'PETROL' DE GREV 7. GÜNÜNDE
Sendikal Platform’a bağlı bazı sendika ve örgütlerin başkan ve yöneticileri, Kıbrıs Türk Petrolleri (K-Pet)’in Kalecik’teki petrol dolum tesislerini ziyaret ederek, Kıbrıs Türk Petrol İşçileri Sendikası (Petrol-İş)’in grevine deste
Sendikal Platform’a bağlı bazı sendika ve örgütlerin başkan ve yöneticileri, Kıbrıs Türk Petrolleri (K-Pet)’in Kalecik’teki petrol dolum tesislerini ziyaret ederek, Kıbrıs Türk Petrol İşçileri Sendikası (Petrol-İş)’in grevine destek belirtti.
Sendikal Platform ve Petrol- İş, ziyaretin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş)Başkanı Mehmet Seyis basın toplantısında Petrol-İş adına yaptığı açıklamada, K-Pet’teki grevin 7’inci gününe girdiğini hatırlatarak, hükümetin stratejik bir kurum olan K-Pet’teki greve karşı sorumsuz tavrının sürdüğünü söyledi.
PETROL-İŞ BASIN AÇIKLAMASI
“Değerli arkadaşlar, Kıbrıs Türk Toplumuna ait kamusal alanların özelleştirme adı altında sermayeye peşkeş çekilmesine karşı K-Pet’te başlatılan süresiz grevin 7. günündeyiz.
Hükümet üyelerinin kendilerinin de ifade ettikleri gibi stratejik bir kurum olan K-Pet’te devam eden bu greve karşı hükümetin sorumsuz tavrı da devam ediyor.
Özelleştirme soygununa mazaret olarak önce zarar etmesi için gereğini yapıp sonra da ilgili kurumların zararda olduğu gerekçesini ileri süren anlayış K-Pet ile ilgili bu iddiada da bulunamayacakları için sessizliği tercih etmiş gibi görünüyorlar.
K-PET’İ NEDEN SATMAK İSTİYORLAR? AÇIKLASINLAR.
K-Pet 2010 yılında 8.5 milyon TL kar etmiş ve 2011 yılının ilk 9 ayında ise 7 milyon TL karda olan bir kurumdur.
K-Pet’ten 50 civarı çalışan yanında 85 bayi ve onların yanında çalışan 100’lerce insan ekmek yemektedir.
Kendi çalışanlarının maaşları ve Sosyal Sigorta ile İhtiyat Sandığı yatırımlarını aksatmayan K-Pet Devlete ödemesi gereken vergi ve diğer yükümlülüklerini de aksatmadan yerine getiren ender kurumlar arasındadır.
Peki neden hükümet K-Pet’i satmaya çalışıyor? Başta İlgili Bakan Sunat Atun olmak üzere Hükümet yetkilileri bu soruya tatminkar bir cevap vermek zorundadırlar. Aksi halde Şaibe altında olmaktan kurtulamazlar.
Ülkemizde insani koşullarda çalışan işçilere mi tahammül edemiyorlar?
Sosyal Güvenlik fonlarına gününde yatırım yapılmasından mı rahatsız oluyorlar?
Devlete gününde ödenen vergi ve gelirlerde tatmin olmuyorlar mı?
Yoksa bu kurumun karda olması kendilerinde duygusallık mı yaratıyor?
KUVVETLE İHTİMALDİR Kİ!!
Kuvvetle ihtimaldir ki kurumun karda olması duygusallıklarını gerçekten artırmıştır!!!
UBP Hükümeti, aynen çalışmayı sevmeyen ve ihtiyaç duydukça evdeki televizyonu satıp yiyen o bitince koltukları, masa ve yatakları satıp yiyen, satacak eşyası kalmayınca aile fertlerini bile gözden çıkaran evin reisi gibi davranıyor.
Bu kurumun ciddi olması, buradan ekmek yiyen insanlar, ve başka rasyonel ve insani değerler ile ilgilenmeyen bu hükümetin tek derdi günü kurtaracak sıcak para almaktır.
TÜM BÖLGE TEHDİT ALTINDA.
K-Pet’i satıp günü kurtarmaya çalışan bu hükümetin aslında fizibilitesi yapılmış ve 12 milyon USD gençleştirme yatırımı isteyen bu işletme ile ilgili talip olanlara bilgi vermediğini de biliyoruz.
Yapılması gereken yatırımlar arasında bir tanesi tesiste olan 2 gaz küresinden birinin kısa zaman içinde yenilenmesidir. Yenilenmemesi halinde olabilecek bir olumsuzluğun sonucu tüm Karpaz yarımadasını, hatta ülkeye yansır ve bunun sorumlusu da bu hükümet olur.
İki gaz küresinde toplam 2000 Ton ( 200 bin Tüp Karşılığı) LPG Gaz stoklanabilmektedir. Hemen yanı başlarında ise 16 milyon litre yakıp depolanabilmektedir.
Bir tüp gazın 10 kilo olduğunu ve patlaması halinde bir evi yıktığını düşünürsek, 200 bin tüp gaz ve 16 milyon litre yakıtın vereceği hasar ortadadır.
Bu işyeri alınması halinde yalnızca yapılacak kar’ın hesaplanabileceği bir yer değildir. Sorumluluk alabilmektir.
DEV-İŞ VE PETROL-İŞ’İN DURUŞU.
Yaşananlar karşısında DEV-İŞ ve bağlı sendikamız Petrol-İş’in kayıtsız kalması mümkün değildir. Bir yandan üyelerimizin ekmek kapısı ve halkımızın malı olan K-Pet’in yaşatılması için, diğer yandan da toplumsal sorumluluğumuz gereği tüm bölge halkının güvenliği için ses veriyoruz.
Başlattığımız süresiz grev’in kaldırılmasını talep eden hükümet, bunun için bize ve tüm halkımıza güvenceler vermek zorundadır. Bizim malımız olan %48 hisse korunmalı ve bu şirketin ortağı yapılması gereken yatırımı yapmalıdır. Bu günkü tutumları sürdükçe bu grev’in aylarca sürse bile kaldırılması mümkün değildir.
Bu grev’e gelen olumlu destekler bize güç vermekte ve kısa günün kar’ını düşünerek bizlere saldıranlara gerekli cevabı vermektedir.
Bu aşamadan sonra zaman zaman Lefkoşa’ya da taşıyacağımız eylemlerimize halkımızın destek vereceğinden hiç kuşkumuz yoktur
En çok da bu işyerinden ekmek yiyen bayilerimizin kendi ekmek kapılarına sahip çıkmalarını, sahip çıkan işçilerimize destek vermelerini beklemek hakkımızdır.
Gerek hükümet edenler, gerek ise K-Pet’e talip olanlar bilmelidirler ki, bu kadar önemli bir sorumluluk altında olan grevci işçilerimiz sonuç almadıkça bu grev sürecektir. Hükümet her şeye rağmen “Ben yaptım oldu” mantığı ile bizler grevde iken K-Pet’i satsa bile, gelenler işçilerimizi K-Pet’in kapısında grevde bulacaklardır.”
SENDİKAL PLATFORM AÇIKLAMA
Sendikal Platform adına konuşan Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen) Başkanı Arslan Bıçaklı, Sendikal Platform’un Petrol-İş’in grevine tam destek beyan etti.
Bıçaklı, ülkede yaşanan süreçte, ülkenin yönetimine talip olan UBP’nin halk desteğinin çoğunluğunu kaybettiğini iddia ederek, “Bu ülkeyi tek başına yönetme yetkisi yoktur” dedi.
Bıçaklı, UBP hükümetinin 2009 seçimlerinde “bize oy verirseniz bu ülkeyi satacağız” diye halktan yetki almadığını söyleyerek, kamu kurumlarının makamlarda oturanlara miras kalmadığını, toplumun malı olduğunu söyledi.
Hükümetin, KTHY’yi bile yönetme becerisini gösteremediğini, daha sonra Saray Otel’i kapattığını, bunları DAÜ’nün üniversite öncesi eğitim kurumları ve Kıbrıs Türk Petrolleri’nin izlediğini kaydeden Bıçaklı, “battı, zarardayız, kapatacağız” mantığıyla kurumların elden çıkarılmaya çalışıldığını savundu.
Bıçaklı, zararda olan en büyük kurumun devletin maliyesi olduğunu ileri sürerek, “O zaman satmaya, en büyük zararda olan maliyeden başlayın…” ifadelerini kullandı.
Hiçbir siyasinin ülkeyi satma yetkisi olmadığını söyleyen Bıçaklı, Sendikal Platform’un 28 Şubat ve 2 Mart’ta gerçekleştirdiği mitingleri ve eylemleri hükümetin anlamak istemediğini kaydetti.
Hükümete, “yetkiniz olmayan işlerden derhal vazgeçin” çağrısında bulunan Bıçaklı, aksi halde ülkedeki çalışma barışı ve iç huzurun bozulacağını söyledi.
Bıçaklı, devletin ekonomik sıkıntı içinde olduğunu ve halkın elini taşın altına koyma zamanı geldiği söylenirken, bir haftada 300 partilinin istihdam edildiğini, Sosyal Sigorta borcu olan işverenlere yüzde 90 af getirildiğini ileri sürdü.
Bıçaklı, K-Pet’te yaşanan sürecin sadece burada yaşayanların değil, tüm sendikaların ve halkın sorunu olduğunu; halkın kendi öz varlıklarına sahip çıkmak zorunda olduğunu ekledi.