Peşkeş Edebiyatıymış!
Geçtiğimiz 19 Nisan Salı günü, Girne’ye bağlı Karaoğlanoğlu (Ay.Yorgi) köyünde bir eylem gerçekleştirildi.
Karaoğlanoğlu Spor Kulübü ve Karaoğlanoğlu Avcılık-Atıcılık Birliği’nin organizasyonunda gerçekleştirilen bu eylemin ana fikri; Köyün-Köylünün-Genliğinin kullanımında olan Mete Adanır Stadyumu ve ona bağlı araziyle birlikte balıkçı korunağının; eski Zeyko yağ fabrikasının da içinde olduğu bir otel işletmesine verilen alanın genişletilmesi için, yukarıda belirttiğim arazilerin de verilmeye kalkışılmasına karşı bir eylemdi.
Zeytinlik köyünde başlayan köyün dokusunu-kültürünü koruma hareketinin ardından Karaoğlanoğlu köyünde de aynı hassasiyetle bölge halkı ayaklanmıştır.
Mete Adanır Vakfı Başkanı ve Mete’nin kardeşi olarak ben de bu eylemde yer aldım.
Bizim yüreğimiz Karakum Antreman sahalarının “PEŞKEŞ” çekilmesinden ötürü zaten buruk ve yanık.
Mete’nin adını yaşatmak için, Mete’yi kaybettiğimiz 20 Ocak 1989 tarihinin hem ardından, 11 gün sonra ilk önemli vefayı ve saygıyı ve sevgiyi Karaoğlanoğlu Spor Kulübü Başkan ve Yönetim Kurulu göstererek, aldıkları kararla futbol sahalarının adını “Karaoğlanoğlu METE ADANIR STADI” olarak değiştirmişlerdi.
Mete’nin vefatı ardından ve hâlâ, yeni doğan çocuklarına Mete’nin anısını yaşatmak için “Mete” ismi koyulmaktadır. En son, kazada birlikte olduğu yakın arkadaşı kaptan Emin Kar’ın kızı doğum yaptığında Emin Kar, bir dede olarak torununun isminin “Mete” olarak konulmasını istemiş, öyle de oldu. Bu sevgi, bu vefa, bu saygı hiçbir kelimeyle anlatılmaz. Karaoğlanoğlu halkı ise ta Limasol’dan Mete’nin çocukluğunu, gençlik döneminin arkadaşlıklarını bilen ve paylaşan kendi insanı.
Mete’nin ismi, “Peşkeş Edebiyatı” diyerek böylesi eylemleri aşağılamaya çalışan aklı evvel kişilerin akılları kesmediği ya da bilip de “aracılıkla para cukkaladıklarından” dolayı, tam anlamıyla “PEŞKEŞ” çekildiğinden artık “Karakum Mete Adanır Antreman Sahaları” diye bir saha yoktur, tarihe gömülmüştür. Mete’nin isminin geçtiği tabela ile birikte. Hem de öyeli bir “peşkeş” yapılmış ki, biz bile yıllar sonra bunu farketmiş, bir yandan söz konusu yerde tabelanın düzeltilmesi-yenilenmesi için uğraşırken meğer yıllar önce burası büyük turizm yatırımcılarına uzun yıllara kiralanmış. Bunu kotaran Bakan, Milletvekili, aracılar, yiyicilere tek kelimeyle “Lanet Olsun”. Tarih ve bizler sizi unutmayacağız.
Şimdi sıra “Karaoğlanoğlu Mete Adanır Stadı”nda.
“Yiğidi öldür ama hakkı ver” diye bir söz vardır.
Sahanın sentetik çim yapılması için uğraş vermiş Bakanlarımızdan, Milletvekillerimize, Belediye başkanımızdan, idarecilerimize, daire müdürlerine kadar, gerçekten çaba sarfedenlere teşekkürü bir borç biliriz. Ama ne yazık ki projelendirilmesine ve hatta ihaleye çıkılmasına rağmen defalarca verdikleri söz, yerine getirilmemiş, ertelenmiştir.
Bugün ihalenin sonuçlandığını ve sonuca karşı bir itiraz olduğunu biliyoruz. Sanırım Ocak ayından beri bu itirazla hareket edilemiyor. Niye? Amaç nedir? Bu sahaya harcanacak paranın bloke edildiğini başka bir yerde kullanılmayacağını bilmemize rağmen niye hâlâ daha bu sorun ortadan akldırılamıyor ve çalışmalar başlatılmıyor?
Çünkü birileri “peşkeşin” peşinde. “peşkeş edebiyatı” diyenlerin de bu peşkeşten arabuluculuk ödeneği alacağı da bir gerçek.
Belgeler Yenidüzen gazetemizde yayınlandı, takke düştü kel göründü. Kimin bu konuda ne yaptığı da artık herkesin bilgisinde.
Evet, yerinde ve çok başarılı bir eylem olmuştur geçtiğimiz Salı günü.
Kimisi bayraklara takılmış, kimisi Ayyorgi mi Karaoğlanoğlu mu ismine. Halbuki bu ikisinin de daha fazla önemi yoktu ne Mete Adanır Stadından ne de Balıkçı korunağından. Dileğim o ki; bu mücadele sıcak tutulsun. O toprak sahada Karaoğlanoğlu kulübümüz maçlarını yapmaya başlasın. Bizler de yıllarca toprak sahalarda top koşturduk. Bu sahayı kullanmaya başlarsak toprak sahada oynadığımız için bizler değil, bize bunu layık görenler utanacaklardır. Ve her daim dikkatler de bu sahaya çekilecektir. Çünkü amaç; kullanımdan düşürüp gözden çıkarmaktır. Bu şans ne onlara ne aracı-yardakçılarına verilmemelidir.