“Protokoller yetki devrine döndü”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk Halkının kendi kurumlarının yetkileri konusunda özel bir hassasiyet olduğuna işaret etti, son zamanlarda protokollerin işbirliğinden öte ‘yetki devri’ne yönelik metinler olduğuna vurgu yaptı.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk Halkının kendi kurumlarının yetkileri konusunda özel bir hassasiyet olduğuna işaret etti, son zamanlarda protokollerin işbirliğinden öte ‘yetki devri’ne yönelik metinler olduğuna vurgu yaptı.
CTP Genel Başkanı Erhürman, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı’nın görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda konuştu.
Bu Protokol imzalanırken de ana muhalefet partisi olduğunu anımsatan Erhürman, Protokol’ün imzalandıktan 13 ay sonra Meclis’e geldiğine işaret etti, Kıbrıs Türk Halkının kurumsal yapısına saygının buradan da belli olduğunun altını çizdi.
Erhürman, “Ne öncesinde Meclis’e görüşme var, ne sonrasında… Devlet, egemenlik dediğinizde mangalda kül kalmaz, yaşattığınız da bu” şeklinde konuştu.
Protokolün 14. Maddesine işaret eden Erhürman, maddenin Osmanlı dönemi öncesi, Osmanlı Dönemi ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’nin araştırmasına ilişkin unsurlar içerdiğine değindi, bunun anlaşma imzalanırken Kıbrıs Türk Kurumları’ndan değil, ‘başka bir yerden bakıldığını’ da ortaya koyduğu görüşünü belirtti.
rotokol’de Kıbrıs Türk Tarihi Dönemi olmadığı gibi, Protokol’deki Türkiye Cumhuriyeti Dönemi diye bir dönemin bilimsel olmadığını söyleyen Erhürman, bunun anlaşılır olmadığına değindi.
“Bizi biz biliriz”
Mali açıdan ve uluslar arası tanınma açısından zorluk çektiğimizi ve protokollerin de bu noktalarda destekler içermesi gerekliliğine Erhürman, Protokollerin ‘yetki devri amacıyla’ imzalanmamasının önemine işaret etti, “Şu anda bu protokole baktığınız zaman bizim kurumlarımız ortada yok” dedi.
TİKA’nın KKTC’ye ilişkin tanıtım filmi yaptığını hatırlatan Erhürman, Kıbrıs Türk Halkı’nı tanıtacak filmleri, Kıbrıs Türk Haklı’nın çekmesi gerekliliğine işaret etti.
“Biz kendi kendimizi tanıtacak bilgiye ve insan kaynağına sahibiz, ekonomik anlamda ve uluslar arası tanıtım anlamında eksiğiz” diyen Erhürman, “Bizi biz biliriz” şeklinde konuştu.
Protokollerin tarafları belli iken, içerisinde Yunus Emre Enstitüsü’nün tanımlanmasına neden gerek duyulduğunu sorgulayan Erhürman, sadece bu Enstitü’nün bulunduğu yerlerde mi kültürel faaliyet yapılabileceğini sorguladı.
Kıbrıs Türk Halkı’nın bu dönemde orta çıkan hassasiyetlerine işaret eden ve bunu kendi kimliği, kültürünü, değerlerini yaşatmak, geleceğe taşımak, uluslar arası alana taşımak olduğuna vurgu yapan Erhürman, bunun da yetkilerini devretmekle mümkün olamayacağının altını çizdi.