Bu köşede defalarca dile getirildi, Fatma Azgın da çok yazdı: Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyini ilhak edebilir.
“Olmaz, olamaz” diyenler çok oldu.
Oysa gidişat tam da o yönde…
Çözümsüzlük koşullarında Kıbrıs’ta keskin dönüşler yaşanabilir. Giderek Batı’dan kopan Türkiye her türlü maceraya girişebilir.
Biz bunu söyleyince kulak asmayanlar Yiğit Bulut dile getirince ciddiye aldı.
Yiğit Bulut bundan önce de ileri geri konuşmalar yapmıştı.
Erdoğan’ın ‘Başdanışmanı’ sıfatını taşıyan birinin ‘kendi namına’ konuşuyor olması mümkün değil.
Bu tür sözleri bir amaca hizmet eder şekilde dile getiriyor. 
Nedir o amaç?
Erdoğan kendi ağzından söylemek istemediklerini, yani ‘aklının gerisindeki’leri etrafındakilere söyletiyor.
Hepsi bu!..

*  *  *

Kıbrıs’ta sürecin nereye evrileceğini kimse bilmiyor.
Bölgede gerginliğin giderek artacağına şüphe yok.
Sismik gemiler, doğal gaz arama çalışmaları derken, nur topu gibi bir krizimiz olacak gibi görünüyor.
Bağıra çağıra kriz geliyor.
Ve fakat memlekette sessizlik!..
Müzakere süreci muhtemelen bitti.
Rum Ulusal Konseyi'nde 'kadife ayrılık' görüşü var iddiaları etrafta dolanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Başdanışmanı sıfatlı Yiğit Bulut da 'vilayetleştirme'den söz ediyor.
Kıbrıs adım adım taksime ve belki de ilhaka sürükleniyor.
Lakin barış güçlerinden ciddi bir direniş, itiraz yok.

*  *  *

Yiğit Bulut'a herkes tepki gösterdi.
Oysa tepkinin adresi TC Cumhurbaşkanı Erdoğan olmalıydı.
En başta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı alenen veya diplomatik kanallardan Erdoğan'la temas etmeli, "Başdanışmanınızın söyledikleri sizin düşüncelerinizi mi yansıtıyor? Eğer öyleyse Kıbrıs Türk Toplumu Lideri olarak ben bunu kabul etmiyorum. Yok eğer sizin düşünceniz değilse bunlar, Başdanışmanınıza söyleyin de sussun" demeliydi.
Dedi mi?
Ben duymadım.
Çözüme destek veren partiler ne yapıyor?
Onlar da durgun.
Kriz kapıya dayandı oysa...

*  *  *

'Türkiye'nin vilayeti olma' konusunda alıştırma yapılıyor.
Belki ilk seçenek ilhak değil, lakin Türkiye'de çizilen olası Kıbrıs senaryoları arasında bunun da yer aldığı umarım anlaşılmıştır artık.
Dün Yiğit Bulut'un söylediklerini duyan bir arkadaş 'plaka numaramız 82 mi olacak' sorusunu gündeme getirdi.
Herhalde öyle olacak...