Protokole girmeyenler!
“Mali Protokol” değil mesele.
Protokolü imzalayacak ‘hükümet’ nasılsa her dönem ayarlanıyor!
Para geliyor, irade tutsaklaşıyor.
Fasit dairede dönülüp, duruluyor.
* * *
Protokole yazılanlar da işin bahanesi, ayrıca... Siz sanıyor musunuz ki belediyelerin sayısı azaltılacak? “Genel Sağlık Sigortası” mı oluşacak yoksa?
Ek mesailerde “tasarruf”u da göreceğiz, öğrenci-öğretmen sayısının Avrupa kriterlerine uyumlaşmasını da...
Gülerim!
Bir sonraki protokolde bunların çoğu yine yazacak, benzer cümlelerle...
* * *
Protokolde yazanlar değil asıl dert!
Akıl oyunu gibi.
Bakış açınızı değiştiriniz lütfen ve gözünüze perde gibi indirilen şu ıslak imzalı belgelerden kurtulunuz.
Çünkü yazanlardan çok yazmayanlar önemli: “Yurt” orada çekiliyor altımızdan...
* * *
Protokolde mi yazıyordu “Külliye?”
Her kentin girişine büyük büyük camiler, büstler, bayrak direkleri protokollerle mi yapıldı?
Peki “3’üncü ülkelerden gelen işçiler geri gidecek, Türkiye’den gelenler kalacak” projesi çalışılıyor şimdi...
Protokolde var mı bu?
Ya “ırk ölçümlü” Derinya Plajı?
Gazete taşlayan gözü dönmüşlerin havaalanında devlet başkanı karşılaması hangi protokolde yazıyor?
Yıllardır niçin “yurttaşlık” meselesi çözülemiyor, protokol mü işin şifresi?
Bilmiyor muyuz senelerdir, yurttaşlık üzerine yapılan baskıyı!
Eğitim Bakanı’na hangi koşulda “randevu” verileceği ya da “hükümetlerin ne zaman devrileceği” eylem planı ile protokole mi yansıyor?
“Kabine”nin “Elçilik”te yazılacağı hangi protokole girmiş sahi?
* * *
“Eğitim Zaptı” mesela!
Bak “Kolej” diye açtılar şimdi “İlahiyat Lisesi” oluyor.
Daha ilk maddesi ne diyor zaptın:
“Hala Sultan İlahiyat Koleji’ndeki eğitim – öğretim faaliyetleri, KİSAV’ın Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi’nden kiralama protokolü koşullarına uygun yürütülür.”
Eğitim Bakanı da diyemiyor ki, “Ne münasebet, bu ülkede eğitim laiktir.”
“Eğitim öğretimi ben niye Din İşleri protokolüne göre yapacağım, KİSAV da neymiş” diyemiyor.
Susuyor! Sahipleniyor hatta!
Hani “protokol”de mi yazıyor bunlar?