geldiğinde virüs yakalanabilir düzeye eriştiğinden pozitifleşebilir. 7’nci gün Kıbrıs’ta test yapılsa yine negatif çıkabilir ama onun bulaştırıcılığı 14 gün hatta daha fazla gün devam edebilir. O nedenle virüsü 7’nci günden sonra tespit edebilmek için ELİSA antikor testi de yapılmalıdır. Uygulanabilirliği kolay testlerdir. Devlet Hastanesi Laboratuvarı ve hemen hemen her özel laboratuvarın teknik donanımı, ayrıca bazılarımızın ( üyesi bulunduğum KKTC Tıp Laboratuvar Uzmanları Derneği’nin tüm üyeleri ) klinik biyokimya ve klinik mikrobiyoloji uzmanlığı vardır. Kısacası güvenilirliği arttırmak için hem PCR, hem de ELISA antikor testleri birlikte uygulanmalıdır. Devlet yetişemezse ki yetişebilir, bunları özel laboratuvarlar da yapabilir. Nasıl ki çalışma izinleri için özelden hizmet alınıyor, bu konuda da bizden destek ve hizmet alınabilir.
     
  • YENİDÜZEN: Sağlık Bakanlığı sizden destek istemedi mi?
  • Oyper CAM: Bizden destek istenmedi. Bazı özel hastanelerden PCR testi için destek alındığını biliyoruz. Bunu arttırabilirler. Tüm laboratuvarlar PCR’ı yapamaz. Çünkü moleküler biyoloji uzmanı ve özel eğitimi olması gerekir. Bizim uzmanlık alanlarımız daha çok Biyokimya ve Mikrobiyoloji alanındadır. Bize ELISA antikor testlerini açabilirler. Ama şimdilik öyle bir talep yok, konuşulmuyor bile.

 

“Sonuçlar güven vermiyor”

 “Her ne kadar PCR testi "altın standart" bir test olsa da ancak virüsü yüzde 65 - 70 oranında yakalayabiliyoruz. Bu da güven vermiyor. Negatif acaba gerçekten negatif mi diye soruyorum. Bilen insan virüsün bulaşma zamanını sorgular, testin belirleyebilirliğini sorgular,  bunu düşünür. Ben bunu düşünüyorum.”

 

  • YENİDÜZEN: PCR testi 72 saat önce yapıldı, negatif çıktı, Kıbrıs’a geldi negatif çıktı. İşine başladı, otele tatile gitti, çarşıya indi. Siz diyorsunuz ki ama negatif çıksa bile eğer varsa bulaştırıcılığı devam eder.
  • Oyper CAM: Eğer PCR sonuçları çıkana kadar insanları karantinada tutacaklarsa evet, kesinlikle hiç yoktan iyidir. En azından erken bulaşı yüzde 65 - 70 oranında yakalamış olurlar.
    O nedenle diyorum ki, ELISA antikor testleri (IgM) PCR ile birlikte yapılırsa bu oran yüzde 90 'ı geçer ve 7 günden sonra olan bulaş da tespit edilebilir.
    Ben açılmaması taraftarı değilim. Mutlaka açılmalıyız. Ama tüm önlemler alınarak, sağlık alt yapısını güçlendirerek, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin uyarılarını dikkate alarak açılım olmalıydı.
    Çünkü bu hastalığın kuluçka süresi bile tam belli değil. 10’nuncu günde de bulaş olabiliyor. 24 güne kadar kuluçka süresinin uzadığını belirten çalışmalar vardır. Yani bunu riske edemeyiz.
    Şu andaki sonuçlar bana güven vermiyor. Negatif, acaba gerçekten negatif mi diye soruyorum. Bilen insan bunu düşünür. Ben bunu düşünüyorum. Bu insanlar 72 saat içerisinde o koşuşturma esnasında, yolculuk sırasında bulaştıysa bunu PCR da, ELISA antikor testi de yakalayamayacak. Bunu ancak karantina süresinde kalırsa yakalayabiliriz. Evet karantina süreci belki çok zor, vatandaş da haklı, otelciler de, işletmeler de hükümet de haklıdır ama önce sağlık!
     
  • YENİDÜZEN: ‘ELISA Antikor testi pahalı bir test değil’ dediniz sizce neden PCR ile birlikte bu da yapılmıyor?
  • Oyper CAM: Tek başına ikisi de yeterli ve güvenilir değil. İkisi birlikte yapılmalıdır. PCR altın standarttır, mutlaka yapılmalıdır. Antikor testi ise evre itibariyle PCR’nin kaçırdığını yakalamak için yanında yapılması gereken bir testtir. Tamamen hastanın virüsle karşılaştığı zamana bağlıdır. Onu da kimse bilemez. Çünkü önce virüsü alıyorsun, vücut bununla savaşmaya başlıyor, antikor geliştiriyor. Antikor da genellikle 7 gün civarında pozitifleşmeye başlıyor.
     
  • YENİDÜZEN: Türkiye’den alınan PCR sonuçlarının güvenirliliği nasıl sağlanabilir?
  • Oyper CAM: Özelden değil belki devlette yapılan testler kabul edilebilir. Veya kadrosunda moleküler biyologların çalıştığı onaylı genetik laboratuvarlardan alınan sonuçlara güvenmemiz gerekir. 
     
  • YENİDÜZEN: Yeni bir laboratuvar kurulmasından bahsedildi. Kısa süre içerisinde mümkün mü bu?
  • Oyper CAM: Çok zor bir şey değildir. Bazı ülkelerde, iyi bir organizasyonla yani yeterli ve kalifiye eleman istihdamı ve teknik donanımla kısa sürede neler yapılabildiğine hepimiz tanıklık ettik. Yeter ki istek olsun!  
     
  • YENİDÜZEN: Yurtdışından gelişler devam eder ve yeterli alt yapımız olmadığı için büyük bir risk içerisindeyiz. Şansımızı mı zorluyoruz? 
  • Oyper CAM: K.T Tabipleri Birliği, sağlık alt yapısının kesinlikle yeterli olmadığını vurguluyor. Ben de aynı düşüncedeyim. İtiraf etmeliyim ki, Sağlık Bakanlığı’nın derneğimizi toplantılara çağırıp sürece müdahil etmesini beklerdim.  Ancak hiçbir toplantıya çağırmadı, destek istemedi.  Bu nedenle basın ve sosyal medyadan duyduklarımızdan ötesini bilmiyoruz. Kamuda PCR testlerini yapan kişi sayısı bu yükü kaldırmaya yetersiz. Ayrıca ön cephede savaşan sağlık çalışanları da sayı olarak bu ağır yükü daha ne kadar sırtlanabilecekler? Şartlar böyleyken, sağlık personeli sokaklarda haykırırken, kesinlikle şansımızı zorladığımızı düşünüyorum.

"Sağlık Bakanlığı’na antikor testi alalım yapalım diye yazı yazdık ama kitlerin ithalatına bile izin verilmiyor. Kendileri tek elden yürütmek isteyebilirler, haklı da olabilirler ama çalışma izinlerinde olduğu gibi özelden yardım alabilirler. Ama antikor testine gerek duymuyorlar. PCR testinin yeterli olduğunu düşünüyorlar ama tek başına PCR yeterli değil."

 

  • YENİDÜZEN: Siz herhangi bir girişimde bulundunuz mu?
  • Oyper CAM: Sağlık Bakanlığı’na antikor testi alalım yapalım diye yazı yazdık ama kitlerin ithalatına bile izin verilmiyor. Kendileri tek elden yürütmek isteyebilirler, haklı da olabilirler ama çalışma izinlerinde olduğu gibi özelden yardım alabilirler. Ama antikor testine gerek duymuyorlar. PCR testinin yeterli olduğunu düşünüyorlar ama tek başına PCR yeterli değil.

“Korkutucu tablo bizi bekliyor”

 

“K.T. Tabipleri Birliği’nin görüşlerini ön planda tutarsak, evet korkutucu bir tablo bizi bekliyor. Ekonomik şartlar süreci zorlamaktadır, çok negatif olmamalıyız, açılmalı ve normalleşmeliyiz. Ama bu şartlarda bazı pozitif vakaların yakalanamayacağını ve halk arasında bulaş olacağını da düşünüyorum.”

 

  • YENİDÜZEN: Korkutucu bir tablo görüyor musunuz?
  • Oyper CAM: K.T. Tabipleri Birliği’nin görüşlerini ön planda tutarsak, evet korkutucu bir tablo bizi bekliyor. Ekonomik şartlar süreci zorlamaktadır, çok negatif olmamalıyız, açılmalı ve normalleşmeliyiz. Ama bu şartlarda bazı pozitif vakaların yakalanamayacağını ve halk arasında bulaş olacağını da düşünüyorum. Biz şu an çalışma izni başvurularından bile korkuyoruz. Çünkü adaya gelen çalışanlar ilk bizlere uğrayacak ve risk altındayız.
    3 ay boşuna geçti. Bu kadar zor muydu bir pandemi hastanesi yapmak, sağlık altyapısını bilim kurulunun isteğine göre düzenlemek ya da var olan bir binayı pandemi hastanesine dönüştürmek? Sağlık alt yapımız yeterli değilken neden karantinasız açılımla kendimizi riske edelim? Şu an turisti almayıverelim! Otelcilerin de işi çok zor ama bu şartlarda zaten ne kadar turist gelebilir ki?
     
  • YENİDÜZEN: Çalışma izinlerin yenilenmesi, çıkarılması noktasındaki gidişatı gözlemleyebiliyorsunuz. Nedir işgücünün durumu?
  • Oyper CAM: Elbette ki iş gücü azaldı. Otelcilik sektörünün darbe alması, birçok sektörü etkilediği gibi bizleri de etkilemiştir. Çalışma ve oturma izinleri başvurusu en azından Girne için yarı yarıya azaldı diyebilirim. Umarım en kısa sürede normalleşir ve başta sağlığımız olmak üzere, ekonomimiz de en az zararla pandemiden kurtulur.

 

 

Bu haber toplam 10210 defa okunmuştur
Etiketler :