Sevgili Levent Şonya’yı çok genç sayılan bir yaşta kaybettik…

Annesine, kardeşlerine ve sevenlerine başsağlığı dilerim…

-*-*-

Limasol doğumlu ama Girne aşığı Levent Şonya ile Girne Tarihi Limanı’nda bir söyleşi yapmıştık…

-*-*-

DP yine iktidar ortağıydı…

Serdar Denktaş bakandı ve görevden ayrılıp, koltuğunu Menteş Düzgün’e bırakmıştı…

Menteş Düzgün o dönemde DP’deydi, daha sonra UBP’ye geçecekti…

-*-*-

Levent Şonya, “13 bofor kuvvetinde bir rüzgarın yaratacağı dalgalar, Girne Tarihi Limanı’nın mendireğini yıkar ve çok büyük hasar meydana gelir” demişti…”

-*-*-

Televizyon programında dün bu konuda bahsettim…

Bir izleyici, “Bofor kuvveti sıfırdan 12’ye kadardır” dedi…

-*-*-

Bilmiyordum. Baktım…

12’ye kadar değil, son dönemlerde 13’ten 17’ya kadar ekleme yapılmış…

-*-*-

Vikipedi diyor ki; “… Beaufort rüzgâr şiddeti skalası, Sir Kaptan Francis Beaufort tarafından bulunmuş olan ve gemicilikte rüzgâr ve deniz durumunu görsel müşahedelere göre belirlemeye çalışan skaladır. Bofor skalası diye okunur.”

-*-*-

Aynı vikipedi şunu da açıklamaktadır:

“… Rüzgârların şiddeti, Beaufort ölçeğinden yararlanılarak tahmin edilir. Bu ölçeği İngiliz Amiral Sir Francis Beaufort savaş gemilerinde kullanılması amacıyla geliştirmiştir. Son yıllarda olağanüstü derecede güçlü rüzgârlar da tabloya alınmış ve bunlar 13'ten 17'ye kadar numaralandırılmıştır. Bu ölçekteki Beaufort sayısı ve ortalama rüzgâr hızı uluslararası değerlerdir; ama rüzgârların adı ve tanımlanan belirtileri ülkeden ülkeye değişebilir.”

-*-*-

Levent yaşamını balıkçılıkla, hep denizde ve teknelerinde geçirmiş Akkanat Şonya’nın oğluydu…

“Tarihi Liman’ın mendireği kesinlikle tamir edilmeli, güçlendirilmeli” demeye çalışıyordu…

-*-*-

O günlerde, o mendireğin güçlendirilmesi için bazı girişimler yapılmaktaydı…

Dev kayalar, taşlar taşınmalı, deniz tarafı, liman havalandırması da zarar görmeden güçlendirilmeliydi…

-*-*-

Mendirek ve Girne trafik ya da yol yapısı; büyük kayaları taşıyacak araçların karadan gelişine müsait değildi hala değil…

-*-*-

Haliyle o mendirek güçlendirilecekse ki hala güçlendirilmiş değildir; denizden gelecek bir uygun araçla dev kayaların taşınması gerekmektedir…

-*-*-

Birileri o günlerde 20 milyon dolara bu işi yapabileceğini söylemişti…

Tabii ki dönemin hükümetinde ve ortaklar arasında, 20 milyon dolara yapılacak olan bir işin komisyonunun ne olacağı kavgaya sebep olmuştu!

-*-*-

Ve DP’den kopma olmuş; Yeniden Doğuş Partisi (YDP) yeniden doğmuştu!

-*-*-

Bakıyorum da, aradan neredeyse 10 yıl geçti…

YDP’de kişisel kavgalarla partiden ayrılanlar, kişisel çıkarlarla bir araya gelebiliyor!

DP ise resmen darmadağın!

-*-*-

Bir şey değişmedi!

Değişmesi de zor!

Bunlar, bu ülkeyi sevmedi!

Sadece soymayı hedefliyorlar!

Üzgünüm!

Paran yoksa…

Paran kadar güçlüsün!

Türkiye’de her saat başı 5 milyon TL batıyor!

-*-*-

Trading Economics’in rakamlarına göre, Türkiye’de sefalet, Dünya’nın beşinci sırasında…

Arjantin, Suriye, Lübnan ve Sudan’dan sonra, Türkiye’de büyük çoğunluk, yokluk içindedir, yoksulluk çekmektedir, ciddi sıkıntı söz konusudur…

-*-*-

Böyle bir durumda, Türkiye’nin dış siyasetinde, ona buna gofdorozlanma şansı yoktur…

-*-*-

Uzlaşı, diklenme diye çevirisini yapabileceğim gofdorozlanmanın yerini almıştır, alacaktır, bu gerçek kaçınılmazdır…

-*-*-

Haliyle, AB ile de ilişkilerin iyileşmesi gerekmektedir…

Ve AB ile iyi ilişkiler kuracaksa ki bundan kaçamaz, o zaman AB ve Dünya’nın kabul ettiği bazı “şartlara” uymak zorundadır!

-*-*-

Kıbrıs sorununun “çözümü” de bu şartlardan biri; belki de en önemlisidir…

Ve “bu çözüm”, Ersin Tatar’ın “saçmaladığı” cinsten olmayacaktır!

Diplomaları bile ganimet!

Diploma skandalında bugüne kadar tutuklananların neredeyse tamamına yakını “milliyetçi” kanattan…

Hatta sahte diploma dağıtan üniversitenin bu işle meşgul olan kişisi MHP’li…

Okulun sahibi MHP’li…

-*-*-

Tutuklananlar MHP kökenli ya da UBP’li!

-*-*-

Tamamına yakınının TC Büyükelçisi ve KKTC Cumhurbaşkanı ile fotoğrafları var!

-*-*-

Sadece bu konu, adı geçen bu insanların Kıbrıs’ta olası bir siyasi çözüme neden karşı olduğunu açıkça ortaya koymuyor mu?

-*-*-

Sahteliklerin, sahtekarlıkların mevcut sistemde devamından yanadırlar…

Kimisi makamında, kimisi parasındadır işin!

-*-*-

Ve tamamı, Kıbrıs’tan nefret ediyor!

-*-*-

“İşgal” dediğimizde de hepsi birden kızıyor!

E işgal değilse, nedir?

Diplomalarınız bile ganimet be gavollem!

Daha ne deyim!

-*-*-

Haaa bu şekilde devam edecek mi?

Görüntüye bakılırsa hayır!

Türkiye iktidarının ülkemizdeki gözü, kulağı, sesi, mikrofonu yani TRT KKTC Temsilcisi tutuklandı ve “kumpas var” dedi…

Kendisine kumpas yapıldığını öne sürdü…

-*-*-

AKSA’nın gazetesi, “yok yahu, asla çözüm olmaz, merak etmeyin” diye resmen ağlamaya başladı…

Bugün gazetesi yazdı; Başhocamızı da Ankara geri alıyormuş!

-*-*-

Ersin bey de timsah işine girdiğine göre; bu şekilde devam etmez diyorum!

Var bir değişim!

İngiltere’de Şubat ayı sonunda Rochdale kasabasındaki ara seçimde zafer elde ederek milletvekili seçilen devrimci ve Filistin yanlısı siyasetçi George Galloway (Fotoğraf) , geçtiğimiz günlerde bir bilgi paylaştı; Batı medyasını suçladı… Galloway, Türk medyasında da hiç işitmediğimiz bir toplu mezardan söz etti… İsrail’in, 700 Filistinliyi ellerini arkadan bağlayıp katlettiğini ve toplu mezara gömdüğünü söyledi… İnsan, mesleğinden utanır mı? Bazen öyle haberler gizleniyor ki; utanmamak elde değil… İyi ki Galloway gibiler var…