Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Plaj

A+A-

 

Yargının da siyasi iradenin de kararı net:
“Plajlar halkındır, ücret alınamaz.”
Ya hukuk devleti olacağız...
Ya da dağ başı...

*  *  *

Genelde “dağ başı”yız!
“Bireysel menfaat kanunları” geçerli...
Ve “ganimet hukuku.”
Ülke tam bir “gasp” cenneti.
Kimse kolay kolay kendi “hukuk dışılığını” görmüyor, kabullenmiyor.
Kendine gelince “ayrıcalık” istiyor ahali, kendisi dışında “hukuk, adalet, eşitlik.”

*  *  *

“Plajlar ücretsiz” demek yetmiyor.
O işin en kolayı...
Bir de plajları halka açarken, işletmecileri “şeytan” görmekten vazgeçmek gerekiyor.
Unutulmasın ki bu plajları kiralayan da yine devletin kurumları (!)

*  *  *

Yasalar niye güncellenmiyor sahi?
Baksanıza, Girne’de “hizmet bedelleri” için gündeme gelen son mahkeme kararı, öylesine sahicilikten uzak ki “plajların ücretsiz olması” yönündeki iradeyi dahi gölgede bırakıyor.
“0.003” TL mi kuruş mu ne?
Onu dahi anlayamıyoruz!
Böyle bir para var mı?

*  *  *

Mahkeme aslında “ücret” belirlemiyor.
Yasadaki “tarifeyi” duyuruyor.
Hakimin de bir kusuru yok.
Ne yazık ki, yasaları güncellemesi gerekenler senelerdir uyuyor.

*  *  *

Plajlara ayrı “halk girişleri” şart.
Şehirler ve kıyılar yeniden planlanmalı...
Ve park yeri, şezlong, duş gibi ücretler de “makul” olmalı!
Yani nasıl ki isteyen kendi havlusuyla “ücretsiz” plaja girecek... İsteyen de parasıyla hizmet satın alabilmeli...

0.0003 kuruş saçma!
Ama 30, 40, 50 lira da pahalı.
Hem plaja girecek insanı korumak gerekiyor, hem de hizmet sunacak işletmeciyi...

*  *  *

Bir de meselenin “güvenlik” boyutu var.
Belediyelerin “plaj zabıtası” var mı?
“Turizm polisi” duydunuz mu?
“Sertifikalı cankurtaranlar”  gördünüz mü?
Hep “sonuç” odaklıyız.
Keşke biraz da süreçlere bakabilsek...
Konuşmak kadar iş de yapsak!
Biraz dünyaya bakabilsek, keşke...

 

 

 

Bu yazı toplam 2020 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar