Günlerdir tartışılan ‘özel izinli jet’ skandalında son bombayı DP milletvekili Serdar Denktaş patlattı.

Mecliste saatler süren konuşmaları, tartışmaları, bağrışmaları sakin sakin dinleyen Denktaş ‘son dakika golü’ atmak üzere kalktı, kürsüye çıktı ve “Bir bilgi paylaşacağım” diyerek elindeki kağıttan bir şeyler okumaya başladı.

Önce kimse anlamadı, ancak ilerleyen cümlelerden belli oldu ki Denktaş’ın elindeki polisin hazırladığı rapordu.

Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’na da iletildiği açıklanan raporu bir şekilde elde eden Denktaş olayın bugüne kadar bilinmeyen pek çok yönünü ifşa ediyordu.

Neler duyduk ilk defa?

• Antalya’dan gelen özel uçaktakilerin konakladığı iki otelden birinde kameraların –her nedense- bozuk olduğunu, diğerinde ise kamera kayıtlarının –yine her nedense- formatlanıp silindiğini…
• Gelenler için önce Bayındırlık, ardından Turzim Bakanlıkları’na ait araçlar tahsis edilmesi kararı olmasına rağmen bundan vazgeçildiği ve Merit Otel’e ait araçlarla taşındıklarını…
• ‘Özel izinli uçuş’un ‘sistem’ vasıtasıyla bütün ilgili devlet birimlerine iletildiğini…
• Gelen ‘ziyaretçiler’den ikisinin İskele bölgesinde bir otel inşaatını ziyaret ettiğini…
• Aynı iki kişinin son geceyi İskele’deki bir lojmanda geçirdiklerini…
• Aynı iki kişinin bir inşaat şirketi sahibi ile ve İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı ile kahvaltıda buluştuğunu…
• Aynı iki kişiye Mağusa Hastanesi’nde PCR testi yapıldığını…

Ve daha bir sürü detayı öğrendik Denktaş’ın okuduğu polis raporundan…

**

Başbakan Ersin Tatar ile Başbakan Yardımcısı Özersay’a iletilen bu rapor çok şey söylüyor.

Zaten ilginç olan nokta da bu: Madem Başbakan ve Yardımcısı bu kadar detayı biliyorlardı, acaba neden ‘gereğini’ yapmıyorlar?

Ne mi yapılmalı?

Mesela şu önemli sorular geliyor akla hemen:

• Türkiye’den gelip adada elini kolunu sallayan, karantinaya girmeyen bu kişiler kimlerle görüşmüşse, kimlerle temasları olmuşsa, Sağlık Bakanlığı tarafından Covid-19 takibine alındılar mı?
• Heyetten yalnızca iki kişiye PCR testi yaptırılmasının nedeni neydi? Yurtdışından gelen herkes sıkı takipteyken, Mağusa Hastanesi test yaptığı iki kişinin seyahat hikayesini bilmiyor muydu? Eğer biliniyorsaydı bakanlığa derhal bilgi iletilmiş miydi?
• İlgili bütün dairelere bilgilendirme yapıldığına  göre Ercan’da bu kişiler neden gümrük kontrolünden geçirilmedi? Gümrük memurlarının ihmali mi vardı, yoksa öyle bir talimat mı verilmişti?
• Yasal zorunluluk olmasına rağmen otelin ve özellikle kumarhanenin kamera kayıtlarının formatlanmasının ne tür bir nedeni olabilir?

Başbakan Tatar Ünal Üstel’i görevden aldı, mecliste ‘daha ne istersiniz’ demeye getirdi, ama öyle görünüyor ki detaylar etrafa saçılmaya devam ettikçe, ‘özel izinli seyahat’ kendisine daha epey sıkıntı yaratmaya devam edecek.

Bir söz vardır, “Halının altına sakladığınız toz toprak, halı kalkınca ortaya çıkar” diye…

Henüz halı kalkmadan bu kadarı varsa, kalktığında neler olacak kim bilir!