1. YAZARLAR

  2. Erkan Okandan

  3. Piyasalarda, döviz kurlarında Tsunami ve KKTC!
Erkan Okandan

Erkan Okandan

EKONOMİ YAZILARI

Piyasalarda, döviz kurlarında Tsunami ve KKTC!

A+A-

Yazının tablosunu 18 Mart 2025 tarihinde hazırlamış, metin kısmını ise bugüne yani 19 Mart 2025 tarihine bırakmıştım. KKTC olarak kullandığımız para birimi TL Türkiye'deki siyasi gelişmeler ışığında yabancı para birimlerine göre çok ciddi değer kayıpları yaşıyor. Bir ara özellikle USD ve STG para birimlerine karşı %10'nun üzerinde değer kaybına uğradı. Muhtemelen gün içerisinde değer kaybı azalacaktır. Ancak bir değer kaybı kaçınılmaz olacaktır.

Peki KKTC olarak biz bu olayın neresindeyiz? Ekim 2024 sonu itibariyle YÜCE MECLİSE! sevk edilen 2025 bütçesi bugünkü kurlar sonrasında hangi seviyeye geriledi? 2025 Yılı için öngörülen ENFLASYON ne olacak? Yoksa enflasyona yönelik vardır bir planınız değil mi!!! Muhtemelen Sn. Başbakanın bayrama yönelik %10 indirim müjdesine! rağmen bugün ve bu akşam tüm marketlerde etiketler indirim değil BİNDİRİM olarak değişiyordur. Keza aynı şekilde ithalatçılar ve toptancılarda aynı şekilde fiyat listelerini yukarıya doğru yani BİNDİRİM olarak revize ediyorlardır hatta önden yüklemeli olarak adamlar haklı sermayesini korumak zorunda tabii tenzih ederim bazılar her zaman ki tabiri caizse yine ipin ucunu kaçırıp çok BİNDİRECEKTİR!

KKTC olarak TL'nin yabancı para birimlerine karşı oynaklığının ki bu oynaklık sürekli olarak değer kaybı şeklinde olmaktadır ve ne yazık ki olmaya da devam edecektir. Düşünün uluslararası borsalarda elektrik üretiminde kullandığımız FUEL-OIL fiyatı düşüyor (%10'dan fazla) ama elektrik KWS ücretleri Ocak 2024  fiyatlarına göre %49,44 artıyor.

Tabii ki KWS maliyetinde tek unsur yakıt değildir. Ancak 1 KWS elektriğin maliyet bileşenleri içinde yakıtın payı %75-80 civarında ise bu konu ciddi bir şekilde ele alınmalıdır. Çünkü elektrik her türlü mal/hizmetin fiyatının belirlenmesinde direkt veya dolaylı olarak çarpan etkisiyle fiyat artışlarına neden olmaktadır.

TL'nin değer kaybı ülkedeki her türlü mal/hizmetin fiyatında yukarı doğru bir geçişkenlik yaratmaktadır. Çoğu zamanda fiyatlandırmalar kur artışlarının da çok üzerinde olmaktadır. Çünkü reel sektör, esnaf olası kur artışlarını dünden bugüne yaşananlarda olduğu gibi öngöremeyeceği için önden yüklemeli fiyatlandırmalar yapmaktadır.

Bunun nihai sonucu ise ENFLASYON olması gerektiğinden daha yüksek oranda artmaktadır. Son noktada ise başta kamu maliyesi olmak üzere doğal olarak ülkedeki tüm ücretlerin artmasına (EŞELMOBİL-ASGARİ ÜCRET) neden olmakta ve ülkenin pahalı olmasına yani rekabet edebilirliğini kaybetmesine neden olmaktadır.

Gelelim yazımızın esas konusuna aylardır yıllardır ama özellikle son 4 yılda bu ülkenin TL kullanımından dolayı çok ciddi bedeller ödediği bu bedelin tabiri caizse hedef gözetmeksizin reel sektörü hane halkını, ücretlileri ama özellikle Asgari ücretli ve düşük ücretlileri vurduğunu çeşitli vesilelerle sadece ben değil birçok akademisyen ve ekonomist vurgulamıştı. Ama ne hikmetse ülkeyi yönetenlerin umurlarında bile olmadı.

Reel sektör ilk başlarda kur artışlarını satmış oldukları mal/hizmetlerine yansıtarak hatta önden yüklemeli yansıtarak kendince önlemini aldı/almaya çalıştı. Ama günün sonunda KAÇINILMAZ SON OLARAK ONLARDA KAYBETTİ. Çünkü pazar paylarını rekabet edebilirliklerini kaybettiler.

İstatistik kurumu verilerine göre TÜFE ENDEKSİ Aralık 2021 sonu 316,93 seviyesinden Aralık 2024 sonunda 1.735,33 seviyesine çıktı.

BUNUN ANLAMI BU DÖNEMDE BİRİKİMLİ ENFLASYON %447,54'tür.

Peki bu dönemde kamu maliyesinin toplam yerel gelirleri ve bu gelirleri oluşturan Dolaysız vergiler (Gelir ve Kurumlar vergisi) ile kamu maliyesinin temel bazı Dolaylı Vergileri (KDV, Harçlar, FİF) yabancı para birimleri bazında hangi oranda arttığı aşağıdaki tablonun en altında görülmektedir.

Örneğin tablodan da görüleceği üzere USD bazında 2,25 kat, EURO bazında 2,45 kat ve STG para birimi bazında 2,41 kat.

Ne güzel değil mi? 2021'den 2024 yılına kadar kamu maliyemiz bu 3 para biriminden bir sepet yaparsak (2,25+2,45+2,41)/3 =2,37 kat gelirlerini artırdı. SÜPER DEĞİL Mİ?

Ne yazık ki tabiri caizse kazın ayağı öyle değil işte yukarıda yazdığımız gibi bu dönemde İstatistik Kurumu verilerine göre birikimli enflasyon %447,54 oldu. Bunun sonucu olarak yasa gereği kamu maliyesi gerek merkezi bütçeden ödenen kamu çalışanı ve kamu emeklilerinin maaşlarının satın alma gücünü nispeten koruyabilmek için (MAAŞ ARTIŞI DEĞİLDİR) ayrıca neredeyse ülkede özel sektörde NORM ÜCRET olan ASGARİ ÜCRETİ hükümet artırmak zorunda kaldı.

YANİ GELİRLERİNİ ARTIRAMADIĞI ORANDA GİDERLERİNİ ARTIRDI.

REEL SEKTÖR açısından sonuç: Her türlü mal ve hizmetin fiyatını kurların geleceği seviyeyi öngöremediği için ki tenzih ederek söylemek zorunda bazılarının da FAHİŞ KAR öngörüleriyle fiyatların uçmasına neden olarak PAZAR PAYLARINI Güney'e KAPTIRDILAR.

ÜCRETLİ KESİM açısından sonuç: Bu süreçte özellikle başta ASGARİ ÜCRETLİLER olmak üzere düşük ücretliler maaşları yabancı para birimleri bazında NOMİNAL olarak artmış olsa bile SATIN ALMA GÜCÜ OLARAK artmamıştır. Çünkü KKTC gerçekten birkaç ürün ve hizmet dışında üzgünüm ama rekabet edebilirliğini Güney Kıbrıs'a göre kaybetmiştir. YANİ DAHA PAHALI OLMUŞTUR.

KAMU MALİYESİ açısından sonuç: Kamu maliyesi açısından durum daha da vahimdir. Tablomuzdan görüldüğü üzere bu dönemde döviz sepeti bazında 2021 yılına göre 2024 yılı sonunda 2,37 kat artmış olmasına rağmen uzun yılların kronik sorunu olan TRANSFER GİDERLERİ bu dönemde 3,58 kat artmıştır. Hangi transfer giderleri? 2025 yılı bütçe öngörülerine göre bütçenin %77'si ama uzun yıllardır %80 bandında gezen transfer giderleri.

Bu noktada yaklaşık 5,5 yıldır İSTİKRARLI! bir şekilde ülkeyi yöneten ve bu süreçte özellikle münhalsiz/sınavsız arka kapı İŞCİ İSTİHDAMLARIYLA merkezi bütçeden ödenen İŞCİ SAYISINI (Büyük kısmı memur görevi yani masa başı iş yapmaktadır) %12,84 artırma noktasındaki EMEKLERİNİ DE GÖZ ARDI ETMEMEK GEREKİR!!!!

Aşağıdaki tablonun hazırlanmasında dikkate alınan kurlar ilgili yılın efektif satış kuru ortalamaları dikkate alınarak yapılmıştır. Başka bir yazımızın konusu olacak olan Transfer giderlerinin hesaplanmasında dikkate aldığımız ve bu yazıda gider bacağı olarak dikkate aldığımız transfer harcamalarındaki kurlar ise ay bazında ödemelerin yapıldığı günün efektif satış kuru dikkate alınarak yapılmıştır.

Genel Değerlendirme: Gelinen aşamada 2021 - 2024 dönemlerini başta kamu maliyesinin gelir/gider, özel sektörün rekabet edebilirliği, başta Asgari Ücretliler ve düşük ücretliler açısından TL kullanımından kaynaklı sorunlar gittik sonra büyümektedir.

Reel sektör pazar payını, rekabet edebilirliğini kaybediyor sağlıklı fiyatlandırma öngörüsünde bulunamıyor, kamu maliyesi aynı şekilde her ne kadar ülkede ciddi kayıt dışılık olması dolayısıyla gelir bacağında olumsuz etkileri olmasına rağmen esasen kur artışları nedeniyle ne gelir ne de gider projeksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yapamıyor. Gelir kayıplarına uğruyor, örneğin geçmiş yıl cirolarına göre 1 yıl sonra 2 taksitte tahsil ettiği KURUMLAR VERGİSİ'NİN reel olarak ve yabancı para birimlerine göre değer kaybı gibi.

Bu durumun sayısal sonuçlarını ise kamu maliyesi açısından 2024 yılında 10 Milyar TL'ye yakın bütçe açığı ve 2025 yılı içinde iyimser bir öngörüyle bu rakamın 2 katına yakın 18.5 Milyar gibi bütçe açığı öngörüsü olarak görmekteyiz.

2021-2024 yılı döneminde yıl geneli ortalama USD kurunda %270,18 EURO kurunda %239,80 ve STG kurunda %244,78 artış olurken İstatistik kurumu verilerine göre bu dönemde birikimli ENFLASYON neredeyse 2 katı oranında %447,54 oranında oluyor.

İthalat ağırlıklı bir ekonomiye sahip olmamız fiyatlarda kur geçişkenliğinin büyük oranda etken olması, devlet eliyle dolaylı vergiler aracılığıyla yaratılan başka maliyet unsurları da olmakla birlikte piyasadaki enflasyonun kur artış oranlarının,

2 KATI OLMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİLDİR.

BU FAHİŞ FİYATLARI BELİRLEYEN ve DENETLEYEMENLER bir zahmet özeleştiri yapıp kendilerini artık sorgulasınlar. Biz ne yaptık desinler!!

Kimse kusura bakmasın ama ülkenin en üst makamlarında olanlarda işte bayramda kampanya yaptık bir çok kesimde bizi destekleyerek ürünlerinde %10 indirim yapıldı gibi palyatif dönemsel ucuzluklarla bu ülkede ne fiyat istikrarı sağlayabilirsiniz ne de kamu maliyesinin sürdürülebilir sağlıklı bir gelir/gider seviyesine gelmesini sağlayabilirsiniz.

Gelinen aşamada ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar artık büyük düşünmek zorundasınız. Cesur olun korkunun ecele faydası yoktur! Mevcut durumdan kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alma, yeni gelir kalemleri yaratmayla, işverene sigorta prim desteği vermekle çıkılamaz, elbette bunların olumlu etkisi olur ancak geçmiş 4 yılın gerçekleşmiş verileri ve bugün yani 19 Mart 2025 tarihi itibariyle kurlarda yaşanan olağan üstü oynaklık sonrası bunun yansımaları bize göstermiştir ki bu tip önlemlerle bu ülkede ne fiyat istikrarı sağlayabilirsiniz, ne gelir dağılımını olması gereken seviyelere getirebilirsiniz ne de Kamu maliyesinin GELİR / GİDER DENGESİNİ SAĞLAYABİLİRSİNİZ.

Güçlü bir kamu maliyesi olmayınca da bu ülkede yaşayanların sahip olması gereken EĞİTİM, SAĞLIK, ALTYAPI ve GÜVENLİK gibi hiç bir alanı FİNANSE EDEMEZSİNİZ.....

483463815-4010979289190355-6382747557019517306-n.jpg

Bu yazı toplam 643 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar