1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Popazın saati
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Popazın saati

A+A-

Karmaşa sürüyor…

“Tam bir karmaşa… Saatleri olması gerektiği gibi bir saat geri alarak Suudi’ye değil, dünyaya uyum sağlamak ve sorunları ortadan kaldırmak varken yeni mesai saatleriyle tam bir keşmekeş daha yaratan hükümet, bu haftanın tam bir karmaşa içinde geçecek olmasına imkân verdi. Devletin mesai saatleri başka, sendikaların başka, öğretmenin mesai saatleri başka, bakanlığın başka, kamu çalışanının başka, bağlı sendikanın yine başka…”

Demiştik haftanın başında, bugün Perşembe, kaos, karmaşa devam ediyor.
Çalışan arada kaldı, okullara giden öğrenciler de öğretmen de ikide kaldı, vatandaş ha keza öyle…
Örneğin okullar;

Hükümet 08.30 dedi, sendikalar eski saat dedi. Ama iki ayrı saatin telaffuz edilmesiyle kalmıyor sorun… Öğretmen 08.30’da gidecek olsa olmuyor çünkü okula eski saat gelen öğrenciler var, anne-babasının işe gidiş saatlerine göre… Dolayısıyla öğretmen eski saatte gidip çocuklara sabahın körü saatlerde sahip çıkması gerekiyor.
Peki ders çıkışı ne olacak?
Eski saat 12.40, yeni saat 13.10… Peki öğretmen sendikaya göre “dersim bitti, gidebilirim” derse saat 13.10’da aranacak çocuklar ne olacak? Dolayısıyla öğretmen kalıp o çocuklar aranana kadar beklemek zorunda…

Yani öğretmen yarım saat erken gidip yarım saat geç çıkmak durumunda eski çalışma saatlerine göre…
Vatandaş bir devlet dairesinde işini takip edecek… Giriş saati hangisi, çıkış saati hangisi… Hangi saatte işini yaptırabilir!

Başbakan “Popaz’ın saatine uymayız” dedi. ‘Eşgüdümlü Evrensel Zaman’ UTC+2, ne zaman ‘popazın saati’ oldu anlamak mümkün değil.

“Türkiye’yi bıraktılar, güneyin saatine uyacaklar” dedi bağımsız destekli, azınlık hükümetinin Başbakanı Özgürgün… E biz değil miyiz güneyle bir anlaşma, çözüm için müzakere yapan, kesilen zirvenin devam etmesi için uğraşan… Hükümet her Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinde ‘hiç sorunsuz’ ayrılmıyor mu toplantıdan!.. Anlaşırsak hangi saati kullanacağız o zaman? Biri popazın, diğeri Suudi saatini mi!

***

Şunu da anlamak istiyorum; Hükümetin belirlediği saatlere uymamak tabii ki sendikaların uhdesinde, onlar karar verir. Bir uyumsuzluk varsa da hükümet ve sendikalar oturur, bir uzlaşı ararlar, kaos’tan kurtuluş biçimleri bulunur. En akıllıcası hükümetin geri adım atması ve saatleri bir saat geri alması ama ‘küçük düşer!’ diye bunu yapmıyor. Oysa ki ülkeye kaostan geri adım attırsa, büyüyecek, takdir edilecek.
Hükümet böyle yapınca sendikalar da eski saatte işe gitmeyi ve çıkmayı uygun buldular. Diyorum ki madem ki hükümetin saatlerine uyulmayacak o zaman saatler bir saat geri alınmış gibi yapılsın ve saat 09.00’da işe gidilsin.

Yani sabahın karanlığından şikâyet ederken ve saatlerin bir saat geri alınması istenirken neden sendikalar hâlâ karanlıkta işe ve okula gitmeyi savunmak durumunda kalıyorlar!
Madem ki 08.30 kabul edilmedi, o zaman 08.00 değil, 09.00 olsun zil saati. Savunuya da ‘cup’ diye oturmuş olur.

Bu yazı toplam 2921 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar