Peki ‘biz’
İki toplumlu bir çalışma için tanışma toplantılarından biriydi...
Yine ‘barış’a dair bir deneme olacaktı, bilemiyorum kaçıncı kez...
Böylesi buluşmalarda önce herkes bir cümleyle kendini tanıtır.
“Ben Ulaş Gökçe” diyerek başlamış, kendini bir cümleyle anlatmıştı.
Sonra bir ekleme yapmıştı:
“Şunu da söylemem gerekiyor ki, burada birlikte olduğumuz Cenk Mutluyakalı’yı pek sevmiyorum...”
***
O günlerde yine ‘sendikalar’a dair gündeme eleştirel bir yerden bakıyor, kimi belki ‘acımasız’ kimi ‘sorgulayıcı’ sözcükler döşüyordum...
***
‘Hayat Pahalılığı’ artışına dair son günlerdeki tartışmalarda, sosyal medyadaki bir yazışmaya Ulaş Gökçe de dahil oldu:
“ Cenk Mutluyakalı bence haklıdır. Haklı olmasa haksızdır derdim. Ama haklıdır.”
Sonuçta çok insani bir duygu ki, birisi size “haklısınız” deyince, ister istemez mutlu oluyorsunuz...
Mesele “kel gelin kel kaynana” değil ama söyledikleri dikkat çekiciydi.
Çünkü önemli deneyimler yaşamış bir isimdi, sendikacılığa dair...
‘Sevişmesek’ de bakınız neler dedi:
- Şimdi bizim devletteki sorunu açıkça, samimiyetle ortaya koymamız lazım. Dostça diyorum ki sorun şudur: Eskilerin aldıkları maaşları devam ettirebilmeleri için yenilerin az maaş almaları gerekiyor.
- TC’li türkücülerden vergi almakla meselenin çözülemeyeceğini hepimiz biliyoruz.
- Sorun bir kişinin 3 yıl çalışıp müdür bareminden emekli olması, yüzlerce müdürün olması, okulların, dairelerin birleştirilmemesi; müdür, müdür muavini vs gibi yönetici sayısının azaltılmamasıdır.
- Ne yazık ki ben bu noktada sendikaları da sorumlu görüyorum. Neden biz ilk iş olarak kendi meslektaşımız yöneticilerden tasarrufa gittik ama kamu sendikacıları bu yönde bir açılım yapmıyorlar?
- Neden bizde dekan olan biri 150 lira fazla maaş alırken, görevini bitirince eski maaşına geri dönüyor da kamuda bunu talep etmiyoruz?
- Neden etmiyoruz sorusuna cevabı samimi bir şekilde verelim.
- Kamudaki bu yönetici düzeni herkesi memnun ediyor.
-Hükümetin bu batak kamu yapısını düzeltmeye niyeti yok. Ya bizim var mı?
- Olan 1800 lira alıp Lefke'den Dipkarpaz'a ders vermeye giden 25 yaşındaki genç öğretmene oluyor.