Kıbrıs Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı, YENİDÜZEN yazarı Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, son gelişmeyi değerlendirdi:

“Doğal gaz krizine yanıt, ivedi çözüm olmalıdır”

Kıbrıs Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı, YENİDÜZEN yazarı Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, “Kıbrıslı Rum liderliğinin müzakerelerden çekilmesi yönündeki kararın sürdürülebilir olmadığını” söyledi.

Kızılyürek, “Türkiye gibi ‘güç gösterisi’ yaparak ya da görüşmelerden çekilerek bir sonuç almak mümkün değil” dedi.

Kızılyürek şu yorumu yaptı:
“Kıbrıs Rum tarafı sistematik olarak doğal gaz aramalarında Türkiye’nin herhangi bir ‘rahatsızlık’ vermesi durumunda, görüşmeleri sonlandırabileceğini söylüyordu. Şimdi ‘Doğal Gaz Politkaları’na ciddi etki edecek yeni bir sontaj çalışması başladı. Son derece önemli bir sondaj, bölgedeki enerji politikalarını yeniden şekillendirecek kadar ciddi sonuçlar ortaya çıkarabilir.

Türkiye, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çizdiği münhasır ekonomik bölgelerin bir kısmına itiraz ediyor ve ‘doğal gaz’ meselesi için bir ortak komite istiyor, böyle bir yerden politika yapıyor, ‘kaynaklar’ın ortak olduğunu düşünüyor. ‘Ortak Komite’ önerisinin karşılıksız kaldığını da biliyoruz.

Bir kere, Kıbrıs’ın güneyinde hiçbir siyasetçi çözüm olmadan bu kaynakları paylaşmak niyetinde değil!. Ayrıca, Türkiye’nin bu sondajı engelleyici tavırlar içerisine girmemesi için konuyu uluslar arası alana da taşıdı.

Oysa asıl odaklanmamız gereken şu ki, ‘doğal gaz’ yatakları bir çözümde ‘federal yönetim’in kontrolünde olacak. Özetle, ‘Doğal Gaz’a ulaşmak askeri güçle değil ancak çözümle mümkün.

Doğal gaz krizine yanıt, ivedi çözüm olmalıdır.

‘Federal Devlet’in kurulması, doğal gazın denetiminin federal hükümetin yetkisinde olması, bu doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlanması, tümü çözümle olabilir.

Bu ‘mini kriz’ bize çözüme ne kadar ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

Türkiye gibi ‘güç gösterisi’ yaparak sonuç almak mümkün değildir.

Aynı zamanda ‘görüşmelerden çekilmek’ de çözüme alternatif olamaz.

‘Çözüm’ dışında bu doğal gazın randımanlı değerlendirilmesi de çok mümkün olmadığına göre. Şu anda yaşananlar ‘sürdürülebilir’ bir kriz politikası değildir.

Türkiye’nin ‘sonuç alıcı’ bir engelleme yapması da mümkün görülmüyor çünkü dünyanın en önemli aktörleri bu sondaj çalışmalarına taraftır.
Kriz politikaları Türkiye’yi dünya nezdinde zor durumda bırakır.

Sonuçta bu kriz hiçbir kesime fayda sağlamaz, sürdürülemez, ‘çözüm’e odaklanmak kaçınılmazdır.

Doğal gaz krizi de ivedi çözümle aşılabilecektir.