1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Pembe ablanın zeytinlileri
Pembe ablanın zeytinlileri

Pembe ablanın zeytinlileri

Okullar açıldı ya.. Benim aklıma hemen, “Pembaba” gelir!.. Kıbrıslılar, “abla”yı isme “ba”yla bağlar, öyle söyleriz biz... Pembe abla, o yıllar için... Şimdi Pembe nene... Eğer yaşıyorsa daha “nice nice ömürl

A+A-

 

 

 

Okullar açıldı ya..

Benim aklıma hemen, “Pembaba” gelir!..

Kıbrıslılar, “abla”yı isme “ba”yla bağlar, öyle söyleriz biz...

Pembe abla, o yıllar için...

Şimdi Pembe nene...

Eğer yaşıyorsa daha “nice nice ömürler”

o gülen gözlerine...

 

***

 

“Hademe” demeye dilim varmaz çünkü, anaokulun “ana”sıydı bence..

Ayakkabılarımı bağlamayı öğretti.

Bir de, kucağındaki karton kutuda sattığı meyve sularının, zeytinlilerin tadı, onca sene geçti, bir daha benzeri damağımda yer etmedi.

 

***

 

Şimdiki çocuklar “kısmetsiz...”

Aziz Nesin’in lafı gibi...

“Ne komünizm...Ne kapitalizm...Ne ateizm... Ne sosyalizm..; KISMETSİZİM!”

Çünkü devlet okullarının o sıcaklığı kalmadı.

Özeller zaten “ticaret evi...”

Ve artık çocuklar, “yürüyerek” dahi gidemiyorlar okula..

Birbirlerini tanımadan...

Sokakta oynamadan...

“Bilgisayar yutmuş” bir halde büyüyorlar...

Bahçe suluyorlar, ekrana bakarak, tuşlara dokunarak sadece...

Neredeyse “toprağın kokusu” bilmiyorlar...

 

***

 

Özel okullar eski devlet okulları profilinde.

Kıbrıs kökenli ailelerin çocukları, neredeyse tümü buralarda...

Yüzlercesi de güneyde, İngiliz ve Amerikan okullarında, yeni “yabancılaşmalar” yaşıyorlar.

Geçenler de birisi anlattı...

“Ben direneceğim” demiş, “Çocuğumu devlet okuluna götürmeye devam edeceğim...”

Sonra bir gece evde...

Çocuk anasına hiddetlenmiş, demiş ki:

“Anne ya, ne diyon sen, kes sesini...”

Ertesi gün, kaç para dahi sormadan, koşmuş en yakındaki özele...

 

***

 

Şimdi gözlerim hep, sokak aralarında, yan yana “iki taş” arar, kale niyetine...

Ve ortasında top peşinde koşan çocuklar...

Oysa tümü, “playstation” başında “Pess”lemekte...

Ama gel gör ki “üç kornere bir penaltı” yok bu elektronik merette!..

 


 

YURTTAŞLIK ÖNERİLERİ

 

Müzakere masasında “sınırsız yurttaşlık” önerisi yapıldı ya...

Ve Kıbrıslı Türk lider Eroğlu, “Başka türlü çıkamayız bu işin içerisinden” dedi.

Hemen öneri yağmaya başladı, elektronik adresime...

Olur ya “Birleşik Kıbrıs” diye yeni bir devletimiz mümkünse, işte yurttaşlık önerileri:

·        REFERANDUM günü güney ve kuzeyde kayıtlı tüm yurttaşlar BİRLEŞİK KIBRIS’ın da vatandaşı olsunlar. Yeni devlette ‘EVLİLİK VE DOĞUM DIŞINDA YENİ YURTTAŞLIK’ verilmesin.

 

·        KIBRIS kökenli ana-babadan doğan çocuklar ve onların çocukları, ayrıca onlarla yapılan evlilikler ve çocukları ayrıca son 20 yıl adada ikamet edenler Birleşik Kıbrıs’ın yurttaşı kabul edilsinler.

 

·        Anne ya da babası Kıbrıslı soyundan gelenlerle, onların çocukları ve eşlerine BİRLEŞİK KIBRIS yurttaşlığı verilsin, geri kalanlar KURUCU DEVLET iç yurttaşlığı alsınlar; daha sonra DOĞUMLAR ve EVLİLİKLER dışında hiçbir yurttaşlık verilmesin.

 

Üç ana öneri böyle!..

Sizin oyunuz hangisine?

 


 

Bunlar tazedir?

 

Belinde peştamal, çevalyesinin başında bir balıkçı. Kırmızı boyalı tahta tepsilerde dizi dizi balıklar. Ölüyü bile diri gösteren yüzer mumluk iri ampüller.

Balıkçı çıkmış bir sandığın üzerine bağırıyor keskin sesiyle:

- Canlııı bunlar canlııı!!

Tezgâhın etrafı hayli kalabalık, siyahlar içinde yaşlı ufak tefek bir madam balıkçının peştamalına dokunup soruyor:

- Bunlar tazedir ?

Balıkçı görmezlikten gelerek devam ediyor

- Canlııı bunlar canlııı!!

Madamcığım sorusunu tekrarlıyor:

- Bunlar tazedir?

Balıkçı bu sefer kızgın, gocunmuş bir ifadeyle:

- Madamcığım, canlı diyoruz, canlı!!!

Madam yine o sakin hâliyle:

- Zo, ben de canlıyım ama sence tazeyim?

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1898 defa okunmuştur