“Lefkoşa-Girne yolu yenileme çalışmalarında işler durdu.

Kamyon sahipleri paralarını alamadıkları için işi bıraktılar, eylem yaptılar.

Zaten yol yenilemesi başladığından beridir yazıyoruz; O yolda keyfi bir çalışma var diye…

Keyfi çalışmanın nedeni belli oldu…

*

Genelde Kıbrıs’ın kuzeyindeki işler, genellikle de yol yapımları Türkiye’de açılan ihaleler veya ihale açılmadan “oranın işini sana veriyorum, git yap” şeklinde ahbap işi/siyasi yapılan işler olduğu için yine Türkiye kanallarında gördüğümüz işlerle ilgili sorunlar burada da görülür oldu.

Yolu yapan şirket veya şirketler taşeronlarla işi götürmeye çalışıyorlar…

İşin parasını alıyorlar veya almıyorlar ama çalıştırdıkları taşeronların veya güncel olduğu şekilde kamyoncuların paralarını da ödemiyorlar.

Bu tip iş ilişkileri ne yazık ki Türkiye’de olağan bir hal almış, bu olağan hali uygulayan şirketler de buralarda iş yapmaya kalkınca buralar da o ‘olağan iş durumunu’ yaşar hale gelmiş durumda…

*

Oldukça keyfi giden, çok sağlam olmadığı belli olan ve ikinci etapta yaşadığı sorunlar ortaya çıkan şirket, diğer etapları da yapabilecek, bitirebilecek mi, merak ediyorum.”

***

4 Ekim 2018’de yazdığım bir köşe yazısından alıntıyla başladım…

Yani 4 gencimizin dağdaki selden dolayı sürüklenen arabalarının içinde can vermelerinden iki ay önce…

O günlerde, o aylarda o yol yapımında yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu benim gibi defalarca yazanlar olmuştu aslında…

Bir yılı geçti ve nihayet konu hakkında hazırlanan rapor paylaşıldı. “Mühendislik hatası var” dendi ama ortada mühendis de yok, proje de.

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu; “Ortada doğru düzgün proje, şartname, hesap kitap yok ama mühendislik hatası var. Mühendis hatası var ama önce işin içindeki mühendisi göstersinler” şeklinde konuştu Yenidüzen’e…

Oysa ki Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan; “Proje olmaz olur mu, mühendisi de belli” dedi ama mühendis adı vermedi, Karayolları Dairesi’ni işaret etti yine Yenidüzen’e yaptığı açıklamada…

Ortada ne bir projenin ne de mühendisin olmadığı zaten yol yenileme çalışması sırasında belli oluyordu zaten…

Yukarıda da tekrar ettiğim gibi ve aslında çok da yazdığım gibi özellikle yol işleri Türkiye’den verilen talimatlarla ve görev verilen ahbap şirketlerle yapılıyor… Ortada bir proje yoktur ve söz konusu yolda da böyle bir proje aramak boşunadır.

Gönderildiler buraya ceplerine para koymak için, taşeron da buldular, iş de yaptırdılar ama sonunda yüzlerine gözlerine bulaştırıp gittiler. Dört canımız gitti, işler yarım kaldı. Sonunda bildiğiniz gibi başka bir şirket yapılan işin üstünden geçti ve şimdiki daha sağlam görüntüsüne kavuştu.

Ancak oradan geçip giderken beynimi kurcalayan bir görüntü var yine de; Dağdan akıp gelecek yağmur suyunun sanki de akışını hızlandıracak, şehrin içine daha hızlı ve güçlü gidecek bir beton ark yapıldı gibi geliyor bana…

Suyun akış hızını engelleyecek, azaltacak bir düzenleme yapılmamış.

Görüntü güzel ama aşırı bir yağışta sonucun ne olacağı meçhul.