Perde gerisi hareketli…
KULİS- KİMİ ‘BASAMAK’ KİMİ, ‘LİSTE’ DERDİNDE…
Ulusal Birlik Partisi’nden seçime ilişkin yeni kulis bilgileri var.
Hatırlayınız, meşhur UBP kurultayı döneminde ciddi bir bölünme yaşayan partide hala bazı hassas dengeler mevcut.
En dikkat çekeni de hala Derviş Eroğlu etkisi…
Kavgalı bir kurultay döneminin ardından göreve gelen ve neredeyse bir enkaz bulan Hüseyin Özgürgün dengeleri korumak adına titiz çalışıyor.
Yukarıda bahsettiğim ‘Eroğlu’ dengesi adına Özgürgün çok net bir duruş göstererek Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay’ı kontenjan adayı olarak aday listesine koyma yönünde bir eğilim gösteriyor.
Kısacası, Resmiye Canaltay büyük ihtimalle başkan kontenjanından aday!
Özgürgün bunu neden yapıyor peki?
Yapmasa, Resmiye Canaltay’ı üye oyuyla aday yapmayı, O’nu diğer aday adayları ile yarıştırma yolunu neden seçiyor?
Nedeni çok basit! Özgürgün, daha maçın başında Eroğlu ve onun yandaşlarına meydan okumak yerine kızını, Resmiye Canaltay’ı kontenjan hakkını kullanarak aday yapıyor ki; parti içinde Eroğlu ile seçim şartlarında didişmeye gerek kalmasın.
Kendince mantıklı ve stratejik bir hamle…
Başka kim var kontenjan adayları arasında…
DP’den istifa eden Hakan Dinçyürek var.
Yine DP’den istifa etmesi beklenen, ya da DP ile yollarını ayıran Özdemir Berova var.
Bu arada Hüseyin Özgürgün’e yakınlığı ile bilinen Savaş Atakan da kontenjan adayı.
Hüseyin Özgürgün’ün 8 kontenjan adayı hakkı bulunuyor.
Ve bu kontenjan adayları arasında DP’den gelen Hasan Taçoy ve Menteş Gündüz yok!
Zira Taçoy ve Gündüz kontenjan adayı olmak istememiş.
UBP tabanı açısından kendilerine güvenen iki siyasi de üyeden onay alarak aday olma yolunu seçmiş.
Çünkü bu yöntemin milletvekilliğini kazanmak için çok daha iyi, olduğunu düşünmüşler.
Öne çıkan UBP aday adaylarının ise Olgun Amcaoğlu ile Ahmet Savaşan olduğu UBP kulislerinde çok konuşuluyor.
Şimdilik UBP’den kulisler bunlar…
Özetlemek gerekirse; başkan dengeli bir siyaset izleyerek parti içinde geçmişten kalan bölünmeleri yeniden alevlendirmemek adına titiz çalışıyor, kontenjan adaylarını bu dengeye göre seçiyor.
Neler yaşanacak göreceğiz.
***
Geçelim DP’ye…
Uzun süredir özellikle Serdar Denktaş tarafından aday olması için telkinde bulunulan Mustafa Arabacıoğlu’nun yeniden adaylığı düşündüğü DP kulislerine yansıyor.
Hatta geçtiğimiz günlerde bir gazeteye açıklama yapan Arabacıoğlu henüz kararını vermediği, aday olup olmamayı düşündüğünü açıklamıştı.
Özellikle Arabacıoğlu çevresinden ve ailesine yakın kişilerden aldığım bilgiye göre aile Arabacıoğlu’nun aday olmasını istemiyor.
Mustafa Arabacıoğlu’nun sağlığı açısından çok yıprandığını düşünen yakın çevre adaylığına karşı çıkıyor.
Ancak Denktaş’tan gelen baskı öylesine fazla ki!
Peki Serdar Denktaş neden Arabacıoğlu’nun aday olmasını istiyor?
Can alıcı soru bu!
Cevabı çok basit!
Arabacıoğlu sevilen bir doktor ve iyi bir oya sahip.
Arabacıoğlu ve onun gibiler DP’ye mühür getirebilecek potansiyel taşıyor.
Baraj sorunu yaşayacağına kesin gözüyle bakılan DP’nin ve özellikle de Denktaş’ın böylesi oy potansiyeline sahip adaylara, özellikle de Arabacıoğlu’na çok ihtiyacı var!
Ha bir de son not; Serdar Denktaş’ın yeni bombası da oğlu Rauf Denktaş…
Arabacıoğlu’nu aday yapıp, yani bir basamak gibi kullanıp, oğlunu meclise sokmak kafasındaki en büyük plan…
Tutar mı dersiniz? Arabacıoğlu bu oyuna düşerse, belki de tutar… Göreceğiz.
Ne oldu bizim barikat işi:
Derinya için duacıyız!
Derinya Barikatı'nın hala açılmamasının bir izahı var mıdır?
Liderlerin yıllar önce aldıkları "siyasi" kararın üzerinden çok uzun süre geçti.
Ve çalışmalar başladı.
Önce ihale sürecinde sorun yaşandı.
Sonra bazı engeller aşıldı, ilerleme oldu.
Ancak süreç çok yavaş ilerliyor.
Ya da ilerlemiyor!
Bu nedenle de tepkiler de elbette kaçınılmaz!
Ortaya çıkan manzara şu sonucu doğuruyor: Mağusa bölgesini çıkmaz sokak olmaktan kurtaracak ve adanın sahiplerinden olan iki toplumun iletişimini artıracak Derinya yolunu halen açamıyoruz.
Buna sözde onay veren siyaset kurumu "çaresiz" gibi...
Sürekli yalan, mazeret ve maliyet üretiyorlar.
Evet evet yalan söylüyorlar!
Ya da durumu öteliyorlar.
Aynen yarım asırdır Kıbrıs sorunun çözümünde de bir yere varamadığımız gibi!
Mazeretle beraber sürekli sorunlar ve yalanlar da tekrardan üretiliyor.
İki kere ikinin dört olduğunu çözemeyenler beş bilinmeyenli denklemi her yıl sonu çözeceklerini söylüyorlar!
Bir barikatı açamayanlar, şimdi yine “baharda müzakerelerden” bahsetmeye başladılar bile!
Bırakın müzakereleri, bu ölü toprağını Derinya'nın açılması atmaya yeter de artar bile…
Ama var mı öyle bir gelişme?
Henüz yok, inşallah olur.
Evet evet, inşallah demekten başka söz gelmiyor dilimin ucuna…
Allah'a kaldık belli ki.
Dua edelim bari!
…
Amin!