Serkan SOYALAN

Ülkemizin genç ve başarılı antrenörlerinden Arif Pınardan ile sporu konuştuk. Pınardan, kendi hayatıyla ilgili, hedefleriyle, umutlarıyla ilgili de bilgiler verdi. Altyapılara gerekli önemin verilmediğini vurgulayan Pınardan, ülkenin gelişimi açısından bu gençlere, gerekli özenin gösterilmesini ve yatırımlar yapılmasını istedi.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Arif Pınardan… 1 Kasım 1996 yılında doğdum, Serdarlı’da ikamet ediyorum.

Genç yaşta antrenörlük yapmak nasıl bir duygu?

Genç yaşta antrenörlük yapmanın pozitif yanları var. Örneğin, çalıştığımız yaş grupları ile yaşlarımız yakın olduğu için onları daha iyi anlayabiliyor ve iletişimimiz daha iyi olabiliyor. Bir antrenörün futbolcu ile iletişimi de iyi oldu mu, ondan performans olarak en yüksek performansı alırsınız demektir.

Gençlere şans verilmeli

İyi bir antrenörün dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir? 

İyi bir antrenörün dikkat etmesi gerektiği iki unsur olduğunu düşünüyorum. Birincisi planlı ve her zaman hazırlıklı olması, ikincisi de futbolcu ile iletişiminin çok iyi derecede olması gerektiğini düşünüyorum. Biraz önceki soruda da belirttiğim gibi iyi bir iletişim en iyi performans demektir. Her zaman genç futbolcuları anlayışla karşılayıp, onlara şans vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizin dışa açılamıyor olması sporumuzun gelişimini nasıl etkiliyor?

Özellikle henüz şans bekleyen ve gelişmeye çalışan futbolculardan örnek verirsem, sürekli gelişip nereye gideceğiz? “En fazla gidebileceğimiz nokta belli” gibi söylemler oluyor. Bu söylemlerin olmasına en çok da bizler neden oluyoruz. Çünkü hem dışa açılamıyor, hem de bu kadar maddi sıkıntıların içinde olunmasına rağmen 38-40 yaşlarındaki futbolcuların transferlerine yüksek bütçeler ayrılabiliyor ve 3 yabancı futbolcu kuralı getirip buraya gelmeleri için yüksek miktarda uçak bileti, burada yemek ve içecekleri, ev, internet gibi daha saymakla bitiremeyeceğim masrafları için bütçeler ayırabiliyoruz.  Tabii bir de sezon öncesi denenmek için adamıza gelen yabancı futbolculara bu masrafları yapıyoruz. Beğenmezsek de tekrardan biletlerini kesip, memleketlerine gönderiyoruz. Ancak maalesef altyapısına ve gençlerine bu kadar bütçe ayırabilen kulüplerin sayısı da 5’i geçmiyor. Hal böyle olunca, genç yaştaki futbolcular motivasyon kaybı yaşayabiliyor ve bu da onların gelişimlerini etkiliyor. Altyapılar sabır ve istikrar gerektirir. Sabreder ve istikrarlı şekilde oralara yatırımlar yaparsak, önümüzdeki yıllarda meyvelerini toplayabiliriz. Bu noktada U-10 ve U-12 ligleri gibi iki yeni lig açan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nu da kutlamak lazım. Bu tip organizasyonların hem futbolcu, hem de antrenörlerin motivasyonlarını artırdığını düşünüyorum.

Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?

Gelecekteki en büyük hedefim, yaş ortalaması düşük, yabancısız bir takımla başarılar yakalamaktır. Şans verildiğinde bizim gençlerimizin neler başarabileceğini görmek ve göstermek istiyorum.

“Gençlere güven umut veriyor”

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Dışa açılamayan bir ülkenin en doğru yapacağı hamle, gençlerine güvenmek ve onlara yatırımlar yapıp, gelişmelerine katkıda bulunmaktır. Umarım bundan sonraki süreçte daha çok onlara güvenir ve onların yanında oluruz. Bu röportaj şansını bana veren adres Kıbrıs’a çok teşekkür ediyorum. Bütün sorularda en çok parmak bastığım gençlere güven konusunda henüz 18 yaşındayken bana antrenörlük yapmayı öneren ve beni Yenicami'ye gönderen Sedat Devecioğlu'na, benim gelişimimde en büyük pay sahibi olan ve buralarda olmamı sağlayan ve bana her zaman güvenen Emre Perçinci'ye çok teşekkür ederim. Gençlere güvenen 1-2 kişi var, bu bile bizlere umut oluyor.