"POLİS KUR'AN KURSLARINI ARAŞTIRMALI"
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, camilerde yaz aylarında düzenlenen Kur’an kurslarına izin vermediklerini ifade ederek, “Camilerde Kur’an kursu diye bir şey yapılıyorsa ve bizden de izin alınmadıysa, her adli suç nasıl araştırılır bu ülkede?
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova’dan YENİDÜZEN'e açıklamalar;
• “Ben çıkıp da aklıma göre 99 öğretmen alayım demedim. Bunun çalışmalarını daireler yaptı, ihtiyaçlar belirlendi.”
• “Sendika yöneticileri kendi konumlarını korumak amacıyla bir açıklama yapıyorlar ve açıklamaların içerisinde gerçeği yansıtıp, yansıtmama kaygısı da taşımıyorlar”
• “Ülkede algı operasyonu yaratma konusunda uzmanlaşmış bazı kesimlerimiz var.”
• “Tam gün eğitime geçiş yol haritamızı ortaya koymamız gerekir. Ama çok dikkatli olmalıyız. Çünkü buna karşı gelecek olan çıkar gruplarından bu konuyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz.”
• ‘Üniversite çöplüğü’ ifadesine ise şiddetle karşıyım. Kaygı olması iyi bir şeydir çünkü kaygı varsa önlem alma ihtiyacı ortaya çıkar.
Fayka Arseven KİŞİ
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, camilerde yaz aylarında düzenlenen Kur’an kurslarına izin vermediklerini ifade ederek, “Camilerde Kur’an kursu diye bir şey yapılıyorsa ve bizden de izin alınmadıysa, her adli suç nasıl araştırılır bu ülkede? Polis tarafından araştırılır ve bir suç varsa da suçlular cezaya götürülür. Adli mercilerin görevidir” dedi.
Bakan Berova, öğretmen eksikliği konusunda yaşanan tartışmalara da, “Ben çıkıp da aklıma göre 99 öğretmen alayım demedim. Bunun çalışmalarını daireler yaptı, ihtiyaçlar belirlendi” şeklinde cevap verdi.
Bu hafta, Bakan Berova ile eğitimi ve eğitimde yaşanan tartışmaları konuştuk.
• Okullardaki öğretmen ihtiyacı nedir?
• Özdemir BEROVA: Emekliye ayrılan öğretmenlerin yerine öğretmen alınır. Bir de çağ nüfusunun artmasıyla ve yeni bir okul ihtiyacı duyulursa ona bağlı öğretmen alınır. Ama geçmiş hükümetler döneminde bir başka uygulamaya geçildi ve bu uygulama sonucunda da A ve B öğretmen diye bir unsur yaratıldı. Öğretmenlerin buna bağlı olarak belli bir sayıda ders saatleri düşürülüyor. Tamam, öğretmenlik kolay yapılan bir meslek değil ama sonuçta bu ülkede kolay yapılamayan daha birçok meslek grubu var. A ve B öğretmen oluşturulduktan sonra her yıl artan bir piramit şeklinde de öğretmen ihtiyacını artıracak unsurlar ortaya çıkmaktadır.
• Öğretmen münhaline çıktınız ancak KTÖS bu münhallerin yetersiz olduğu eleştirisinde bulundu. Nedir bu konudaki açıklamanız?
• Özdemir BEROVA: Sendika yöneticileri kendi konumlarını korumak amacıyla bir açıklama yapıyorlar ve açıklamaların içerisinde gerçeği yansıtıp, yansıtmama kaygısı da taşımıyorlar. Şu anda teknik dairelerin yaptığı çalışmalara baktığımız zaman ilk etapta ben Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’ndan 100 öğretmen talep etmiştim. Bu talep gündeme düşer düşmez, bunun gerçekleşmeyeceği varsayımıyla da basında, ‘100 istedi, verecekler mi, nerden çıktı’ gibi söylemler oldu. Ama biliyorsunuz bir Ekonomik Protokol imzalandı ve onun şartlarını yerine getirme mükellefiyetimiz var. Biz dünyanın en zengin ülkesi değiliz. Ekonomik koşullarımız belli bir orandadır. Buna rağmen hükümet sağlık ve eğitim konusunda verdiği önemi göstermek amacıyla da elindeki kadroların 3’te 1’ne yakın kısmını Milli Eğitim ve öğretmen kadrolarına aktardı. Bizim yaptığımız çalışmada bu alınacak öğretmenlerle ve sistem içerisinde yapacağımız düzenlemelerle umuyorum ki; Kamu Hizmeti Komisyonu da sınavları bitirip, tayin yazılarını da yeni açılacak olan münhale girenlere bayramdan önce verebilecektir. O konuda da bayağı öncesinden ciddi çalışma yaptık. İnşallah bir aksilik olmaz ve bu süreç içerisinde tayin yazılarını alır. Bu gerçekleştiği takdirde 19 Eylül günü okullarımız öğretmen eksiksiz olarak açılacaktır. Şimdi ilköğretim açısından baktığımız zaman; İlköğretimin Teşkilat Yasası içerisinde 1430 kapasitesini görüyoruz. Yani teşkilat yasasının üst sınırı 1430. Bugün aldığımız münhallerle birlikte bu 1430 sayısı doldurulmuş olacak. Bu sayının içerisine 2 profesyonel olarak sendikacılık görevi götüren, 3 yarı profesyonel sendikacı olan kadrolar da dahil.
• Sistem içerisindeki düzenlemeden bahsettiniz. Nedir bu düzenlemeler?
• Özdemir BEROVA: Eğitim yaşayan bir organizma gibi… Her yıl çağ nüfusuna bağlı olarak öğrenci sayılarının değiştiği unsurlar içeriyor. Böylelikle okul içerisindeki sınıflar da bir takım düzenlemelerle ihtiyaç duyuyor. Ek derslikler yaparak ki şu anda Alasya, Şht. Hasan Cafer, Alsancak ve Lapta İlkokulu’nda yapacağımız düzenlemelerle kapasite artımına gideceğiz. Bazı bölgelerde ise farklı düzenlemeler yaparak, 2 okul olan yeri mesela bir küçükler bir büyükler okulu yapmak suretiyle… Bunun teknik çalışmalarını arkadaşlar yapıyor. Bunun sonucunda da sürdürülebilir bir eğitim verebilmek amacıyla kadroları hazır hale getireceğiz.
Yani ben çıkıp da aklıma göre 99 öğretmen alayım demedim. Bunun çalışmalarını daireler yaptı, ihtiyaçlar belirlendi. Eğitimde diğer kurumlardan farklı olarak bakanlığın merkez yapısına alınacak olan eğitim denetmeni, uzmanlar, bunları dışarıdan alamıyorsunuz. Bu öğretmen zincirinin içinden almak gerekir. Onlar da hesaplandı ve sonuçta çok uzun yıllardan sonra ilk kez Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın eğitimi yöneten kadroların uzman eksiklikleri giderilecek.
• Hala Sultan İlahiyat Koleji ile ilgili YİM kararı var ve bunun akabinde sizin bu okul ile ilgili aldığınız karar… Ve bu kararda tartışma konusu…
• Özdemir BEROVA: Ben görevi devraldıktan 3-4 hafta sonra YİM bir karar üretti. Üretilen bu kararın sonuçlarının ne olması ve ne uygulama yapılabilmesi açısından değerlendirmemiz gerekiyordu. Sonuçta bir karar var. YİM kararını aldık, teknik elemanları topladım, hukukçu geldi, kararı okuduk. Okuduğumuz kararın, gerekçelerinin ortadan kaldırılması icap etmekteydi. Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde bir kolej giriş sınavlarıyla alınan bölüm var, bir de alan bölümü var. YİM, bunun Mesleki Teknik Öğretim Dairesi altında uygulanan müfredata uygun olmadığı kararına vardı. Biz incelediğimiz zaman, doğru yani Mesleki Teknik Öğretim Dairesi’nin adı altında bu okulun bu şekilde bir müfredat ile götürülmesi yasanın ilgili maddesine ters. Şimdi yine bunda da bir algı operasyonu yaratıldı. Çünkü ülkede algı operasyonu yaratma konusunda uzmanlaşmış bazı kesimlerimiz var. Denildi ki; ‘Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin müfredatı Milli Eğitim müfredatına uygun değildir ve YİM bu yüzden bu okulu kapattı.’ Ama öyle bir şey yok YİM’in dediği; Mesleki Teknik Öğretim Dairesi adı altında açılacak bir okul iseydi, böyle bir uygulama yapmaması gerekirdi Eğitim Bakanlığı’nın…
Ve şuna getirdi; ‘Doğrudur Eğitim Bakanlığı’nın okul kurma yetkisi vardır ama bu okulu usulüne göre kurmamıştır. O yüzden bu okulun kurulduğu getirilen kararı kaldırıyoruz. Bunu yok hükmünde sayıyoruz’ diye bir karar üretti.
Şimdi bununla ilgili ne yapmak gerekir? Birinci opsiyon; mahkeme de böyle bir karar üretti madem ben bu okulu sistemin dışına çıkarıyorum. Ama neden çıkaralım? Binası çok güzel, içerisindeki pırıl pırıl öğretmenler ve içerisinde eğitim gören yavrularımız var. Yaklaşık 700 öğrenci bu okulda eğitim ve öğretimine devam ediyor.
Bu okulun müfredatını kim yazdı? Milli Eğitim Bakanlığı’nın Talim ve Terbiye Dairesi’nin uzmanları ve kurulları yazdı. Kurulu çağırdım, ‘Nedir bu müfredat?’ dedim, getirdiler ve inceledim, Türk Maarif Koleji’nde hangi dersler okutuluyorsa Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde de aynı dersler okutuluyor. TMK’da ikinci dil olarak Fransızca ve Almanca var, İlahiyat Koleji’nde Arapça var. Sonuçta müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına tamamen uygun olması gerekir. İçerisinde dini bilgilerin de olduğu bir bölüm var. Bunun yanında alan okulu var. O okul içerisinde de hedeflenen İlahiyat Fakülteleri’ne öğrenci yetiştirecek olan ve bu koridorun içerisinde de o alana yönelik dersler eklenmiş olan bir alan bölümü var.
“Okul sürekli gözaltında tutulmaya çalışılıyor”
• Okula alınanlar ihtiyaca göre mi belirlenir?
• Özdemir BEROVA: Şu anda Mesleki Teknik Liseleri’nin içinde motor bölümü var, elektrik bölümü var, ona nasıl plan program yapılıyorsa, buraya da bu şekilde yapılıyor. Diğer kolej müfredatını uygulayan bölüm ise zaten kolej programını uyguluyor.
Ama birileri tarafından bu okul sürekli gözaltında tutulmaya çalışılıyor. Bu da benim çok algılayabildiğim unsur değil. Sonuçta okul Bakanlığa bağlıdır, okul içerisindeki öğretmenlerimiz normal nakil zinciri ile tayin edilen öğretmenlerdir. Fakat bu hadise sürekli gündeme geliyor.
Biz ne yaptık sonuç olarak; yasalara baktık, Genel Orta Öğretim Dairesi altında bir kolej ve bu kolej içerisinde alan koridoru açabilme yetkisi bize yasa tarafından veriliyor ki; biz bu yıl başka bir uygulama daha yapacağız. Girne Anafartalar Lisesi’nde o bölgenin ihtiyaçlarını dikkate alarak turizm alan bölümü açıyoruz. Öğrenciler turizm alanında yetiştirilsinler ve buna bağlı olarak da o bölgedeki turistik aktivite içerisinde iş, güç sahibi olabilsinler. Bunu neden örnekledim; Hala Sultan İlahiyat Koleji’ne de benzer bir uygulama ile konu tamamen yasal mevzuat altına çekilmiştir.
• Camilerde her yaz Kur’an kursları veriliyor. Denetim yapılıyor mu?
• Özdemir BEROVA: Bizim camilerde izin verdiğimiz Kur’an kursu kesinlikle yoktur. Zaman zaman okullarda böyle bir talep gelmektedir. Sonuçta eğitim alma talebi halktan gelen bir taleptir. Halkın böyle bir talebi olduğu zaman da biz bakanlık olarak kontrol ve denetimimiz altında olabilmesi amacıyla zaman zaman yaz aylarında okulların içerisinde ve yine öğretmenlerimizin denetimi altında olmak kaydıyla kurs izni veriyoruz. Bu yıl böyle bir talep gelmedi ama gelirse verilir.
• Camilerdeki Kur’an kurslarını denetleme yetkisi, izin verme yetkisi kimde?
• Özdemir BEROVA: Camilerde Kur’an kursu diye bir şey yapılıyorsa ve bizden de izin alınmadıysa her adli suç nasıl araştırılır bu ülkede? Polis tarafından araştırılır. Bir suç varsa da suçlular cezaya götürülür. Adli mercilerin görevidir.
“Denetimde ciddi eksiklik var”
• Birçok kamu okulu ve özel okul var. Denetim kadronuz nedir, denetim yapabiliyor musunuz?
• Özdemir BEROVA: Denetim kadromuzda ciddi bir eksiklik var. Bu yıl ilk ana hedeflerimizden biri de bu kadrolarımızı güçlendirmektir. Şu anda 8 denetmen kadrosu KHK’dadır. Süratle bu arkadaşları sistemin içerisine çekeceğiz. Daha sonra 2016-2017 süreci içerisinde 20 denetmen daha alacağız. Ama bugüne kadar geçen süreç içerisinde de şu anda aktif görev yapan denetmen arkadaşlarımız görevlerinde belki kendi eforlarını da zorlayarak bu denetimleri yapıyor. Ancak daha etkin ve fiili bir denetim yapılabilmesi için eksik kadroların biran önce doldurulması gerekir. Kadro yetkilerini aldık, en kısa süre içerisinde bu denetmenleri alacağız.
• Tam gün eğitim konusu da hep tartışılıyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
• Özdemir BEROVA: Tam gün eğitim ideal olandır. Ama tam güne geçiş süreci içerisinde çok iyi bir planlama yapmak da esas olandır. Ülkemizde tam gün eğitimin pilot uygulaması bir dönem yapıldı, deneyim yaşandı. O zaman Şht. Ertuğrul İlkokulu Müdürü olan Cemal Özyiğit’i dinlediğim zaman çok da iyi giden periyot vardı ama burada da her zamanki gibi bazı unsurlar devreye girdi. Kendi çıkarlarına ters düşecek hadiseler ortaya çıkarabilme ihtimaline karşı bunu baltaladılar ve bunun sonunda da o uygulama devam ettirilemedi. Devam ettirilememesinin yanında böyle bir adıma geçebilecek olan yönetim kadrolarında da ciddi bir kaygı yarattı. Bizim bu dönem içerisinde ise kısa vadede değil ama orta ve uzun vadede artık tam gün eğitime geçiş yol haritamızı ortaya koymamız gerekir. Ama çok dikkatli olmalıyız. Çünkü buna karşı gelecek olan çıkar gruplarından bu konuyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz.
• Eğitim ücretsiz olması gerekir ama bugün birçok aile okulların yarı zamanlı oluşundan dolayı çocuklarını özel okula göndermek zorunda kalıyor…
• Özdemir BEROVA: Özel okul tercihe bağlı okuldur. Yönlendirmeye bağlı olarak bir tercih yapmak durumunda kaldınız. Ailede anne-baba çalışır ve çocukları okula gönderelim, okul sonrası için nasıl bir plan program yapalım ayrı bir sıkıntı olur ama zorlarsak yapabileceğimiz unsurlardır. Çünkü sonuçta bizim zamanımızda da aynı sorun vardı, annemiz babamız çalışırdı ama bir şekilde çözüm bulunurdu. Maddi gücünüz de varsa bir tercih yapıyorsunuz. Ama devlet okulu herkese açıktır. Ama orta vadede tam güne geçişi sağlayabilirsek ki her yapılacak yenilikte ülkede ciddi dirençler olur.
• Hedefiniz nedir tam gün eğitimde…
• Özdemir BEROVA: Bir eğitim yılında bunun yapılması mümkün değildir. Çalışmalarını yapmak lazım. Hükümet programında da ‘tam güne geçeceğiz’ diye bir ifademiz yok. Tam güne geçiş için çalışmaları başlatacağız şeklinde bir ifademiz var. 2016-17 ekiple bir düşünce yapısı oluşturacağız, geçiş koşullarının nasıl olması gerektiği konusunda yol haritası çıkarılacak. 2017-18’de pilot uygulama yapabilir miyiz, yapamaz mıyız? Onu şu an net söyleyemem ama günün sonunda bu yol bizi oraya çıkaracak. Ama bu konuda ciddi bir direnç göreceğimiz de bir realitedir. Bu direnci görürken kamuoyunun yanımızda olması önemlidir.
• Ülkemiz üniversite adası ancak son zamanlarda birçok üniversite açma izni verilmesi ‘üniversite çöplüğü’ olacak kaygısına neden oluyor. Bu kadar izin verilmesi doğru mu, bu ülke bu kadar üniversiteyi kaldırır mı, denetim nasıl sağlanacak?
• Özdemir BEROVA: Okulların denetim kısmı Mili Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan unsurlardır. Biz zaten bu yıl kadrolarımız tam olarak hayata geçirdiğimiz zaman ki yakın gelecekte geçireceğiz önümüzdeki süreçte göreceksiniz ve hissedeceksiniz ki çok ciddi filli denetimler olacak tüm kamu ve özel okullarında.
Üniversiteler için YÖDAK var. YÖDAK’ın üniversiteleri etkin ve fiili şekilde denetlemesi icap eder. YÖDAK’ın kendi iç yapısı nedeniyle bazı sorunlar yaşanıyor. Bu sorunlardan dolayı da sıkıntılar olduğu hepimizin malumu. Bu aşamada YÖDAK’ın bu yapısını nasıl güçlendirebiliriz görevi bize düşüyor. Bu bağlamda göreve geldikten sonra çalışmalar başlatıldı ve devam ediyor. YÖDAK için yeni bir yasa hazırlıyoruz. Yapıyı güçlendireceğiz, iç çalışmasında kilitlenmesinin önünü kapatacağız. Denetleme yapabilme fonksiyonunu artıracağız. Ekim ayında Meclis’in gündemine YÖDAK Yasa Tasarısı’nı taşıyacağız.
‘Üniversite çöplüğü’ ifadesine ise şiddetle karşıyım. Kaygı olması iyi bir şeydir çünkü kaygı varsa önlem alma ihtiyacı ortaya çıkar. Yüksek öğretimdeki eğitim bizim ülkemizin artık hayat kaynağıdır. Bu hayat kaynağı içerisinde de eğitimin verildiği üniversitelerimiz çok önemli yer tutmaktadır. Eğitim pastası dediğimiz bu pasta hassas unsurlar içerir ve içerisine giren en ufacık bir olumsuzluk zamanında gerekli önlemler alınamazsa çok ciddi hasarlara yol açabilir. Bugün bu hayat kaynağımızın kesilmesi ülkemiz açısından bir felaket oluşturur.
Fakat yüksek öğrenimin hayat kaynağı durumuna gelmesi belli bir süreç içermiştir. Bugün birçok kişi Kıbrıs’taki üniversitelerden mezun olanlar ülkelerinde belli kademeler içerisinde yer almaktadır. Bu başarılarla birlikte talebin de doğal olarak artması ve adadaki sayının da artması doğaldır. Bize düşen görev ise bu yapıyı koruyup, kollamaktır. Biz derken sadece Eğitim Bakanlığı olarak değil, tüm devlet, kurumlar, sivil toplum örgütleri, halk bu sağlıklı yapının devam edebilmesi için el ele çalışmak durumundayız.
YÖDAK’ın daha aktif ve denetleyebilecek bir yapıya getirilmesiyle de mevcut olan standart ve kalite daha da artırılacak. Bizim kısa vadede hedefimiz ille de öğrenci sayılarını artırmak değil ama kalitenin korunması ve yükseltilmesi konusunda her türlü çalışmayı göstermektir.
• Şu an yeni üniversite açma başvurusu var mı?
• Özdemir BEROVA: Bize gelmiş bir başvuru yoktur. Bundan sonra olacak başvuruları da muhtemelen yeni yasanın koşulları ile gerçekleşmesini sağlayacağız.
• Her öğretim yılında özel ders sorunu da ortaya çıkıyor. Bu konuda bir şey yapmayı düşünüyor musunuz?
• Özdemir BEROVA: Bizim yasalarımıza göre özel ders, ikinci iş yapılması gayri yasaldır. Ama maalesef tüm kamu alanı içerisinde benzer sorunlar ortadadır. Şu an kamu görevi yapıp da ikinci iş yapmayan kamu görevlisi sayısı çok da fazla değildir. Hükümetin bu konuda ciddi bir karar üretmesi gerekir. Bunu üretirken de parçalamadan, yok etmeden yapmak icap eder. Benim kişisel fikrim eğitim kadrolarımız içerisinde olan öğretmenlerimizin sadece kamusal eğitim için zamanlarını harcamaları doğru olandır. Bu genel perspektif açısından da baktığımız zaman hükümetin yapacağı ortak çalışmalar ile bu soruların bir daha sorulamayacağı günleri yaratmak boynumuzun borcudur.
* * *
‘OKULLARA BÜTÇE…
“Kayıt parasının alınması beni üzen ve rahatsız eden bir olaydı. Çünkü okulların kendi bütçelerinin olmaması nedeniyle okulun ufak tefek ihtiyaçlarının alınabilmesi amacıyla kendilerine göre bir gelir kaynağı yarattıkları unsurdu. Bakanlık olarak 2017 1 Ocak’ından itibaren artık okullarımıza okul bütçesi vereceğiz. Bu yıl Mesleki Teknik Öğretim Dairesi’ne bağlı okullarımızın hepsine, Genel Orta Öğretim Dairesi ve İlköğretim Dairesi okulları içerisinde de pilot seçtiğimiz okullara bu uygulamaya başlayacağız. Okul Yönetim Kurulları’nı da oluşturacağız. Okul Aile Birliği, okul yönetimi ve yerel yönetimin ortak karar mekanizmasına dayanacak bir kurul olacak.
Artık bu ihtiyaçların karşılanması için öğrencilerden para istenmeyecek. Yasal bir dayanağı olmayan kayıt parası uygulaması süreç içerisinde tamamen yok olacak.”
* * *
‘Açık Lise uygulaması başlıyor’
“Mesleki teknik okullarında okuyan öğrencilerin, düz liselerde okuyanlardan daha fazla olması gerekir ama bizim ülkemizde bu oran maalesef yok. Buna bağlı olarak da mesleki teknikte hem lise hem de akabinde ise çıraklık eğitimi yapılacak koridorlara ihtiyacımız vardır. Nitelikli insan gücü yetiştirecek olan var olan koridoru daha da genişleteceğiz. AB ile de meslek standardizasyonu ilgili bir protokol imzaladık. 80 iş alanında belli bir standardizasyon getiriliyor bu projeyle birlikte.
Eğitimde bir fırsat eşitliği sağlamak, engellilerin, çeşitli sebeplerle eğitim yapamamış ve eğitimini yarıda bırakmış olanlara bir şans tanımak açısından örgün eğitimde, eğitim alamayan insanlarımıza uzaktan bir eğitim projesini hayata geçirmeyi de planlıyoruz. Bu uzaktan eğitim projesi içerisinde ilk-orta öğretim esas olarak ve bunun üzerinde zenginleştirici çeşitliliklerde eklenebilir süreç içerisinde fakat bu projenin ilk adımı olarak da açık lise uygulamasına bu yıl içerisinde geçmeyi planlıyoruz. Proje hazırlandı. Bürokratik işleri tamamladıktan sonra çok yakında uzaktan eğitime, açık liseyle başlayacağız. Bu da reform niteliğinde bir uygulamadır.”