Pile’nin isyanına kulak verin
Pile 1974’den bu yana ara bölge olarak isimlendirilen bölgede Kıbrıslı Türklerle, Rumların birlikte yaşadığı tek köyümüzdür.
Bu özelliği dolayısıyla Pile’de yaşayan insanlar hep sıkıntı yaşadılar. Kapıların açık olmadığı dönemde Rumlarla ilişki kurulabilen yegane yer Pile idi. Hem güneyde çalışan işçilerimiz, hem Dikelya İngiliz üslerinde çalışanlar, hem de iki toplumlu ilişki kurmak isteyen STÖ’ler Pile köyünü araç olarak hep kullandı.
Pile neden 1974 yılında güneyde kalan diğer köyler gibi yer değiştirmedi?
Tarihi bilenler o dönemde Pile’den bir heyetin bu amaçla rahmetli Denktaş’ı ziyaret ettiğini ama Denktaş’ın kendilerine sakın ha diyerek “Pile bizim güneyde kalan yurttaşlarımızı sağ, salim kuzeye geçirebilmemiz için tek geçit noktamızdır. Güneyde kalan bütün yurttaşlarımız kuzeye geçmeden bu geçidi kapatamayız. Ancak bu sağlandıktan sonra sizin durumunuzu yeniden değerlendirebiliriz” dediğini bilirler.
1974 yılından bu yana tam 46 yıl geçti. Ama Pile hala yerinde duruyor. Hala sıkıntılarıyla baş başa yaşamını sürdürüyor. Düğünlerinde, cenazelerinde, sportif faaliyetlerinde hala sıkıntılar yaşanıyor.
Kapılar açılmadan önce sivil işlerden izin alınarak bu insani etkinliklere kuzeydeki eş, dost, akrabaların katılımı sağlanırken ve bu izinler için bin bir çalım çekilirken, bugünlerde de barikatlarda saatler süren kuyruklarda bekleme işkencesi çekiliyor.
Covid-19 pandemisi ile Pile’nin çilesi de katlanarak arttı. Önce güneye geçişleri bir biçimde Anastasiadis hükümeti tarafından engellendi. Ardından da KKTC hükümeti kuzeye geçmelerini engelledi.
Böylece küçücük bir adada, küçücük bir köyün Türkçe konuşan ve Kıbrıs’taki birçok insan gibi hem Kıbrıs Cumhuriyeti, hem KKTC yurttaşı olan 500 civarında insan tamamen izole edildi.
Onlara yaşam hakkı tanınmadı. Onlar potansiyel koronavirüs taşıyıcısı sayıldı. Onlar kuzeyde yaşayan çocuklarından, torunlarından mahrum bırakıldı.
Pile’de yaşayanlar kuzeydeki işlerine gidemedi. Giden dönemedi. Kuzeyde yaşayan ama güneyde çalışanlar da güneydeki işlerine gidemedi.
Kuzeyde yaşayan insanlar da pandemi döneminde izole edilmiş ve temel gereksinimleri dışında “evde kal, güvende kal” prensibine uymuştu.
Ama Pileliler temel ihtiyaçları olan hastaneye, eczaneye, ya da bankaya, markete bile gidemedi. Cebinde parası olan, ya da geliri Euro olanlar köyde bulunan marketlerden ihtiyaçlarını karşıladılar. Ama kuzeyde çalışarak TL kazananlar, Euro ile nasıl alış-veriş yapabildi bunu soran yok. Üstelik maaşı kuzeydeki bir bankaya yatan insanlar ne yer, ne içer kimse sormadı.
Başbakan Ersin Tatar 19 Nisan akşamı konuk olduğu Havadis Web TV’de katıldığı programda “Pile hakkında.... yaşanan sorunları bakanlar değerlendiriyor mu?” sorusuna verdiği yanıtta “Pile maalesef sıkıntılı yer. Onları önemsiyoruz. Ara bölge gibi bir yerde ve Rumlar ve Türkler yaşıyor, ondan sıkıntı var. Önemsemediğimizden değil. Biz KKTC’yi korumak zorundayız. Nasıl uçaklar durduruldu, kapılar kapandı. Pile’de de durum bu. Risk alamayız. Sızma olabilir. Bizim vatandaşımız geri dönebilir, 14 gün karantinaya girecek” dedi.
Başbakan Tatar UBP’nin genel başkanıdır. Aynı zamanda UBP’nin cumhurbaşkanı adayıdır. UBP bugüne kadar hep “Pile KKTC toprağıdır” derdi.
Bu pandemi gerçeği ortaya çıkardı. Pile KKTC toprağı değil. Pile ara bölge statüsündedir. Bu ara bölge statüsü de ancak Pile muhtarı sevgili Veysal Güden’in önceki günkü eylem sırasında söylediği “Barikatların kalktığı bir yurt diliyoruz” gerçekleştiği zaman kalkar.
Pile yıllarca ihmal edildi. Pile unutuldu. Pile’de yaşayan insanlar ezildi, horlandı. Güneye geçtikleri zaman hor görüldü. Güneyde Pileli Türk toplumuna “bunların burada ne işi var” gibi bakıldı.
Pileli Türk toplumu fertleri kuzeye geçtikleri zaman da aynı horlanmayı hissetti. Kimileri Pilelileri kaçakçı olarak niteledi. Başkaları “onlar güneyde yaşar, orda ya kaçakçılıktan ya da başka birtakım imkanlardan yararlanır, sonra da buraya gelerek bize hava atarlar” gibi bakıldı.
Ama Pile’de yaşayan Türk toplumu tam 46 yıldır aynı sıkıntıları, aynı eziyetleri, aynı olumsuzlukları yaşamaya devam eder.
Bütün bu sıkıntılara rağmen kendi köyünde yaşamaktan mutludur. Pile’de Denktaş’ın deyimiyle “köprübaşı” olarak güneyde kalan Kıbrıslı Türklerin kuzeye geçmelerine yardımcı olmaktan gururludur.
Kıbrıs’ta Türklerle Rumların birlikte yaşamasından, köy içi sorunlarını birlikte ve diyalog yoluyla çözümlemekten mutludur. Bu konuda bütün Kıbrıs’a örnek olmaktan her zaman gurur duymaktadır.
Pile’de yaşayan Kıbrıslı Türk toplumunun tek istediği yöneticilerin gölge etmemesidir. Yalnızca insani konularda yardımcı olmalarıdır.
Bugün bu pandemi nedeniyle bütün Kıbrıs’ta uygulanan izolasyon şartlarında zayıflama olurken ve giderek yeni normale dönme hesapları yapılırken kendilerinin hala tehlikeli olarak görülmesi onları gerçekten üzmüştür.
Bir başka üzüntüleri de kuzeyde yaşayan ve Dikelya’da çalışan bazı kişilere ve Beyarmudu köyünde barikatın güneyinde yaşayanlara barikatlardan 14 günlük garantinasız geçiş izni verilmesi ama aynı hakkın Pileli Türklere verilmemesidir. Ey hükümet yetkilileri bu ayrımcılığın izahı yoktur bilesiniz.
Bu isyana kulak verin. Bunun ardından çok daha şiddetli eylemler gündeme gelecektir. Pileliler isteklerine kulak tıkamaya devam ederseniz belki de sonunda KKTC kimliklerini de size iade edecekler. Bunu da bilin istedim.