POLARİZASYON OPERASYONU
Daha önce de yazdım. Seçimlerde kamplaşmalar genelde sağın işine yarar.
Her dönemde ortaya çıkan kimi şirketlerin yaratmaya çalıştığı algı operasyonunun bir hedefi de budur. Sağ ve sol adayları kutuplaştırıp, sağda toparlanmayı sağlamak.
Suriye nedeniyle yaşanan Akıncı-Erdoğan gerginliği öncesinde tablo değişikti. Normal seyrinde devam etseydi süreç, Nisan 2020 seçimleri için en güçlü iki aday da federal çözümden yana olan Akıncı ile Erhürman’dı.
Hatta ‘İkinci tura iki federalist kalsa harika olur’ diye yazdım da o günlerde…
Gerginlik sonrası oluşan ortamda bu durum biraz bulanıklaştı. Şu an her iki sol adayın birlikte ikinci tura kalma olasılığı azaldı.
Gerilim sürecinde bir kısım sol seçmen Akıncı’ya yaklaştı, etrafında toparlandı. Ama aynı zamanda sağ seçmenin önemli bir kesimi de Akıncı’dan uzaklaştı, ‘asla oy vermem’ diyenlerin sayısı arttı.
Öte yandan gerginlik sayesinde sağda ‘ortak aday’ söylemleri ve arayışları hız kazandı. Siyaseten kendi kendini tüketen Kudret Özersay yarış dışı kaldı. Sağın büyük partisi UBP’de adı geçen olası adayların ‘tamam’ olmadığı anlaşıldı. Serdar Denktaş ‘ortak adaylığa’ soyunduysa da, şimdiye dek olumlu bir sonuca ulaşamadı. Nihayette -belli ki- Ersin Tatar’a ‘yürü de korkma’ denildi.
Geçen gün ‘anket’ diye kamuoyuna sunulan rakamlar da ‘Tatar’ı adaylığa itekleme’ operasyonuydu.
**
‘Kim adına’ yapıldığı meçhul anket bir yanıyla Ersin Tatar’ı ‘cesaretlendirme’ ve kamuoyunda ‘Tatar seçilebilir’ algısı yaratmaktı ama aynı zamanda bir başka mesaj daha var bu altı-üstü tutmayan rakamlardan çıkan: Sağ ile solu kutuplaştırma çabası!..
Sağ kesime “Diğerlerinin şansı yok, Tatar’ı destekleyin” sinyali çok net okunurken, sol seçmene de “Bir adaya, Akıncı’ya yönelin, belki bir şeyler olur” mesajı veriliyor.
Ve tabii ki anketin sunum kısmındaki alt metni de atlamamak gerekiyor.
Gerek sorulan sorularda, gerekse basına dağıtılan kitapçıkta ‘sol’ ve ‘sağ’ seçmeni ‘Türkiye yanlısı’ ile ‘Türkiye karşıtı’ olarak konumlandırma çabası iyice sırıtıyor.
Sağ adayların ‘federal çözüm’e karşı çıkacağı, ‘ortaya karışık’ modeller önereceği ve ‘anavatan’ edebiyatı yapacağı biliniyor.
Dolayısıyla kampanyaların ‘federal çözüm’ü savunan Akıncı ve Erhürman’ın ‘Türkiye ile ters düştüğü’ iddiası üzerine oturtulacağını tahmin etmek güç değil.
**
Bu veriler ışığında bir kez daha ortaya çıkıyor ki toplumu bölmek, kamplaştırmak, kutuplaştırmak bu ülkeye ve topluma iyilik getirmeyecek.
Aksine yeni maceralara, bilinmezliklere doğru yol alınmış olacak.
‘Ismarlama’ olduğu yönünde ciddi şüpheler barındıran rakamlar değil ama bu rakamların niyeti okunduğunda, önce derin bir nefes almak, yani sakin olmak gerekiyor.
Ve kritik Nisan 2020 seçimleri için ‘neyi nasıl yapmalı’ sorusuna yanıt ararken, ‘neleri, neden yapmamalı’ sorusu da es geçilmemeli.
Federal çözüm taraftarlarının yapabileceği en büyük hata, sağda kenetlenmeye yol açacak adımlar atmak olacak.
Yani ‘polarizasyon’ tuzağına düşmemek gerekiyor.
Benim çıkardığım sonuç bu…