Adanın bütün olduğu zamanlar zorluklar vardı..Rumlar engelliyordu. Azınlıktık, ayırımcılık ve fakirlik vardı. En kötüsü adanın bölünmesi için iki toplumda da örgütler kurulmuş veya kurdurulmuştu.

Rum milliyetçiler, KC cumhurbaşkanı Makaryos’a “Enosis”i gerçekleştirmek için uğraşmıyor diye 15 Temmuz’da darbe düzenledi. Garantörlerden birisi olan  Türkiye de 20 Temmuz’da adaya çıkarma yaptı..İki toplumdan çok insan öldü, sakat kaldı “kayıp” listelerine yazıldı. Köylerinden, evlerinden, çevrelerinden kopmak zorunda bırakıldı. “Emperyalizim” Anglo/Saksonlar adayı bölmek ister deniyordu. Sonuçta gerçekleşti..

Kuzey bölgesine toplanan Kıbrıslıtürkler artık kendi kendini yönetecek, Rum baskısından azade, ganimet ve  zenginlik içinde bir hayat sürecekti. Yıllarca, Rumlardan kalan ganimetler paylaşıldı, haklı/haksız bir bölüşme kavgasına girildi.

Yıllar geçti, “mağlup” sayılan Rum kesimi toparladı, “zafer” kazanan Türk kesimi fakirleşti, yaşam kalitesi, demokrasi anlayışı, yönetim biçimi, eğitim sistemi ve tüm kurumları geri kalmış ülkeler düzeyine indirildi. Herkesi “maaşa” bağlayan bir devlet/vatandaş ilişkisi geliştirdi. Yolsuzluk, kayırmacılık, işbilmezlik arta arta bu günlere getirildi.

Artık parasaız pulsuz, borçlana borçlana ayakta durup “dağıtma” görevi yapan devletimiz var. Rumlar başarılı olmamızı engelliyordu, peki neden Kıbrıs’ın bize kalan yarısı mamur, düzen içinde saygın bir bölgeye dönüştürülemedi. Neden 100 bin olan nüfus milyona çıktı? Neden Kıbrıslıtürk kültürü günden güne kayboluyor? Neden mali durumumuz berbat ve her kurum işlevsiz hale geldi?

Tarihte var mıdır, (belki vardır) savaşla büyük avantaj ve zenginlik kazanan bir toplumun tanınmayacak hale gelmesi, fakirleşmesi, gerilemesi, kültürünü yok etmesi?

44 yıl içinde bütün bu olanlar insanın aklına şu soruyu getiriyor: Kıbrıslıtürkler uğruna savaşta ölüp, kuzeyinde yaşayanlar gibi güneyden  göç etmek zorunda kalan insanlarımız Kıbrıs’ı  sevmiyor mu?  Kıbrıslıtürk olmak sadece “Rumlar’dan korkmak mıdır?” Rumlar’dan kurtulup başka biçimde yok olmak aynı şey değil midir?  Kıbrıs’ı sevseydik, “yarısına” da sevgi saygı gösterir bu hale gelmesini önleyebilirdik.

Ona buna suç bulmak şikayet etmek ne rahatlatabilir ne de haklı çıkarabilir. Acı veren sonuç: Acaba bizler; Kıbrıslıtürkler, “Yurtsever” değil miyiz?