1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Piyasada ‘nitelikli et’ tartışması
Piyasada ‘nitelikli et’ tartışması

Piyasada ‘nitelikli et’ tartışması

Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin toplu tüketim mekânlarında kullanılan ‘nitelikli et’ ithaline yönelik yasal engel olmadığını ancak bu yönde kendilerine herhangi bir başvuru yapılmadığını açıklaması sonrasında gözler ilgili sektörlere çevrildi.

A+A-

Didem MENTEŞ

Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin toplu tüketim mekanlarında kullanılan ‘nitelikli et’ ithal edilmesinde kısıtlama olmadığını, onay verileceğine rağmen hiçbir başvuru yapılmadığı açıklamaları ardından gözler ilgili taraflara çevrildi.

YENİDÜZEN’e konuşan otelciler ve restoran sahipleri, iç piyasada kaliteli nitelikli et (kuyruk, antrikot, bonfile, kontrfile) bulunmamasına rağmen et ihtiyacının piyasadaki firmalardan ve üreticilerden sağladıklarını belirtti. İşletmeciler farklı nedenlerden dolayı nitelikli et ithalinin yapılmadığını söylerken, Tarım Bakanlığı’nın ‘nitelikli et’ ithal iznini hangi ürünlerin kapsadığıyla ilgili detaylı bilgi vermediğini aktardı.

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları ise Tarım Bakanı’nın nitelikli et kapsamında hangi ürünlere, ne şekilde izin vereceklerini net olarak açıklaması gerektiğini belirterek, hayvan kayıt sisteminin doğru işlemesi, mezbahalarda kesilen havyan sayısı miktarının, nitelikli et ihtiyacının ne kadar olduğunun ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Öte yandan Kıbrıs Türk Sanayi Odası, ülkedeki et üretimiyle ilgili açıklamalarda bulundu, “et sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan biri; ülke ekonomisinde özellikle turizm ve yükseköğrenim sektörlerinden kaynaklı olarak oluşan talep artışına uygun olarak üretimin planlanamamasıdır” dedi.

Et sektöründe üretimin, talebi karşılayamamasından kaynaklı yüksek fiyatlar oluştuğuna işaret edilen açıklamada, bunun da Güney’den; sağlıksız ortam ve helal kesime uygun olmayan, insan sağlığını riske atan et kaçakçılığı yapılmasına neden olduğuna işaret edildi.
 

TARAFLAR NE DEDİ?

Deniz Kızı Hotel ve Niazi’s Restoran Direktörü Ahmet Aydeniz:

 

“Nitelikli et ithali için yeterli alt yapım yok”

Deniz Kızı Hotel ve Niazi’s Restoran Direktörü Ahmet Aydeniz, ülkedeki et ürünlerinin pahalı olduğunu belirterek, “Bizim personelden sonra ikinci en büyük giderimiz ettir ve aşırı pahalıdır” dedi.

 “Ben farklı üreticilerden canlı hayvan alıyorum. 7 ayda et fiyatları %30- 35 arttı, bu da bizim belimizi kırdı” diyen Aydeniz, et ithali izni çıkmasıyla işletmecilerin zengin olacağını ama devletin fakirleşeceğini söyledi.  “Et ithaline izin verilirse, Kıbrıs’ta dışa bağımlı olmayan tek üretim ise ortadan kalkacak. Bu çok tehlikeli olacak çünkü Kıbrıs’ta yedek parça almadan dışarıya para ödemeden üretilen en büyük üretim hayvancılıktır” dedi.

‘Nitelikli et’ ithalinin ise üreticiyi etkilemeyeceğini söyleyen Aydeniz, işletmelerin çoğunun nitelikli et ithaline izin verildiğini bilmediğini aktardı. Aydeniz, “Banna, kuyruk, antrikot, bonfile, kontrfile gibi nitelikli et ürünlerini getirmek için alt yapıya ihtiyaç var. Bir bannayı ya da yarım tır bonfileyi depolayacak alt yapım yok” dedi.

Yurt dışından ithal edilecek nitelikli et ürünlerinin daha kaliteli olduğunu söyleyen Aydeniz, “bonfile dışında kontrfile, antrikot ürünleri daha iyidir. Bizdeki hayvan türü süt danasıdır. Lezzetlidir ama yumuşak değildir” dedi.

Nitelikli et ithal etmenin otelcilerin ve restorancıların stresini biraz azaltabileceğini aktaran Aydeniz, “çünkü kontrfile, antrikot gibi malzemeleri bulamayız. Yeterli banna yeterli kuyruk yeterli bonfile yok” ifadelerini kullandı.

Aydeniz, Hükümetin kuzu ve dana gibi normal et ürün ithaline izin vermemesi gerektiğini, sadece nitelikli (özellikli) et ürün ithalini de devamlı açık bırakması gerektiğini dile getirdi. Nitelikli et ithalinin ne büyükbaş ne de küçükbaş hayvan üreticilerini etkilemeyeceğini ifade eden, “nitelikli et iznini sadece birkaç kişiye değil herkese verilmelidir. Devlette getirilen üründe denetim yapmalıdır ki kontrfile yerine başa ürün getirmesin” dedi.

 

Eziç Restoran zincirleri Direktörü Mehmet Eziç:

 

Besiciliğinin önü açılırsa etin maliyetleri düşer”

Eziç Restoran zincirleri sahibi Mehmet Eziç, kırmızı et ihtiyacını iç piyasadan haftada 3-4 tane büyükbaş hayvan keserek karşılamaya çalıştıklarını söyledi.  Küçükbaş hayvan etinin çok pahalı olması nedeniyle menülerinde çıkardıklarını sadece pirzola kullandıklarını ifade eden Eziç, “büyükbaş hayvanda da sıkıntı yaşandığından dolayı maliyetlerden dolayı birçok yemeği menülerimizden çıkaralı 1 yıl oldu” dedi.

Tarım Bakanı’nın ‘nitelikli et’ ithaline onay verecekleri konusunda yeterli duyuru yapılmadığına işaret eden Eziç, “sadece bonfileye izin verildiğini biliyorum. Bunun ne kadarının izne açıldığını da yeni öğrendim” dedi.

Yurt dışından ithal edilecek nitelikli etin daha kaliteli olabileceğine dikkat çeken Eziç, “ülkemizde kesilen ürünler besi hayvanı değildir. Süt ineğinden, süt tosunundan kesip de işlenmeye çalışılıyor. Aslında tüketilen etin aslında besicilik ırkından geliyor olması lazım. Bir yanlışımız da aslında buradadır. Ülkede etin bu kadar pahalı olmasının nedeni de budur.” dedi.

Özellikle ülkede kesilen büyükbaş hayvanların süt ırkından geldiğini, bu hayvanların besicilik ırkından gelmeleri gerektiğinin altını çizen Mehmet Eziç, Hükümetin biran evvel et besiciliğinin önünü açması gerektiğini, maliyetlerin bu şekilde düşebileceğini vurguladı.

Yapılması gerekenlerden de söz eden Eziç, “İthal iznini genişletirler mi genişletmezler mi bilmiyorum. Fiyatlar düşmeye bilir, belki gelebilecek olan zamların önüne geçebilirler. Ayrıca soğuk zincir bozulmamış olur ve kaliteli ürün gelece. Yapılması gerekenlerden biri budur” dedi.

Mehmet Eziç, çok acil olarak besiciliğin önünün açılması gerektiğini vurgulayarak, “besicilik için ağıllar kurulup hangi ırklar kullanılacağının tespit edilip, devletin de sürekli kontrolü altında besiciliğin önünü açmaları gerekir ki fiyatlar düşsün. Örneğin, şuanda hayvana 1 ton kuru gıda yedirdiğinizde, 500 kilo tosunu elde edersiniz, diğer üretimde hayvana  ton yedirdiğinizde 800- 900 kilo tosun elde edersiniz çünkü onun ırkı farklıdır. Arjantin, Polonya, Brezilya, Avustralya gibi pek çok ülkede bu şekilde yapılıyor. Biz ülkemizde süt ineklerinden besicilik yapmaya çalışırız. Bu hayvanların hem etleri sert olur hem de hayvancıyı zorda bırakır” dedi.

Besicilik üretiminin üreticiye de fayda sağlayacağına dikkat çeken Eziç, “burada dikkat edilmesi gereken besicilerin, besicilik yapmasıdır. Süt inekleriyle karıştırılmaması lazım ki bizim kendi ırkımızın da niteliğini bozmayalım” şeklinde konuştu.

 

 

Acapulco Resort Hotel de Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Serhan Gözenkan:

 

“Et ihtiyacımızı çiftliğimizden karşılıyoruz”

Acapulco Resort Hotel de Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Serhan Gözenkan, otelin kırmızı et ihtiyacını Tarsan Çiftliği adındaki otele ait çiftlikten karşılandığını belirterek, “etimiz özellikli değil karkas olarak geliyor. Kendi kasaplarımız gerekli malzemeleri çıkarıyorlar” dedi.  

Otellerin et ihtiyacını iç piyasadan karşılandığını anlatan Gözenkan, “nitelikli et ithaline başvuru yapılmıyor çünkü ithal izni verildikten sonra gerek Tarım Bakanlığı gerek Sağlık Bakanlığı’nda yapılması gereken prosedürler vardır. Büyük ihtimalle hiç kimse bu prosedürlerle uğraşmak istemiyor. Bilindiği gibi etler genelde günlük karşılanıyor. Alıp stoklama yapılmıyor. Alıp dondurma da bir maliyettedir. Dondurduktan sonra çözüp kullandığınızda eti lezzetinde bir değişiklik oluyor. BU gibi şeylerle karşılaşmamak için zaten iç piyasadan et karşılanıyor” dedi.

“Bu gidişle etin tümüne ithal izni verilecek gibi bir düşüncem var” diyen Gözünkan, her ay güneyden kaçak et geldiğinin görüldüğünü, ülkedeki otel sayılarının da hızla artmaya devam etmesi halinde iç piyasanın et talebini karşılayamayacağını ifade etti.

 

Merit Lefkoşa Hotel Satınalma Müdürü Ali Sapcı:

 

“Nitelikli et izinleri fonsuz olmalı”

Kırmızı et ihtiyacının iç piyasadaki firmalarla karşılamaya çalıştıklarını söyleyen Merit Lefkoşa Hotel Satınalma Müdürü Ali Sapcı, “firmalar elindeki ürünler dışında ürün veremiyor tabi ki kalite biraz düşüyor” dedi. Son 2 yılda inanılmaz şekilde et fiyatları aldı başını gitti” diyen Sapcı, et maliyetlerinin çok yüksek olduğunu dile getirdi.

Sapcı, “Biz normalde bir firmayla çalışıyoruz ama iki firmayla da çalıştığımız oluyor. Onlar bile ihtiyacı karşılamıyor. Bonfile otellerin vazgeçilmez ürünüdür, misafirlerin sürekli yedikleri üründür. Et ürünlerinde bazı hayvanlarda bonfile 3-5 kilo çıkıyor. Tarım Bakanlığı’nın buna çözüm bulması lazım”

2 yıldır Tarım Bakanlığı bonfile ithaline onay verdiğini ancak % 10 fon koyduklarını söyleyen Sapcı, “bonfile ithaline % 10 fon koymalarının bir anlamı kalmadı” dedi.

Oteldeki misafirlere kaliteli ürün sunmak istediklerini aktaran Sapcı, “adada kaliteli ürün kalmadı. Besicilik yok. Artı piyasaya da yetmiyor. Rum tarafından kaçak geliyor. Bu nedenle nitelikli et izinlerinin fonsuz, insanların alabileceği uygun fiyata olursa kalite anlamında da turizm uçar gider. Turizm en önemli gelirlerden biridir” şeklinde konuştu.

 

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Naimoğulları:

 

“Nitelikli et ihtiyacının ne kadar olduğu ortaya konulmalı”

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, nitelikli et ürünü olarak bonfile ithalinin yapılabileceğini ancak Tarım Bakanı’nın nitelikli et kapsamında hangi ürünlere izin vereceklerini net olarak açıklaması gerektiğini belirtti. Naimoğulları, ülkede hayvan kayıt sisteminin doğru işlemesi gerektiğini, mezbahalarda kesilen havyan sayısının, talep edilen hayvan miktarının ne olduğunun, nitelikli et ihtiyacının ne kadar olduğu yanında otellerin ve restoranların ne kadar ihtiyacı olduğunun ortaya konulması gerektiğini dile getirdi. Naimoğulları, “Nitelikli et kapsamına bonfile, kontrfile, antrikot yanında biftek gibi ürünler de konulmaya çalışılıyor? Biz yıllarca nitelikli et kapsamında izinler verdik ama bu ülkeye belirsiz tırlarca et geldi. Bu işlerin kontrollerini devlet yapıyor. Tırların kontrolünü Veteriner Dairesi yapıyor. Yıllarca Veteriner Dairesi bu konuları su istimal etti ve bu ülkeye nitelikli et kapsamında tonlarca et geldi” dedi.

Mustafa Naimoğulları, “Nitelikli et nasıl gelecek, ne şekilde gelecek konusu bizimle hiç görüşülmedi. Tarım Bakanlığı bizim görüşümüzü almadı. Sadece Veteriner Dairesi müdürü dün beni aradı bugün sabahleyin müsteşar aradı. Bonfile dışında bazı nitelikli etlerin izinlerini vermeyi düşünüyoruz. Ben de bu konunun telefonda görüşülmeyeceğini, bir araya gelerek görüşmemiz gerektiğini söyledim. Talep edilen nedir? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ne ve ne kadar ihtiyaç vardır? Bu ihtiyacı nasıl belirlediklerini bilelim. Kime göre ne şekilde bu izni verecekleri düşünülmüş değildir” dedi.

Nitelikli et ürününden bonfile ithalinin açık olduğunu, Toprak Ürünleri Kurumu’na 5 TL’lik fonu ödeme kaydıyla yurt dışından bonfileni getirilebileceğini söyleyen Naimoğulları, “bu iş nitelikli ete izin vereceğiz demekle olmaz. Bu iş çalışma gerektirir, ihtiyacı belirleme ve talepleri ortaya koyma gerektirir. Buradaki niyet ve vaat edilen nedir hep ortaya konulmalıdır. Bunlar bilimsel verilerle olur. Otellerin, restoranların ihtiyaçlarına göre olur ama bununla ilgili hiçbir çalışma yoktur” dedi.

Naimoğulları, ülkede yeterli et olup olmadığını Sanayi Odası, Ticaret Odası, oteller ve restoranların belirleyemeyeceğini aktararak, bunu Tarım Bakanlığı’nın ülkedeki et ihtiyacının, kesimlerin ve taleplerin ne olduğunu araştırarak ortaya koyacağı verilerle belirlenmesi gerektiğini ifade etti.

 

KTSO: “Et üretimi talebe göre planlanmıyor”


Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), et üretiminin talebe göre planlanması gerektiğini kaydetti.
KTSO’ndan yapılan yazılı açıklamada, et sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan birinin; ülke ekonomisinde özellikle turizm ve yükseköğrenim sektörlerinden kaynaklı oluşan talep artışına uygun olarak üretimin planlanmaması olduğuna dikkat çekildi.
 

“Et talebi karşılanmadığı için fiyatlar yüksek”
Et sektöründe üretimin, talebi karşılayamamasından kaynaklı yüksek fiyatlar oluştuğuna işaret edilen açıklamada, bunun da Güney’den; sağlıksız ortam ve helal kesime uygun olmayan, insan sağlığını riske atan et kaçakçılığı yapılmasına neden olduğuna işaret edildi.
Et üretimi planlamasının hiçbir hükümet tarafından yapılmadığı savunulan açıklamada, 2010-2017 yılları arasındaki nüfustaki artış, turist, öğrenci sayısı ve hayvan sayılarına dikkat çekildi.
 

“Et besiciliği ve et üretiminin artırılması sağlanmalı”
Açıklamada, rakamlara bakıldığında ete yönelik arz ile talep arasında korkunç bir fark bulunduğu belirtilerek, “KKTC’nin toplum sağlığı, refahı, temel ihtiyaçlarının yeterince karşılanması, sektörlerin taleplerinin dikkate alınması ve kaçakçılığın sona erdirilmesi için et besiciliği ve et üretiminin artırılması sağlanmalıdır” ifadelerine yer verildi.
“Üretim artırılıp arz çoğaltılıp birim maliyetleri düşürüleceği yerde, aksine üretim artan tüketime bağlı olarak ya sabit tutulmaya çalışılıyor ya da doğası gereği artışla yetiniliyor” denilen açıklamada, ilgili bakanlığın bu konuda tutuk kalmasının sebebinin ise; et ihtiyacının süt besiciliğinden ortaya çıkan etten karşılanmasına göz yumulması olduğu savunuldu.
 

“Sütteki artışı frenlemek için, et üretimindeki artışın da frenlenmesi gerek”
Sütteki artışı frenlemek için orantılı olarak et üretimindeki artışın da frenlenmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu da kaçınılmaz olarak hem et hem süt fiyatlarının acımasızca yükselmesine neden olmaktadır.
Yıllardır, et sektöründeki sorunların kamuoyunda sürekli ifade edilmesine rağmen, bu sektördeki statükonun aynen devam ettiği için, ülkemizde et fiyatlarının dövizdeki yüksek artışa rağmen halen daha kaçakçılığa neden olmaktadır. Bununla birlikte temel ihtiyaçların başında olan etin, Kıbrıslı Rumlara göre alım gücünün çok düşük olduğu ülkemizde Güneyden daha uygun fiyatta olması sağlanmalıdır ve gerekmektedir.
Bu kapsamda hükümetler ve Tarım Bakanları değişmekle birlikte, et sektöründeki uygulamalar aynen devam etmekte, pahalılık her geçen gün daha da fazla artmaktadır. “Aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçları ummak veya hiçbir şey yapmayarak sonuç ummak” mantığı günümüz politikasında yer almamalıdır. Sorunlara sosyo-ekonomik gerçekleri de gözeterek bilimsel çözümler bulmamız gerekmektedir.”
 

“Detaylı eylem planı hazırlanmalı”
Et sektörünün artan ve artması beklenen talebi karşılayabilmesi için doğru araçlarla müdahale edilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, bu kapsamda ilgili paydaşlarla kısa, orta ve uzun vadede nelerin yapılması gerektiği konusunda detaylı bir eylem planı hazırlanması ve acilen hayata geçirilmesi gerektiği kaydedildi.
Açıklamada, et sektöründeki paydaşların birbirlerini suçlamayı bir kenara bırakarak, halkın pahalı et almasına, kaçakçılığa ve haksız rekabete sebebiyet veren bu sorunun çözülmesi için sonuç odaklı çalışmalar üretmesi gerektiği vurgulandı.
 

Öneriler
Açıklamada şu öneriler yer aldı
“Lefkoşa Mezbahasının Açılması: Lefkoşa Türk Belediyesine ait modern, AB normlarına göre yapılmış et mezbahasının açılmasının sağlanması.
Et Besiciliği İçin Ayrı Planlama Yapılması: Et besiciliği için ülkemizdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık politikaları gözden geçirilerek, besiciliğin ayrı planlanması ve geliştirilmesi sağlanmalı. Ülkedeki et üretiminin talebi karşılaması hedeflenmeli, bu konuda ilgililer hızlı ve net kararlar üretmelidirler.
Üreticilere Et Besiciliği Uygun Canlı Hayvan İthalatına İzin Verilmesi: Hayvan hastalıklarından arı ülkelerden, Kıbrıs coğrafyası ve iklimine uygun et besiciliğine uygun canlı hayvan ithalatı yapılmasına imkan sağlanması. Üreticilerin gelirlerinin artırmaların önü açılmalıdır.
Et Fiyatları Kurulu: Tarım ve ticaretten sorumlu bakanlıklar, DPÖ ve ilgili STÖ’lerin de içerisinde olacağı, et fiyatlarının düzenli olarak gözlenip, müdahale edildiği bir kurulun oluşturulması.”

 

Bu haber toplam 3820 defa okunmuştur
Etiketler :