Prof. Dr. Camgöz: “Kansere karşı stresten uzak durun”
Beslenme şekli ve genetik faktörler gibi, stresli yaşamın da kanseri tetiklediğini kaydeden KAV Başkanı Prof. Dr. Camgöz, “Bugün kendim için olumlu ne yaptım diye düşünün ve buna göre yaşayın, stresten uzak durun” tavsiyesinde bulundu.
Fehime ALASYA
Ekonomik kriz, geçim derdi gibi etkenler kişilerin yaşamını zorlaştırmaya devam ederken, uzmanlar,
‘stresten uzak durun’ çağrısı yapıyor…
Stresli yaşamın, beslenme şekli ve genetik faktörler gibi kanseri tetiklediğini kaydeden Kanser Araştırma Vakfı (KAV) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, “Bugün kendim için olumlu ne yaptım diye düşünün ve buna göre yaşayın, stresten uzak durun” tavsiyesinde bulundu.
Dünyanın saygın kanser araştırma merkezlerinden biri kabul edilen Londra Imperial College Kanser Araştırma Merkezi’nin Başkanı olan ve 40 yıldır kanser araştırması yapan Prof. Dr. Mustafa Camgöz, prostat ve meme kanseri tedavisine yönelik buluşlarına bir yenisini daha eklemesiyle tıp dünyasında büyük yankı uyandırmıştı.
Kanserin dağılmasını önleyici, solid tümörlerin yayılmasına son verecek yeni nesil bir ilaç geliştiren Prof. Dr. Mustafa Camgöz, YENİDÜZEN ve Kanal Sim’in konuğu oldu.
“Terazide dengeyi koruyabilirsek kanser ile yaşayabiliriz”
Adadaki beslenme şekline de değinen Kanser Araştırma Vakfı (KAV) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Camgöz, kahve, zeytinyağı, D vitamini ve yaşam şeklinin önemine vurgu yaptı. Hareketli bir yaşamın gerekliliğine de değinen Camgöz, şöyle devam etti: “Vücudun sağlığı ve kanseri bir terazi gibi düşünürsek bu terazide sürekli denge içindeyiz, denge içinde olmalıyız. Sürekli kanserojen etki yaratan faktörlere maruz kalabiliyoruz, dışarıya çıkıyoruz, çevre kirliliği, sigara içen bir ortamda sigara içmeseniz de bulunmanız, beslenme şekliniz, hayat stiliniz çok önemli. Tüm bu dengeyi koruyabilirsek kanser ile olan bu dengeyi korur, kanser ile yaşayabiliriz”
“Bugün kendim için olumlu ne yaptım diye düşünü ve buna göre yaşayın, stresten uzak durun”
Stresli yaşamın da kanseri olumsuz etkilediğini kaydeden Camgöz, pozitif düşünce, olumlu enerjiler ile stresten uzak durulması gerektiğine de vurgu yaptı.
Camgöz, konuyla ilgili şunları dile getirdi:
“Stresin kanser yaptığına dair delil yok ama onu hızlandırdığına dair tecrübeler var. Tümörlerin sinir bağlantısı var, organ değiller ama bu bağlantıları var, kanser siniri ve beyni bile kandıran sinsi bir hastalık. İki farede yapılan bir deneyde tümörün ölçüsü denetim altına alınıyor, birine bazı olumlu yöntemler uygulanıyor ve tümörün daha yavaş büyüdüğü görülüyor. Pozitif düşünce, olumlu enerji, stresten uzak durmamız gerek. bu büyüyen bir agresif kanseri pozitif düşünce ile yenebilirsiniz iddiam yok ama ‘terazide’ bu oran çok önemli. Ben kanser hastalarına ben bu terazinin olumlu tarafına ne koydum diye düşünü ve buna göre yaşayın diyorum. Bu yolla kanser ile yaşayabiliriz. Aksi halde kanseri tedavi etmek çok daha zor.”
“Kanserin dağılımını önlemeye çalışıyoruz”
Tıp yaşamında yılların tecrübe ve deneyimini kanser çalışmaları üzerinde yoğunlaştırarak, yeni kanser ilaçları oluşturduklarını kaydeden Camgöz, bunların klinikte deneme sırasında olduğunu anlattı.
İlaçlar üzerindeki ana buluşu hakkında bilgi veren Camgöz, kanserin dağılımını önlemeye çalıştıklarını anlattı.
Camgöz, özetle şöyle devam etti:
“Kanser dağılmadan neler yapılabiliriz diye baktık. Prostat kanserinde dağılmak için agresifleşen ve elektriksel bir duyarlılık yaratan kanser hücrelerini keşfettik. Yapmak istediğimiz agresif olan ve olmayan hücreleri görmek istedik, aynı girişim birçok kanser türünde denendi ve tüm dünyada bu alan yayıldı. Bizler prostattan sonra meme kanserine baktık, aynı mekanizmayı orada bulduk, bizden sonra tüm dünyada bunu biliyor. Bu mekanizma keşif edilince bu dağılımı önlemeye odaklandık.”
“Covid aşıları büyük bir başarı öyküsü…”
Covid-19 aşısı çalışmalarıyla birlikte Pfizer-BioNTech şirketlerinin kanser aşısına ilişkin bazı yeni buluşları da değerlendiren Camgöz şöyle devam etti:
“Konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Bizim ilacımız kanserin dağılmasını engelleyen ve hızlandıran bir sodyum kanalını bloke eden bir özelliğe sahiptir. Genel aşının bulunmasıyla ilgili ise Pfizer-BioNTech aşısının bulunduğu şirket ise zaten kanser aşısı için çalışıyordu. Pandemiyle birlikte şirket, çalışmalarını kanser aşısından yana değil, Covid aşısından yana devam ettirdi. Covid aşısında büyük bir başarı elde edildi, bunun verdiği tecrübe ve güven ile de kanser aşısı konusundaki çalışmalarına da yeniden hız verdiler, burada da büyük bir başarı senaryosu olduğu söyleniyor.”
“Her kanser aynı değildir”
“Her kanser aynı değildir” hatırlatmasında bulunan Camgöz, kanser aşısı konusunda en iddialı ülkelerden birisinin Küba olduğunu ifade etti. Camgöz; “Yıllarca dünyadan kopuk olan Küba’da kendi kendine yöntemler oluşturuldu ve akciğer kanseri için iddialı bir aşıları olduğunu öğrendim” dedi. Aşıların önemine değinen Camgöz, “Aşılarda her zaman delil çok önemlidir” yorumu yaptı.
“Tıp alanındaki çalışmalara güvenilmesi gerek”
Covid-19 aşılarına karşı da endişelerin yersiz olduğunu belirten Camgöz, ‘tıp alanındaki çalışmalara güvenilmesi gerektiğine’ vurgu yaptı.
Covid-19 virüsünün ortaya çıkışı ve aşılarla ilgili çalışmalara da değinen Camgöz, “Covid-19 aşıları bilim dünyası için iyi haber. ‘Siz gerekli araştırmayı yapın, biz öderiz’ mesajı verildi. Aşılar öncesi çok fazla can kaybı oldu, aşılar sonrası bu vakalar düştü. Herkes ayakta atlatmaya başladı.” dedi.
“Çalışmalarımız KAV ile destekleniyor”
Kıbrıs’ın kuzeyindeki çalışmalarına da değinen Camgöz, Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi’nde yapılan projelere de değindi.
UKÜ’de büyük ve sistemli projelere imza attıklarını da anlatan Camgöz, prostat kanseri çalışmalarına İngiltere’de maddi destek talebi gördüklerini, bunları da Kanser Araştırma Vakfı aracılığıyla hayata geçirdiklerini anlattı.